Yalçın Doğan

06 Nisan 2023

Seçime mâl olacak şehvet: Aday listeleri

İttifak içinde kalarak, ortak listelerde anlaşmak tek çözüm, "ben kendim girerim", tavrı baştan sona yanlış. O tavır AKP'nin ekmeğine yağ sürüyor

Siyasi ömründe sadece bir kez, tek bir kez ya, bir kez TV'de liderler tartışmasına katılması söz konusu olabilir mi?..

Halen Meclis'te temsil edilen parti liderlerinden oluşan bir tartışma, herhangi bir TV kanalında...

Tayyip Erdoğan'ın yirmi bir yıllık iktidarında diğer liderlerle birlikte, TV'de düzenlenen bir tartışma programına tanık olan var mı?..

Yok!..

Çünkü, Erdoğan iktidarı boyunca bu tür programlardan hep kaçıyor.

Oysa, benzer programlar 80'li ve 90'lı yıllarda hep var. Demokratik ülkelerde yine var.

Ya da kendisi dahil, dört Cumhurbaşkanı adayının katılacağı bir TV programı?..

Belli gazeteci tipleri

Liderlerle katılmıyor.

Kendisini gazeteci ilan edenlerin dışında, ellerine sorular tutuşturulmayan, bağımsız ve gerçek gazetecilerle bir programa katılabiliyor mu?..

Ona da, hayır, katılmıyor değil, katılamıyor.

Çünkü, öyle bir programda çanak sorular yok!..

Sadece kendisine sadık gazetecilerle da ya da düzenlediği mitinglerde atış serbest!..

KCDP davası

Böyle bir programda, bağımsız bir gazetecinin kendisine sorabileceği pek çok soru yanında, bence bir de şu olabilir:

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun (KCDP) kapatılması için neden dava açıldı?..

Bu ülkede hemen her gün bir kadın cinayeti işleniyor. Katil yakalansa bile, saçma sapan hafifletici gerekçeler gösterilerek, cezası indiriliyor. Kadınlar da, haklı olarak örgütleniyor, bir platform kuruyor.

2010 yılında kurulan bu platformun başına gelmedik kalmıyor.

"Aileyi ve toplumu parçalamayı amaçladığı gerekçesiyle, platformun kapatılması için dava açılıyor".

Dava açılmasına tepki öyle büyüyor ki, 36 baro ve 280 avukat müdahil olmak için mahkemeye başvuruyor.  

Dün olduğu gibi, her duruşma çok kalabalık ve ilgi odağı, Batılı ülkelerin konsoloslukları davayı izleyenler arasında yer alıyor. Dünkü duruşma bir kez daha erteleniyor.

KCDP sitesine girin, hemen görürsünüz:

"14 Mayıs'ta, Kadınların Seçimi 6284 diyerek, oylarımızı kullanacağız. Bizi kapatmaya çalışanları tarihe gömeceğiz".

6284, kadına şiddeti önleyen yasa.

Erdoğan'ın Yeniden Refah Partisi ve HÜDA PAR ile bir araya gelmesinde, o iki partinin kadınların özgürlüklerinin kısıtlanmasına ilişkin koşullarını kabul etmesi var.

Bir TV programında sorardım ona:

"Kadınları neden dışlıyorsunuz?.. Kadınlara neden ikinci sınıf insan muamelesi yapıyorsunuz?.."

Her zaman söyleniyor ya...

AKP iktidarını kadınlar ve gençler değiştirecek!..

"Hata yapmazsak"

Hem yoksulluk ve genel ekonomik tablo, hem depremdeki olağanüstü beceriksizlik ve hiçbir hazırlığın olmayışı, hem kadınların e gençlerin tepkisi...

Bir muhalefet acaba daha ne ister?..

Bir iktidarın değişmesi için başka acaba nası uygun bir ortam doğabilir?..

Bu sorular sorulurken, KARAR TV'de Altılı Masa üyelerinden Ahmet Davutoğlu iki ihtimalli bir söz söylüyor:

"Hata yapmazsak, ilk turda biz kazanırız".

Hata yapılmaması ilk ihtimal.

Ya ikinci ihtimal ne?..

Hata yapılması!..

Karamollaoğlu'nun vurgusu

Hata nerede yapılabilir?..

Örneğin, milletvekili adaylarının listelerde partilere göre dağılımında. Millet İttifakı üyelerinden Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu bu iktidarın değişmesini isteyen milyonlarca insanı tedirgin eden bir açıklama yapıyor:

"Bendeniz ittifak içinde ittifak diye adlandırdığımız üçlü ittifakı önemsiyordum. AKP'den kopan oyları cezbederiz, diye düşündük. Ama, maalesef ittifak sağlayamadık.

DEVA partisi ağırlıklı olarak, bizim logomuz altında seçime girelim, dedi. Biz, bu mantıklı olmaz, dedik. İttifak bizim amblemimiz altında olmalı yoksa, biz seçim kurullarında, sandık kurullarında yokuz, dedik. Anlaşamadık, son noktaya da geldik".

Al sana, hata!..

Hem de, seçimi kaybettirecek bir hata!..

Liste şehveti!..

Seçim sistemi

İlk kez bu seçimde uygulanacak seçim yasasında baraj yüzde 7 ayrıca, başka kuralları var.

Partiler bir ittifakta tek aday listesi ile seçime katılırsa, ittifakın milletvekili sayısı artıyor. Yüzde 7 barajını geçen bir ittifak içinde bütün partiler barajı geçmiş sayılıyor. Hepsi milletvekili çıkartıyor.

Buna karşılık seçime ayrı listelerle girilir ve bir parti yüzde 7'nin altında kalırsa, hem milletvekili çıkartamıyor, hem aldığı oylar karşı tarafa yarıyor.

Sonuçta:

Milletvekili listelerinde ittifak şart.

85 milyonun hayatıyla oynamak

İttifak içinde kalarak, ortak listelerde anlaşmak tek çözüm, "ben kendim girerim", tavrı baştan sona yanlış.

O tavır AKP'nin ekmeğine yağ sürüyor.

Seçime tek başına girmek isteyen partilerin, bugüne kadar yürüttükleri muhalefeti çöpe atan bir tavır.

Son viraja girerken, bunda nasıl inatlaşıyorlar, anlamak mümkün değil.

Hem Millet İttifakı için mümkün değil...

Hem de, benzer düşünceyi taşıyan Türkiye İşçi Partisi (TİP) için.

Güzel ve etkili konuşmaların bıraktığı iz üzerinden şehvete kapılmanın, o aldatmacayla, ben seçime tek başıma girer barajı aşarım, demenin alemi yok.

Bu seçimi kaybetmenin kendileri ve ülke için telafisi yok.

Her şeyi kırmış dökmüş bir iktidar karşısında, liste kavgasına tutuşmak 85 milyon insanın hayatıyla oynamakla eş anlamlı.

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca'dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.