Yalçın Doğan

28 Ocak 2016

PKK masası devrildi, PYD ile külahlar değişti

PYD şu anda Türkiye’nin resmi terör listesinde yer almıyor

PYD, Demokratik Birlik Partisi, siyasi bir oluşum, bölgeyi kontrol ediyor.

YPG, Halk Savunma Birlikleri, PYD’nin askeri kanadı.

PYD’nin bir kaç özelliği var:

-KCK üyesi, KCK, Kürdistan Topluluklar Birliği. KCK, PKK’nın çatı yapılanması. PYD bu üyelik üzerinden PKK ile akraba.

-Bu akrabalık nedeniyle ve pratikte PYD “PKK’nın Suriye kolu” olarak anılıyor, terör örgütü olarak.

-Hemen “terör örgütü” olarak damgalamayın! Bekleyin biraz, muhteşem bir sürpriz var:

30 Kasım 2015’ten bu yana PYD Sosyalist Enternasyonal danışma üyesi, oy kullanamıyor, gözlemci üye.

 

Umut Oran'ın itirazı

 

Gözlemci de olsa, Sosyalist Enternasyonal'e (SE) nasıl üye olabiliyor?

PYD Sosyalist Enternasyonal'e iyi niyet mektubu sunuyor, terörle bağlantısı olmadığına ilişkin.

Sosyalist Enternasyonal’in PYD’yi üye almasına AKP Hükümetinden olumsuz bir tepki gelmiyor. Buna karşılık, SE Başkan Yardımcısı Umut Oran (CHP) 3 Aralık 2015’te açıklama yapıyor:

“PYD, iki yıldır Sosyalist Enternasyonal’e üye olmak için beklemektedir. Bu süre boyunca CHP olarak biz Türk hükümetinin PYD’yi Suriye’de PKK’nın uzantısı olarak görmesi nedeniyle üyeliğine karşı çıktık.

Ekim ayında Londra’da yapılan Etik Komite toplantısında ben PYD’nin PKK ile organik ilişkisi konusunda kaygılarımı söyleyerek PYD’nin Sosyalist Enternasyonal’e kabulüne karşı oy kullandım.

28-29 Kasım 2015’te Angola’da Sosyalist Enternasyonal Konsey toplantısı yapıldı. Ben bu toplantıya gitmesem de Sosyalist Enternasyonal Genel Sekteri ve Genel Başkanına PYD’nin üyeliğine karşı çekincelerimi ısrarla yineledim.

Benim karşı çıkışım nedeniyle Angola’daki toplantıda PYD’den yazılı beyan istendi. PYD yönetimi adına Sosyalist Enternasyonal'a gönderilen yazıda; “PYD’nin her türlü şiddet ve teröre karşı olduğu, ayrıca PKK ile herhangi bir organik ilişkisi bulunmadığı, Sosyalist Enternasyonal ilkelerine bağlı kalacakları” beyanında bulunuldu.

Çabalarımız sayesinde Sosyalist Enternasyonal ilk kez bir uygulama yaparak PYD’yi “Terör ve şiddetle ilgili Sosyalist Enternasyonal ilkelerine aykırı davranışı halinde üyeliğinin geri alınabileceği” koşuluyla kabul ettiği uyarısında bulundu.”

 

"Etkin ortak"

 

Batıdaki görüş şu:

En büyük terör örgütü IŞİD’dir, IŞİD’e karşı en etkin mücadeleyi veren örgüt PYD’dir.

IŞİD özellikle Paris katliamı sonrasında, Batı açısından bir numaralı terör örgütü olarak görülüyor.

Hatta, ABD Başkanı Obama kısa süre önce:

“Sahada en etkin ortağımız olduğu sürece IŞİD’in geriye itilebileceğini gördük, IŞİD Kobani ve Tel Abyad’ı kaybetti.”

Obama’nın bu açıklaması çok çarpıcı, Kobani ve Tel Abyad’ı çarpışarak geri alan YPG, yani PYD’nin askeri kanadı. Obama PYD’yi “etkin ortak” olarak tanımlıyor.

