Yalçın Doğan

23 Haziran 2021

Yüz yıl sonra milletvekillerine "gizlilik" kelepçesi

Siyasi olarak, iktidarı zaten hiçbir yolla denetlemek yetkisi kalmamış olan milletvekillerinin, şimdi de ekonomik kuruluşlardaki denetim yetkisi ellerinden alınıyor

"Katarlılar geldi, MKEK'yı gezdi. Bunlar niye geldi diye sorduk, 'Tank Palet Fabrikası'nda tank üreteceğiz, tankın üzerine konulacak top namlularını tespit etmeye geldiler' dediler. Belli ki, MKEK'ya göz dikmişler."

Bu sözler İyi Parti Kırıkkale İl Başkanı Bülent Altınışık'a ait.

Durup dururken, Katarlılar Kırıkkale'ye neden geliyor? Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu'na (MKEK) ait fabrikayı neden geziyor?..

Katarlılar?.. Tanıdık insanlar!.. Bizim ülkemizde nerede bir fırsat, nerede bir rant söz konusu olsa, karşımızda Katarlılar!.. Neden Katarlılar?

Çünkü, onlar eski deyimle:

"En ziyade müsaadeye mazhar kişiler..."

Yani, hiç kimseye tanınmayan her çeşit ayrıcalıklara sahip kişiler. Kim bilir, ne ilişkiler var!..

MKEK yasa değişikliği

Ne tesadüf!..

Katarlılar Kırıkkale'deki fabrikayı gezerken, AKP o fabrika ve o kurumla ilgili, MKEK ile ilgili yeni bir yasa önerisi getiriyor.

Zamanlama cuk oturuyor.

Yasa önerisine, yasa değişikliğine göre:

"MKEK anonim şirket haline dönüştürülüyor."

Bu tek bir cümle, gerçekte AKP'nin Türkiye'de Cumhuriyet dönemindeki varlıklarını nasıl yok ettiğini anlatıyor.

"Özelleştirme" diyerek, temel sanayi kurumları yok ediliyor. Sırada şimdi MKEK var:

"Değişik unvan ve statülerle tarihi 15. yüzyıl Osmanlı dönemine kadar inen Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu, sanayi işletmelerine çeşitli parçalar üreten bir sanayi kuruluşu."

Bunlar "'yerli ve milli" diyor ya, hangi kuruma "yerli ve milli" diyorlarsa, onu özelleştiriyorlar, yani satıyorlar. Özelleştirdikten sonra da, o fabrikalardan eser kalmıyor. Şeker fabrikaları örneği ortada.

Denetim dışı

Şimdi getirdikleri yasa önerisindeki ilk adım malum:

"Anonim şirkete dönüştürülmek istenen MKEK denetim dışı bırakılıyor, aynı anda İhale Yasası kapsamı dışına çıkartılıyor."

İkinci adım yine malum:

"AKP gelmeden önce yirmi bin kişinin çalıştığı MKEK'te bugün sadece beş bin kişi çalışıyor.

Şimdi önerilen yasayla, çalışanların statüleri değiştiriliyor, sözleşmeli personel olmaktan çıkartılıyor. Çalışanlar memur kimliğini kaybediyor, düz işçi statüsüne giriyor. Kabul ettin ettin, etmedin, sana güle güle!.. Çalışanların kaderi belli değil."

Belli olan bir şey var, Katarlılar gelip gördüğüne göre, MKEK da anonim şirketleşme üzerinden özelleştirilecek.

Ya da önce "Varlık Fonu'na" devredilebilir.

"Gizli" damgası

"Varlık Fonu" demişken...

23 Nisan 1920... 21 Haziran 2021...

"Yüz yılını geride bırakan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde ilk kez..."

AKP ile birlikte, pek çok "ilk kez" var da, bu seferki ne?..

"Ekonomik kuruluşların denetim yetkisi Meclis'in elinden fiilen alınıyor."

Olay şu:

İki gün önce TBMM KİT Komisyonuna Varlık Fonu ile ilgili bir rapor geliyor. KİT Komisyonu KİT'leri, yani Kamu İktisadi Kuruluşlarını, yani ülkenin temel ticari ve sanayi kurumlarını denetleyen komisyon. Milletvekilleri KİT'lerden kendilerine dağıtılan raporları inceliyor, komisyonda o raporlardan yola çıkarak, sorumlulara soru soruyor. Böylelikle ne olup bittiği ortaya dökülüyor.

Bizler de, ülkedeki yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarını öğreniyoruz. Türkiye'nin nasıl yönetilmediğini öğreniyoruz.

"İki gün önce KİT Komisyonunda Varlık Fonu ile ilgili dağıtılan rapora AKP 'GİZLİ' damgası vuruyor.

Yani, milletvekillerinin o rapordaki bilgileri halkla paylaşmaları, yasaklanıyor.

Siyasi olarak, iktidarı zaten hiçbir yolla denetlemek yetkisi kalmamış olan milletvekillerinin, şimdi de ekonomik kuruluşlardaki denetim yetkisi ellerinden alınıyor.

Demokrasiye bir ağır darbe daha."

O Varlık Fonu ki...

245 milyar dolarlık bir fon.. O fona dahil olan kurumlar İhale Yasası dışında...

Rapor şimdi "gizli."

Demek ki...

"Varlık Fonu da hem denetim dışında, hem Fon'la ilgili bilgileri paylaşmak yasak."

Yasak...

Demek, bizlerin bilmemizi istemedikleri konular var.

Açıklayan milletvekili, hakkında dava açılması tehdidi ile karşı karşıya bırakılıyor.

İki örnek

Varlık Fonu'na dahil olan iki kurumla ilgili geçmişten gelen iki örnek var.

"BOTAŞ..." 2019'da Varlık Fonu'na devredilmeden önce 3.3 milyon lira karı var. Bugün 5.6 milyon lira zararda.

"Türk Denizcilik İşletmeleri..." 2017'de Varlık Fonu'na devredilirken, 51 milyon 600 bin lira karda. Şimdi karı 21 milyon liraya düşmüş bulunuyor.

Bu iki örnek Varlık Fonu'nun nasıl yönetildiğini gösteriyor. Ülkeyi yönetmenin aynası.

Böylelikle "gizli" damgası yerini buluyor.

"Kurumların tek tek çöktüğünü aman kimse bilmesin!.."

Sanki kimse görmüyor, sanki herkes kör!..