Bizim Rusya enerji seyir defterimiz hiç iç açıcı değil, tam anlamıyla Rusya’ya bağımlılık söz konusu. Şu döküme bakmak yeter. Türkiye:
-Tükettiği enerjinin yüzde 31’i doğalgazdan sağlıyor. Doğalgazın yüzde 98’i ithalat. İthal ettiği doğalgazın yarısından fazlasını, yüzde 55’ini Rusya’dan alıyor.
-Tükettiği ham petrol ve petrol ürünlerinin yüzde 16’sını Rusya’dan alıyor.
-İthal ettiği kömürün yüzde 30’unu Rusya’dan sağlıyor.
-Enerjide Rusya’ya öylesine bağımlı ki, Akkuyu nükleer santralinin inşaatını, işletmesini, yakıt tasfiyesini yine Rusya’ya veriyor.
Rus uçağının düşürülmesi ile başlayan bunalım Ankara’yı diplomatik açıdan zora sokarken, her yurttaşı bekleyen tehlike enerji darboğazından geçiyor.
Putin çok sert
Putin çok ağır suçluyor, uluslararası ilişkilerde yenilir yutulur gibi değil:
“Teröristlerin suç ortakları tarafından sırtımızdan bıçaklandık. Türkiye için ciddi sonuçları olacaktır”.
Putin siyasi olarak, Türkiye’yi “teröristlerin suç ortağı” olarak ilan ediyor, çok ağır bir itham altında bırakıyor. On gün önce Antalya’da daha geniş ifadeler kullanıyor, “G20 içinde terörü destekleyenler var” diyor. O genellemeyi şimdi özele, Ankara’ya indirgiyor. Türkiye tarihinde ilk kez böyle bir suçlamayla karşı karşıya.
“Ciddi sonuçları olacak” derken de, muhtemelen ekonomik yaptırımlara vurgu yapıyor. Enerji öncelik taşıyor.
AKP iktidarı enerji uzmanlarınca on yıldır uyarılıyor, her uyarıdan sonra, Türkiye Rusya’ya enerjide biraz daha bağımlı hale geliyor. Putin’in tehdidi, üstelik tam kışa girerken, günlük hayatın sürdürülmesinde, çok ciddi güçlükler içeriyor.
Putin öfkesini sürdürür ve hıncını enerjide almaya kalkarsa, bunun başka bir sonucu olabilir, bizi iyice İran’ın kucağına itebilir.
Turizm ve müteahhitlik
Moskova’daki havaya bakılırsa, Putin’in tehdidi kapsamlı. Enerjiye ek olarak:
-Turizm: Rus Dışişleri Bakanı Lavrov’un ilk sözü Rus vatandaşlarına, “Türkiye’ye gitmeyin”.
Şu anda bize en çok turist Rusya’dan geliyor, birinci sırada, Almanya’yı geri bırakmış bulunuyor. İzlenen turizm politikası nedeniyle şu anda zaten Rusya turizminden iki milyar dolar kaybımız var. Turizmciler bundan sonra buna üç milyar dolar kayıp daha eklenebileceği kaygısını taşıyor. Toplam beş milyar dolarlık kayıp.
-Müteahhitlik İşleri: Rusya’da çok geniş müteahhitlik işleri alıyoruz. 1.923 Türk firması, 61.2 milyar dolarlık iş yapıyor. Şimdi müteahhit firmaları da tedirgin.
Bunlar ilk kalemde, Putin’in “Türkiye için ciddi sonuçlar olacaktır” tehdidinin ekonomik boyutları.
Akşam saatlerinde Putin’in öfkesi daha da artıyor, Rusya Türkiye ile askeri ilişkileri askıya alıyor. Bu bir dizi askeri yatırım ve yardımın ambargosu anlamına geliyor.
Bütün bunların toplamında, kıpırdayamaz hale gelebiliriz, bizi mengene gibi sıkabilir.
Melez savaş
Siyasi olarak, AKP iktidarı başından beri Suriye sorununda Rusya ile ayrı düşüyor. Aslında, sadece Rusya ile değil, bütün dünya ile ayrı düşüyor.
Ankara’nın Suriye politikası iflas ediyor, etmekle kalmıyor, her yönden bizi adım adım bir savaşa sürüklüyor. Şu anda Suriye sınırında yaşananlar zaten savaşın ta kendisi. Bu yetmiyormuş gibi, buna Rus uçağının düşürülmesiyle birlikte Rusya ile ne zaman, nasıl aşılacağı belli olmayan sıkıntılı bir dönem başlıyor.
Bu bizim dış politikanın iflası ancak, Rusya da sütten çıkmış ak kaşık değil. Onların dış politikası “bulanık savaş, melez savaş” teorisine denk düşüyor. Yani, çeşitli coğrafyalarda ufak ufak rahatsızlıklar vermek, adım adım cephe kazanmak.
Bizim hava sahamızı sürekli ihlal ederek, bizi rahatsız etmek, sonra da, üste çıkmak.
Ankara Rusların “melez savaşı” taktiğini elbette biliyor, buna rağmen, Rus uçağını düşürüyor ve bile bile girdaba kapılıyor. Basiret noksanlığı, dış politika gafleti. Koz Ruslarda.
Cumhurbaşkanlığı açıklaması
Ve vurgulanması gereken bir ayrıntı.
Rus uçağının düşürülmesi ardından ilk resmi açıklama, ilk resmi bilgi Cumhurbaşkanlığından geliyor.
Genelkurmay orada, Dışişleri orada, Başbakanlık orada, hayır hiç biri değil, açıklama Cumhurbaşkanlığından. Normalde bu kurumlardan biri tarafından yapılması gereken açıklama, Cumhurbaşkanlığından. Bu kaos içinde bile, “Başkanlık gösterisi”.
Madem işi bu kadar üstleniyor, zaten acele Güvenlik Zirvesi de topluyor, çıksın bakalım işin işinden. Bu kış nasıl geçecek? Enerji Bakanlığına atanan damadın üstesinden geleceği bir şey olmadığına göre, enerjide darboğazı nasıl aşacak?
Ve…“Teröristlerin suç ortağı” damgası gibi, ağır siyasi suçlamaya nasıl karşılık verecek?
Bu siyasal ve ekonomik bunalımın Rusya ile sınırlı kalmasını beklemek saflık olur. Ankara çok pişman olacağı, başından büyük bir işe kalkıyor.