Yalçın Doğan

06 Mayıs 2024

Rodrigo’nun gitar konçertosu: Sabah saat 04

Rodrigo Deniz Gezmiş’in son isteğini öğreniyor. Hemen aynı yıl, 1972’de eşiyle birlikte Türkiye’ye geliyor, İstanbul ve Ankara’da konçertosunu çalıyor, konserler veriyor. Devrimci ruhlar birbirini hiçbir zaman yalnız bırakmıyor

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, 6 Mayıs 1972'de idam edildi

Bu sabah saat 04.

Rodrigo’yu dinliyorum, onun gitar konçertosunu.

O muhteşem yapıtı dinlerken, tam 52 yıl önce bugün, bu saatlerde haykıran o sesi duyuyorum:

“Kahrolsun faşizm!..”

Gitar konçertosunun içerdiği anlam gibi.

1936’da İspanya İç Savaşı sürerken...

İnsanlık katili General Franco yönetiminde yaklaşık 36 yıl sürecek faşizme lanet okuyan İspanyol sanat yapıtları arasında bize tanıdık gelen iki yapıt var.

Piccaso’nun Guernica tablosu.

Rodrigo’nun gitar konçertosu.

Bu sabah saat 04, Rodrigo’yu dinliyorum.

Görme özürlü

Besteci Joaquin Rodrigo Vidre üç yaşında difteriye yakalanıyor ve görme duyusunu kaybediyor.

Aile çocuktaki müzik yeteneğini fark ediyor, küçük yaşta keman ve piyano eğitimine başlatıyor.

İlerleyen yıllarda Türk asıllı piyanist Victoria Kamhi ile evleniyor, bestelediği konçertoyu notaya eşi geçiriyor.

İspanya’da üç yıllık iç savaş sonrası faşizm başlarken, konçerto faşizme karşı dik duruşun ruhunu barındırıyor.

Bilerek gittiğin ölüme rağmen, ölüme meydan okuyarak, ayakta kalmak!..

Bu sabah saat 04, Rodrigo’nun gitar konçertosunu dinliyorum.

“Bu tabloyu siz yaptınız”

İspanya’daki iç savaşın insanlık tarihinin en kara sayfalarına geçen katliamlardan biri Guernica’da yaşanıyor.

General Franco’yu destekleyen Hitler’in uçakları Guernica kasabasını yerle bir ediyor. İkinci Dünya Savaşı’nda kullanacağı bombaları ilk kez orada deniyor. Bombalar etkisini gösteriyor, bine yakın yaralı, iki bine yakın ölü.

Geçen yüzyılın en büyük sanatçılardan Picasso yaptığı tabloyla bu vahşetin unutulmasına set çekiyor, tarihe kazıyor.  

O eşsiz Guernica tablosu.

Faşizme karşı sanatın önde gelen çığlıklarından biri.

Bir efsane olarak hep anlatılır, tabloyu gören ve etkilenen faşist bir Alman askeri Picasso’ya soruyor:

“Bu tabloyu siz mi yaptınız?..”

Picasso’nun unutulmaz yanıtı:

“Hayır, siz yaptınız.”

Dünyanın çeşitli yerlerinde birkaç kez gördüğüm o tablo şu anda gözlerimin önünde.

Guernica müzikte

Ama ben...

Bu sabah saat 04, Rodrigo’yu dinliyorum.

Hiçbir zaman teslim olmayan, hep dik duran, başkaldıran, emperyalizme kafa tutan insanları anarak.

O gitar sadece gitar değil, o konçerto faşizme karşı savaşta ölümsüz ruhun ta kendisi.

Bir hüzün.

Hüzün çünkü...

Konçerto başlarken davul sesi önde geliyor.

Davul...

Yani, faşizmin habercisi.

Davul gitarı bastırıyor.

Derken sessizlik.

Faşizmin karanlığı başlıyor.

Sonra tek bir gitar sesi, bir daha gitar, bir daha gitar.

Şimdi direniş.  

52 yıl önce bugün

6 Mayıs 1972, sabah saat 04, Ankara Ulucanlar Cezaevi.

Nihat Behram’ın anlatısıyla:

“Darağacında Üç Fidan”

Kendilerini devrime adamış, sadece inanmış, tek bir kişinin canına kıymamış, ama o kahrolası emperyalizme başkaldırmış...

Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan...

52 yıl önce bugün, sanki hayat olağan devam edecekmiş gibi...

Sanki beş, on dakika sonra hayatın son dönemecini geride bırakmayacakmış gibi...

Deniz Gezmiş son isteğini söylüyor:

“Rodrigo’nun gitar konçertosunu dinlemek istiyorum.”

Son anında...

Faşizme karşı dik duruşun müziği ile veda!..

Rodrigo Türkiye’de

Rodrigo Deniz Gezmiş’in son isteğini öğreniyor.

Hemen aynı yıl, 1972’de eşiyle birlikte Türkiye’ye geliyor, İstanbul ve Ankara’da konçertosunu çalıyor, konserler veriyor.

Devrimci ruhlar birbirini hiçbir zaman yalnız bırakmıyor.

“Vurun ulan vurun”

Bu sabah saat 04, Rodrigo’nun gitar konçertosunu dinliyorum.

Deniz Gezmiş’i, Hüseyin İnan’ı, Yusuf Aslan’ı düşünüyorum.

Aklıma Ahmet Arif geliyor:

“Vurun ulan vurun, ben kolay ölmem.”

Darağacına gönderdiniz.

Aradan 52 yıl geçti.

Öldüremediniz!..

Öldüremeyeceksiniz!..

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.