"İnşallahlar" arasında...
Yetmez...
"Başkaları çok kıskanacak, çatlayacak, patlayacak."
Yetmez...
"Ekonomi Temmuz'dan sonra öyle bir atağa kalkacak ki..."
Yetmez...
"Almanya'sı, Fransa'sı, İngiltere'si, İtalya'sı, hele o her şeye burnunu sokan Amerika'sı çok kıskanacak."
Kim söylüyor bu sözleri?..
Yanılıyorsunuz!..
Artık ezberlenen bu sözler "Tayyip Erdoğan'a ait değil."
Ya?..
Bu üslup, kullanılan sözcükler, vaatler, vs. kime ait?..
"İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya!.."
Nerede ve neden dolayı?..
"Afyonkarahisar'a bağlı Sinanpaşa ilçesi, Güney beldesinde belediye başkanlığı seçimi için, Süleyman Soylu önceki gün o beldeye gidiyor ve miting düzenliyor."
Üslup, hık demiş Tayyip Erdoğan'ın burnundan düşmüş!..
Amerika'ya fırça
Olayın tamamında ve o üslupta, bir başka garabet var. Ya da "çok ciddi politik bir hata."
Avrupa'ya fırça atarken, çok sık duyduğumuz gibi, onların "bizi kıskanacağını" söylerken, Soylu Amerika'ya laf atmadan duramıyor:
"O her şeye burnunu sokan Amerika!.."
Bir hafta sonra Tayyip Erdoğan Brüksel'de, aylardır umutla beklediği görüşmeye gidiyor, "Amerikan Başkanı Biden" ile buluşmaya...
Erdoğan - Biden, araları zaten limoni. Görüşmeden hemen önce söylenen bu sözler Biden karşısında Erdoğan'ı güç durumda bırakmaz mı?..
"Konuşmasında Erdoğan'ı öve öve bitiremeyen, onu taklit eden Soylu, bunu düşünemiyor mu? Yoksa, Erdoğan'ı zor durumda bırakmak amacıyla, bilerek mi yapıyor?"
Bilerek ise, Soylu neye güveniyor?..
830 seçmen
Afyonkarahisar'ın o beldesi, Güney, sadece ve sadece "830 seçmenli" bir belde.
Türkiye'nin çeşitli mahalle ve beldelerinde dün muhtar ve boş bulunan belediye başkanlığı ve belediye meclis üyeliği için seçim var. Güney Beldesi bunlardan biri.
Orada belediye başkanlığını kazansan ne olur, kaybetsen ne olur?
Ama, AKP oraya asılıyor, en küçük bir yerde bile, seçim kazanmaya çok ihtiyacı var.
Bununla birlikte, Afyonkarahisar ve Süleyman Soylu ne alaka?
Soylu İstanbul doğumlu. Ailesi Trabzonlu. Kendisi daha önce Trabzon milletvekili. Afyonkarahisar'la hiç bir bağlantısı yok.
O zaman ne alaka?..
Kaldı ki...
İzlediğim kadarıyla...
"Pek de önem taşımayan bu seçimler için Soylu'nun dışında hiçbir Bakan herhangi bir beldeye gidip, miting yapmıyor. Soylu neden gidiyor?"
Hassas dengede
Haftalardır, belki de aylardır "Soylu en tartışılan Bakan".
Hele de, Sedat Peker'in videolarından sonra, o koltukta hâlâ oturması, Erdoğan'ın verdiği destekten dolayı.
"Özünde, Devlet Bahçeli'nin desteğinden" kaynaklanan bir tahterevalli. Biri biraz öteki yana itse, hooop o koltuktan düşecek.
İyi tezgah
Çok hassas dengeler üzerinde oturuyor.
Belki de, Erdoğan açısından o dengeyi sağlam tutmak amacıyla, kalkıp ilgisiz bir beldede miting yapıyor.
Ama, asıl:
"Halkla birebir karşı karşıya gelerek, güven tazelemek... Güven tazelemesi için gerekli ön hazırlıkları elbette eksiksiz yerine getirmek."
O konuşuyor, "organize topluluk" onu alkışlıyor!.. O mitingin hazırlığı kaç günden beri sürüyor, kim bilir!..
İyi tezgah!..
Kaldı ki...
Güney beldesinde AKP muhtemelen güçlü, seçimi AKP kazanabilir, Soylu bunu önceden tartmış olabilir.
"Ben gittim, seçimi kazandık" demek, tezgahın öteki parçası.
Temmuz'u bekleyin
Erdoğan'ın vaatlerinin tıpkısının aynısı (!), hiç işi olmadığı ölçüde, "ekonomiden" atıp tutuyor:
"Temmuz'dan sonra ekonomi öyle bir atağa kalkacak ki..."
Bugün 7 Haziran. Temmuz geldiğinde Soylu'ya sormak hepimizin görevi, tarihin en ağır ekonomik krizi ile karşı karşıya kalan ekonomi, Temmuz'da nasıl atağa kalkacak, kendisine hatırlatacağız.
"İçişleri Bakanı ekonomi müjdesi veriyor!.."
Bu işte bir gariplik yok mu?..
Şatafatlı konvoy
Güney beldesi 830 seçmenli ama, Soylu'nun orada "organize konvoyu" çok şatafatlı.
Gelecek Partisi'ne göre, "mitingde Soylu kamu araçlarını kullanıyor!.."
Yeni değil!.. Bunlar bunu yıllardır yapıyor, yıllardır o seçim yasası, bir de bu açıdan çiğneniyor.
O konvoydaki araçların benzinini ve diğer görevlilerin parasını kim ödüyor?..
Son yıllarda bu soruların modası çoktan geçiyor.
Üç hafta oldu
Soylu başka ülkelere sataşacağına, Hazine ve Maliye Bakanı orada dururken, boş laflardan ibaret ekonomi müjdesi vereceğine...
Sedat Peker'den on bin dolar alan milletvekilini açıklasa ya...
Bir TV programında, "Sedat Peker'den on bin dolar alan siyasetçiyi biliyorum, savcılığa bildireceğim" diyor.
Aradan tam üç haftaya yakın zaman geçiyor. Soylu'nun o ismi savcıya bildirdiği filan yok.
Ayrıca...
Sedat Peker'in iddialarına karşı, hakaret yerine, o iddialara karşı kendi tezlerini açıklasa ya...
Neyin provası?
Asli görevini bir yana bırakarak, ayrıca TV'de "açıklayacağım" dediği o milletvekilini açıklamayarak, üstünü örtmeye çalıştığı pek çok iddiaya rağmen, Soylu miting yapıyor!..
"Sanki Erdoğan'dan sonra adaylık ilanının provası gibi!.."
Soylu'nun miting düzenleyeceğinden Erdoğan'ın haberi yok mu?..
Yüzde yüz var.
Ya yoksa?..
Ooooo!..
"Kartların beklenen çok daha önce açıldığı günleri yaşıyoruz demektir."
Organize bir miting yaparak, küçücük bir beldede halkın karşısına çıkarak, güven tazelemeye çabalayan Soylu hedefi büyütüyor.
Ne var ki, arkasındaki bagaj çok yüklü.
"Hedefi büyük olabilir ama, bagajı hedefinden de büyük ve çok yüklü."
O bagajdan o hedef çıkmaz.