Yalçın Doğan

01 Mayıs 2019

YSK'nın demokrasiyle tangosu

YSK demokrasiyi hafifçe kımıldatacak mı, yoksa daha da geriye mi götürecek?

ABD'de: Yüzde 58.

Almanya'da: Yüzde 43.

Fransa'da: Yüzde 51.

İtalya'da: Yüzde 70.

İspanya'da: Yüzde 81.

Macaristan'da: Yüzde 53.

Yunanistan'da: Yüzde 84.

İngiltere'de: Yüzde 55.

Polonya'da: Yüzde 44.

Hollanda'da: Yüzde 34.

Dünyanın en huzurlu, demokrasinin tüm kurallarıyla işlediği, toplumsal memnuniyetin en yüksek olduğu, kamu hizmetlerine ulaşımda hemen hiç sorun yaşanmayan İsveç'te bile yüzde 30.

Nedir bu oranlar?..

Demokrasiden memnun olmayanların ölçüsü, oranı.

Yukarıda, ülkelere göre verilen rakamlar, o ülkelerde halkın "demokrasiden memnuniyet duymadığını" gösteriyor. Hayli yüksek oranlar.

Yani, ABD'de halkın yüzde 58'i ya da Almanya'da halkın yüzde 43'ü demokrasiden memnun değil.

PEW anketi

ABD merkezli "PEW" araştırma enstitüsü değişik konularda anket yaparak, yeni düşünce üretilmesine katkıda bulunuyor.

Derinde yaşayan balıkların ölümlerini azaltmaktan tutun da, ormanlarda kuşlarına korunmasına, kamu hizmetlerinde verimliliğin artmasına, vergi gelirlerinin nasıl daha adil arttırılabileceğine kadar, hayatın farklı alanlarında dünya çapında anketler düzenliyor.

Bunlardan biri de, "demokrasiden memnuniyet ölçüsü".

PEW düşünce kuruluşu yirmi yedi ülkede demokrasinin nasıl işlediğini, halkın demokrasiden ne ölçüde memnun ve hangi alanlanlarda, neden şikayetçi olduğunu araştırıyor.

Yirmi yedi ülkede, otuz bini aşkın insana yapılan anket sonuçları, bir kaç ülke hariç, hemen hiç bir gelişmiş ülkede halkın demokrasiden memnun olmadığını gösteriyor.

Demokrasinin ölçüleri

"Memnuniyet ölçüsü" nasıl belirleniyor?..

Belli kavramlara ve onların işlerliğine, uygulanmasına görev belirleniyor. O ölçüler şunlar:

-Ekonomik refah, yaşam standardı.

-Ülkenin büyüme hızı, enflasyonu, ihracatın ithalatı karşılama oran, dolaylı ve dolaysız vergi gelirlerinin payı, bütçe denkliği, iç ve dış borçları, işsizlik oranları, bunların halka yansıması.

-Temel hak ve özgürlüklerin kullanımını.

-Ayrıca, basın ve ifade özgürlüğü.

-Medyaya güven.

-Adalete güven.

-Yargı bağımsızlığı.

-Hükümetin Meclis'te denetlenebilmesi.

Bu konularda halka sorular soruluyor. Halk da, kendi yaşamından edindiği deneylerle, gördüğü ve geçirdikleriyle bu sorulara yanıt veriyor.

Sonuç kötü.

Çünkü, pek çok ülkede demokrasiden memnun olmayanların oranı gerçekten yüksek.

Biz buradan baktığımızda, pek çok Batı ülkesinde işleyen demokrasiye imrenirken, orada yaşayan insanlar demokrasinin yine de tam olarak işlemediğini düşünüyor.

Türkiye ölçüleri

PEW araştırma kuruluşunun Türkiye için böyle bir anketi yok. Anket yaptığı yirmi yedi ülke arasında Türkiye yok.

O kuruluşun uyguladığı "demokrasi ölçülerini" biz Türkiye için uygularsak... Türkiye'de:

-Ekonomik refah, iyi bir büyüme hızı, düşük bir enflasyon, düşük işsizlik oranı var mı?..

-Temel hak ve özgürlüklerin kullanımı var mı?..

-Basın ve ifade özgürlüğü var mı?..

-Medyaya güven var mı?..

-Hükümetin Meclis'te denetimi var mı?..

Bunların hiç birisi yok.

Dolayısıyla, aynı anket Türkiye'de uygulansa, takke düşecek, kel görünecek. "Demokrasiden memnuniyetsizlik" oranı dünyaya göre, bizde herhalde rekor kırar!..

Ya "yargıya güven"

Demokrasinin vazgeçilmez ölçülerinden biri olan "yargıya güven ve bağımsız yargı" ne durumda?..

Türkiye'de yapılan çeşitli anketlerde, hatta dünyadaki adalet endekslerinde durum belli.

Türkiye'de "adalete güven" son yıllarda hızla azalıyor. Çünkü, "bağımsız yargı" ağır darbeler alıyor. Buna ilişkin yüzlerce örnek var. Ayrıca, çok başka temel bir kurum, kavram, "kuvvetler ayrılığı" ortadan kalkıyor.

İşte, tam bu noktada günümüzde devreye Yüksek Seçim Kurulu giriyor.

"Adalete güven" ve "bağımsız yargının" ölçüsü olarak, gündemde Yüksek Seçim Kurulu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye seçimiyle ilgili kararı var.

Bir aylık karne kötü

Belediye seçimleri üzerinden tam bir ay geçiyor, bir ay...

İstanbul Büyükşehir seçimleriyle ilgili Yüksek Seçim Kurulu hala karar vermiş değil... Bir türlü veremiyor...

Elindeki tüm hukuki gerekçeler tükenmiş olduğu halde, hala ayak sürçüyor.

Dolayısıyla, YSK'nin bir aylık karnesi çok zayıf.

Daha önce vermiş olduğu kararlar ve uygulamalar ortada olduğu halde...

Şimdi, bizde "demokrasiden memnuniyet ölçüsü" olarak, yargı bağımsızlığı, yargıya güven ve kuvvetler ayrılığının bir ölçüsü olarak YSK kararı bekleniyor.

Ölçüler ve uygulama ortada...

YSK demokrasiyi hafifçe kımıldatacak mı?..

Yoksa, daha da geriye mi götürecek?..