 

Terör listesinde yok

 

Türkiye açısından bir başka özelliği şu. Her ne kadar Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu son zamanlarda PYD’yi sürekli terör örgütü olarak nitelese bile, PYD şu anda Türkiye’nin resmi terör listesinde yer almıyor.

Adalet Bakanlığı bir davaya Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yazısını gönderiyor. 20 Mart 2015 tarih ve 685-46074 sayılı yazısında Emniyet Genel Müdürlüğü “PYD ve YPG’nin terör örgütü olduğuna dair Bakanlar Kurulu kararı bulunmadığını” bildiriyor.

 

Türkiye'ye davet

 

Türkiye-PYD ilişkilerine gelince, hemen her olayda yaşadığımız gibi, PYD ile ilişkiler de inişli çıkışlı.

Ankara, PYD Başkanı Salih Müslim ile birkaç kez görüşüyor, Kahire’de ve İstanbul’da. Hatta, 2013 Temmuz’unda Müslim Türkiye’ye Dışişleri Bakanı Davutoğlu tarafından davet ediliyor. Tayyip Erdoğan “ziyareti” şöyle açıklıyor:

“Suriye sınırındaki gelişmeler ve bu konuda alınan karar gereği MİT ile görüşecek.”

Salih Müslim ise o zamanki görüşmelere dönük olarak bugün kızgın:

“Evinin içinde görüşüyoruz en büyük yetkililerle. Kürt kazanımları karşısında Kürt Halkının kimliğine karşı duruyor. Çünkü, Suriye’de Kürt kimliği kazanacak. İstanbul’a kaç defa geldim.”

O görüşmelerde Ankara Salih Müslim’e şu telkinde bulunuyor:

-Esad rejimiyle asla işbirliği yapma,

-Suriye muhaliflerine katıl,

-Türkiye’nin güvenliğine aykırı faaliyette bulunma.

Davetlere rağmen, çatlak doğuyor.

PYD Suriye’de özerklik kurmak isterken, Ankara buna karşı çıkıyor.

Kuzey Irak’ta zaten Kürt Özerk Bölgesi var, buna Suriye’de bir özerk Kürt bölgesi eklenecek, yavaş yavaş serpilip gelişen bir Kürt Devletinin ayak sesleri.

 

Bir şaşkınlık: Gezi ve PYD

 

Yine Temmuz 2013’te Davutoğlu “şu ana kadar PYD bizde bir terör eylemi yapmadı” diyerek, Salih Müslim’e gönderdiği davete gerekçe hazırlıyor.

Aynı Davutoğlu bir hafta önce Londra’da İngiliz gazetecilere:

“YPG, PYD’nin askeri kanadıdır, PKK ile bağlantısı var, Türkiye’ye tehdit oluşturuyor.”

Son birkaç gündür ise, Erdoğan ve Davutoğlu dahil, yukarıdan aşağıya doğru, hükümet cephesinde ve bağlı bürokraside “YPG terör örgütüdür” yargısından geçilmiyor. Davutoğlu bir adım daha ilerde:

“PYD Gezi olayları başlayınca AKP Hükümeti geçici imiş gibi düşündü, Suriye rejiminin ise, kalıcı olacağını düşündü. Bu da Türkiye ile arasının açılmasına yol açtı.”

Gezi mi? Gezi nire, YPG nire? İş çığırından çıkıyor, Cenevre’deki Suriye toplantısında YPG’ye ret noktasına uzanıyor.

Son birkaç gündür hangi TV kanalını açsak, karşımızda YPG. Kendisinin ve bizimle ilişkisinin öyküsü özetle böyle.

 

Son soru

 

Şimdi soru şu:

Türkiye YPG konusunda neden zikzak çiziyor, bir terör örgütü suçlaması, bir kucaklama, neden? Zamanlama önemli.

AKP Hükümeti YPG’yi kucakladığı dönem PKK ile çözüm sürecini işlettiği dönem. O sırada PKK ile arası iyi. Ne zaman ki, PKK ile masa devriliyor, YPG ile de, külahlar değişiyor.

Yaşadığımız pek çok olay gibi, bir öyle bir böyle. İşte cemaat, işte Ergenekon, işte Balyoz. İşte, bir zamanlar gözde insanlar, sonra gözden düşenler, biten yol arkadaşlıkları.