"Parola vatan, işareti namus. Kahrolsun istibdat, kahrolsun zulüm."

İstibdat yani:

"Tek bir yöneticinin toplumu baskı altında tutarak, hiçbir hak ve özgürlüğün bulunmadığı tek adam yönetimi."

Bu slogan ve bu ifade ile birlikte, Türkiye'nin bugün yaşadığı rejim tarihteki yerine oturuyor.

1876 Anayasasını ortadan kaldıran, II. Meşrutiyet'in ilan edildiği 1908 yılına kadar otuz üç yıllık "II. Abdülhamit" dönemini anlatan ‘istibdat' , günümüzde tek adamın otoriter yönetimine dönük benzerlik, tarihsel bir çağrışımla İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener tarafından dile getiriliyor.

"Yaşasın hürriyet, adalet, müsavat, meşveret." Yani özgürlük, adalet, eşitlik, dayanışma.

1789 Devrimi'nin özgürlük mücadelesindeki özdeyişlerden:

"Liberté, egalité, fraternité." Özgürlük, eşitlik, kardeşlik deyişini hatırlatan bir çığlık.

Kavala davası bir kırılma

Gezi davasında hukuk aramak, davayı hukuki kavramları ve süreciyle açıklamak çok boş bir iş.

Osman Kavala ve yedi değerli insanımıza verilen cezanın adalet ve siyasi tarihimiz açısından artık vazgeçilmez bir yere sahip.

"Kavala ve yedi değerli insanımıza verilen ceza toplumda tam bir kırılmayı yansıtıyor.

Suçsuz olmaları, suç için hiç bir kanıt bulunmayışının çok ötesinde, verilen cezalar baskı rejiminin en temel şifrelerinden birine dönüşüyor.

Bu ülkede ne özgürlük var, ne adalet."

Bu zaten sır değil. Gezi kararıyla birlikte tarihsel olarak, neyi nasıl yaşamakta olduğumuz netleşiyor. Onun içindir ki:

"Bu kırılma, özgürlük ve adalet taleplerini yükselten bir kırılma."

Akşener'in haykırışı

Aynı kırılma Meral Akşener'in benzetmesi ve haykırışıyla bütünleşiyor.

Akşener'in dile getirdiği sloganlar, sözünü ettiği tarihsel kesit II. Abdülhamit rejimine karşı çıkan, onunla mücadele eden "Jön Türkler'in" sloganları.

Başlıca üyeleri arasında Namık Kemal, Şinasi, Ziya Paşa, Ali Suavi, Agah Efendi, Abdullah Cevdet, Ahmet Rıza, Refik Bey, Ayetullah Bey, Reşat Bey, Sami Paşazade Sezai, Dr. Nazım gibi aydınların bulunduğu Jön Türk hareketi Osmanlı'da özgürlük ve Meşrutiyet düşüncesinin yerleşmesinde büyük rol oynuyor.  

Bu isimleri vermeden, kavramı anmadan Jön Türk hareketine gönderme yapan Meral Akşener Gezi'yi tanımlıyor:

"1908'de istibdata karşı koyan ruh ne ise, Gezi de, odur."

Yaptığı tarihsel eleştiri ve benzetme ile Meral Akşener siyasi tarihimizdeki yerini alıyor:

"Son Jön Türk olarak."

Adını yukarıda saydığım aydınlardan farklı bir yönü var Akşener'in. Yüz on dört yıl önce o aydınların "sadece kalemleri, çıkardıkları dergileri ve gazeteleri" var.

Oysa, Akşener'in elinde bugün "halktan aldığı gücün her geçen gün arttığı bir siyasi parti" var. 

Arınç'ın hatırlatması

Gezi kararlarına duyulan tepkilerin arasında önemli yer tutan başka bir eleştiri daha var. AKP'nin önde gelen üç kurucusundan biri olan Bülent Arınç'a ait.

Arınç hem AKP kurucusu, hem AKP'nin ilk Meclis Başkanı, hem bir zamanlar Başbakan Yardımcısı. Doğrudan "AKP'nin siyasi İslam anlayışına" gönderme yapıyor, verilen cezaların o anlayışla ilgisi olmadığını söylüyor:

"Bir mümin olarak, her işimizde adaletli olmalıyız. Adalet, Kur'anı Kerim'de ve hadislerde müminlere defalarca bir talimat olarak verilmiştir. Yani, bir bakıma adaletli ve adil olmak Nass'lardan biridir."

Kur'an'dan aktarma yaparak, faizle Nass arasında bağlantı kuran Tayyip Erdoğan'ın, hele de bir İmam Hatip öğrencisi ve hele de İslam'a bu ölçüde bağlı biri olarak ‘adaletin de Nass'lardan biri'  olduğunu bilmemesi mümkün değil.

Ama, Gezi kararlarını savunuyor, son konuşması bunun kanıtı.

Perinçek bile

Ayrıca...

O bile, evet ve hatta ve şaşırtıcı biçimde o bile, yani Doğu Perinçek bile Gezi kararlarına karşı çıkıyor.

Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısını destekleyen, Fransa'daki son seçimde faşist ve ırkçı Le Pen'i savunan, onun kazanacağını söyleyen...

Ve hatta, bir ara:

"Türkiye'de yargı altın dönemini yaşıyor" gibi, safsatalara imza atan Perinçek şimdi: 

"Gezi eylemlerinde biz de, varız. Haydi, güçleri yetiyorsa, yakama yapışsınlar. Biz Gezi'de hükümet istifa dedik, Kavala'lar istifa fikrine katılmıyordu."

Toplumun vicdanını kanatan Osman Kavala'nın içinde bulunduğu Gezi kararlarıyla birlikte Türkiye bir "kırılma" yaşıyor.

Meral Akşener ‘son Jön Türk' olarak o kırılmayı tarihteki yerine oturtuyor.