Ormanlara, zeytinliklere baltayla giriyorlar.
Tarlaları iş makineleriyle perişan ediyorlar.
Kentlerde parkları, bahçeleri, yeşil alanları betonlarla yok ediyorlar.
Bazen maden ocağı, bazen TOKİ, bazen AVM ile.
Türkiye nefes alamaz hale geliyor.
Türkiye'de iklim değişiyor.
Türkiye adım adım olağanüstü bir kuraklığa doğru gidiyor.
Göllerde, nehirlerde, ırmaklarda sular çekiliyor, yeraltı suları tükeniyor, su kaynakları hızla azalıyor. Ovalar çölleşiyor.
Ülkeyi yirmi bir yıldır yöneten AKP iktidarı göz önündeki bu felakete karşı ne yapıyor?..
Bürokrasi tamam
Kağıt üstünde bakıldığında...
"Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı" var.
Bu Bakanlık kuraklığa karşı ne düşünüyor, duyan var mı?..
Kağıt üstünde bakıldığında...
Eylül 2021'de Türkiye Büyük Mlilet Meclisi "İklim Değişiklikliğinin Nedenleri ve Buna Karşı Alınacak Önlemler" başlıklı bir araştırma var. Oluşan komisyon tam 680 sayfalık bir rapor hazırlıyor.
Sonra?..
Sıfıra sıfır, elde var sıfır.
Kağıt üstünde bakıldığında...
Çevre Bakanlığı daha 2010 yılında "Türkiye'de İklim Değişikliği Stratejisi 2010 - 2023" Stratejisi" başlıklı bir rapor hazırlıyor, 125 sayfa.
İyi bir rapor
O rapor kuraklığa karşı somut adımlar içeriyor.
Özünde iklim değişikliğinde en önemli etkenlerden biri olan sera salınımını azaltmak. 1990 yılında karbondioksit salınımı bizde 170 milyon tona eşit iken, 2007 yılında 372 milyon ton eş değere yükseliyor. İki katı aşan bir artış.
Bu artışı azaltmak için çareler arasında neler yok ki!..
"- Daha az et ve süt tüketmek, çünkü et ve süt üretimi sera gazı emisyonunu arttırıyor.
- Uçakla daha az yolculuk etmek.
- Elektrikli arabalara yönelmek.
- Kentlerde toplu taşımaya ağırlık vermek.
- Enerji kullanımını azaltmak.
- Suyu tasarruflu kullanmak.
- Tarımsal sulamada su tasarruflu yöntemlere geçmek.
- Daha az çöp çıkarmak.
- Çevreye sahip çıkmak".
Tarihe dikkat
Bazı başlıklarını aktardığım bu raporun tarihi dikkat çekici.
Rapor 2010'da hazırlanıyor ve 2023'e kadar, yani şu sonuna yaklaştığımız yıla kadar yapılması gerekenleri anlatıyor.
İşte, 2023 bitiyor, nerede o adımlar?..
AKP gereğini yerine getirmiş olsa, bugün bu ölçüde kuraklık tehlikesiyle karşılaşır mıydık?..
"Yeşil alanları koruyun"
2010 tarihli raporun ana başlıklarından biri, kuraklığa karşı:
"Yeşil alanları koruyun".
Bu başlık altında bakın ne yazıyor:
"Şehirlerin içinde yer alan park ve bahçeler kentlerin aşırı ısınmasının önüne geçiyor, sıcaklığı önemli ölçüde dengeliyor. Çevrenizde ağaçlandırma ve yeşillendirme çalışmalarına destek verebilirsiniz".
Fıkra gibi!..
Kendi iktidarında hazırlanan bu rapora rağmen, AKP kentlerde yeşil alan mı bırakıyor?..
AVM'lerden, koca koca binalardan geçilmeyen, betonlaşan kentler.
İstanbul Söğütlüçeşme son örneklerden biri. Oraya da, bir AVM dikiliyor.
Çevre halkı ayaklanmış, mahkemelere başvuruyor, inşaatı durdurmaya çalışıyor, eyleme geçiyor ama nafile, AVM inşaatı devam ediyor.
Türkiye'nin her yerinde yeşili yok eden, kentleri yaşanmaz hale getiren sayısız örnek var.
Ağaçlandırma, Akbelen
İklim değişikliğine ve kuraklığa karşı yapılması gerekenlerden biri, yine rapora göre:
"Milli Ağaçlandırma Seferberliği".
Bu çerçevede milyonlarca hektar arazinin ağaçlandırılması öngörülüyor. Arazinin niteliğine göre, ağaç türlerinin belirleneceği ekleniyor.
Neden bu seferberlik?.. Raporda yazıyor:
"Karbon tutulmasını sağlamak amacıyla".
Karbon tutmak, kuraklığa karşı ormanlar.
Madem öyle...
Akbelen Ormanlarını neden kestiniz?..
Herkes ayaklanıyor ama, AKP kimseyi dinlemiyor.
Sadece Akbelen mi, yirmi bir yıllık AKP iktidarında on binlerce ağaç kesiliyor.
Orman, bağ, bahçe, park, yeşil alan adına ne varsa, yok ediliyor.
İnsanlar ağaçlarına, yeşilliklerine, tarlalarına sahip çıkmak istediğinde ölüyor, coplanıyor, yerlerde
sürükleniyor.
Kim dinler yargıyı!
Şimdi yeni örnek var.
Hatay Dikmece Köyü zeytinlikleri.
Köylüler dört aydır direniyor.
Mahkemenin yürütmeyi durdurma kararına rağmen:
- TOKİ inşaatı devam ediyor.
- Zeytinlikler kesiliyor,
- Ormanlar yerle bir ediliyor,
- Kentin göbeğinde AVM inşaatları sürüyor.
Yargı kararları mı?.. Kim dinler yargıyı?..
Ve...
İstanbul...
İstanbul'u 2019'a kadar 25 yıl aralıksız AKP yönetiyor. Nutuklara gelince, İstanbul'da 2048'e kadar su sorunu olmayacak!..
İstanbul şu anda susuz kalma tehlikesiyle karşı karşıya.
Ya Türkiye?..
Bütün dünya iklim değişikliği etkisinde. O değişikliğin en çok vurduğu ülkelerden biri Türkiye.
Neden?..
Çevrenize bakın, yeter!..
Yalçın Doğan kimdir?Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı. 1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor. Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı. Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca'dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir. |