Yüzünden terler damlayan bir cam ustası uzun bir çubuğun ucundaki cam yumağını kızgın bir fırının içine sokuyor. Biraz bekledikten sonra çıkararak hızla şekil vermeye çalışıyor. Yakıldıktan sonra bir daha söndürülmeyen fırından çıkan kızgın cam, ıslak gazete kağıtları ile birleşince ortalığı buhar kaplıyor. Cam ustası ıslak kâğıtlarla soğuttuğu cama şekil vermek için tüm hünerini konuşturuyor. O cama son şeklini vermeye çalışırken ben tam da alın teri gerektiren bu uğraşıyı en iyi karelere aktarma telaşı içindeyim. Bu çalışma çok değil 10 -15 dakika kadar sürüyor ve ortaya muhteşem bir vazo çıkıyor. Usta yaptığı vazoyu gururla gösterirken, ben kendi içimde daha iyisini nasıl çekerdim muhasebesini yapmaya başlamıştım bile. Daha dikkatli olsam çok daha iyi kareler çekebilirdim ama bu ilkti ve ustanın ne yapacağını, nasıl hareket edeceğini bilmiyordum.
Cam ustalarının sanatsal çalışmalarıyla baş başa bırakıp yöneldiğim başka bir odada ise küçük cam sanatçıları ile karşılaştım. Tümü 5-6 yaşlarında olan çocuklar büyük bir sanatçı titizliğiyle camdan boncuk yapmaya çalışıyorlardı. Riva deresi kıyısında bulunan Cam Ocağında cama can veren cam ustalarını, cam öğrencilerini ve camdan yapılan eserleri görmek hatta isterseniz camdan sanat eserleri yapmak için bir gününüzü buraya ayırmanız yeter. Doğa yürüyüşlerinde olduğu gibi öyle çok erken de çıkmanıza gerek yok. Saat 10.00 gibi cam ocağında olsanız yeter.
FSM köprüsünden çıktıktan sonra Kavacık’tan Polonezköy’e sapın. Polonezköy’den sonra Cumhuriyet, Bozhane ve Öğümce köylerini geçeceksiniz. Yol boyunca Cam Ocağı tabelalarını dikkat edin. Öğümce köyünü çıktıktan kısa bir süre sonra yolun sağında bulunan Cam Ocağını göreceksiniz.
Cam ocağı, tekstil sektörüne yıllarını vermiş Yılmaz Yalçınkaya tarafından kurulmuş. Kuruluş öyküsü bile bir insanın isterse neler yapabileceğinin güzel örneği diyebilirim. Sektörde yaşanan sıkıntılardan bunalan Yalçınkaya, eskiden beri ilgi duyduğu cam işini öğrenmek istemiş. Yıllarını verdiği ve profesyonelleştiği tekstili sektörünün yanı sıra cam işine de el atmaya karar vermiş. Bu karar ticari değil daha çok sanatsal kaygından alınmış. Amacı cam işinin güzel sanatların bir dalı olmasına katkıda bulunmak. Ancak çok kısa bir süre içinde Türkiye’de olanakların çok kısıtlı olduğunu görmüş ve yurt dışında eğitim almaya karar vermiş. Bu eğitim serüveni tam 10 yıl sürmüş. Bu süre içinde Amerika, İtalya, Almanya ve İsviçre başta olmak üzere tam 12 ülkedeki cam oklularında eğitim almış. Bu eğitim serüveni sırasında ülkemizde de böyle bir okulun olması gerektiğini düşünmüş ve 2002 Temmuz ayında Cam Ocağı Vakfı’nı kurmuş. Cam ocağı kısa sürede dünya standartlarında bir cam okuluna dönüşmüş.
Önceden randevu almak ve koyulan kuralları çiğnememek şartıyla cam ocağında fotoğraf çekebilirsiniz. Teşhir salonlarındaki eserler, Cam fırınlarında çalışanlar, uygulama atölyelerinde birere sanatçı titizliğiyle cam işlemeye çalışan kursiyerler, cam işlemle malzemeleri iyi birer fotoğraf konusu.
Fotoğraf çekerken aşağıdaki kriterlere dikkat edin. Işık fotoğraf için yeterli 200-400 ASA idare ediyor ama fotoğraflarınızı üç ayak kullanarak çekerseniz çok iyi sonuçlar elde edebilirsiniz. Flaş kullanacaksanız kablo kullanarak ışığı yandan verin. Ayrıca flaşı dolgu flaş amaçlı kullanın. Daha iyi sonuçlar elde edebilirsiniz. Düşük enstantane ve flaş yardımıyla ilginç kareler yakalayabilirsiniz. Eğer adam akıllı bir cam konusu çalışacaksanız.
Cam ocağıyla görüşüp izin aldıktan sonra birkaç gün çekip yaparak çok iyi fotoğraflar elde edebilirsiniz. Objektif olarak bir 10-20 mm ve birde 70-200 mm yeter de artar bile. Makro için de klasik 105 mm yakın çekimlerde çok iş görür.
Cam Ocağı tel : 0 216 433 36 93