Yalçın Doğan

20 Kasım 2024

Ordudan atılmalara şerh düşen bunlar değil miydi?

Şimdiye kadar komünistlikten, Kürtçülükten, irticadan dolayı ihraç edilenlere ilk kez Atatürkçüler ekleniyor. Bu da otoriter rejimin niteliğinde yeni bir aşama

Okul birincisi, Balıkesir Astsubay okulunu yeni bitiriyor, ataması yapılıyor ama, atandığı birliğe gidemiyor, çünkü ordudan atılıyor, 1981’de.

Neden?..

“Senin baban TSİP üyesi!..”.

12 Eylül 1980 askeri darbe sürecinde ordudan atılmanın gerekçelerinden biri “komünist olmak ya da komünistlerle bağı bulunmak”, komünist suçlamasıyla 85 subay ve astsubay ordudan atılıyor.

Şanlıurfalı binbaşı Kürt, ailesi Kürtçe konuşuyor. Binbaşı ordudan atılıyor. 12 Eylül’de askerler Kürtçe konuşmayı yasaklıyor, değil kendisi ailesi konuşsa bile, ordudan atılıyor.

Ya da ordudan atılan teğmene, “senin deden Dersim isyanına katılmış” suçlaması!..

Ya da Bursa’da bir subayın, “düzenli namaz kılması” dikkat çekiyor, ordudan atılıyor.

Bunlar 2010 yılında Anayasa değişikliği tartışmalarında TBMM Anayasa Komisyonu’nda aktarılan örnekler. (TBMM Anayasa Komisyonu Tutanakları, 2009- 2010).

Bin 700 subay ve astsubay

1982 yılından 2002 yılına kadar:

-Komünistlikle,

-Kürtçülükle,

-Gericilikle suçlanan toplam 1.700 subay ve astsubay ordudan ihraç ediliyor. (Aynı tutanak).   

2002’ye kadar, hele de askerlerin yönetimindeki, buna sivil hükümetler de katılıyor, ülkedeki en büyük üç tehlike komünizm, Kürtçülük ve irtica.

General, subay ve astsubayların ordu ile ilişkilerinin kesilmesi Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarına dayanıyor.

12 Mart’ın ürünü

YAŞ Temmuz 1972 tarihinde kuruluyor, 12 Mart 1971 askeri darbe döneminde.

Özellikle generallerin ve subayların terfilerinde ya da suçlu görülen askeri personelin orduyla ilişkilerinin kesilmesinde son sözü söyleyen kurum.

Türkiye’de parlamenter rejimin olduğu dönemde YAŞ Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı, Kuvvet Komutanları ile orgeneral ve oramirallerden oluşuyor.  

Gül ve Erdoğan’dan şerh

AKP’nin iktidara gelmesinden sonra Aralık 2002’de yapılan ilk YAŞ toplantısı hayli gergin.

Bazı subayların irticai faaliyetleri nedeniyle ordudan atılmasına karar veriliyor.

Başbakan Abdullah Gül ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ihraç kararlarını imzalamıyor, kararlara muhalefet şerhi düşüyor.

Ağustos 2003’te yapılan YAŞ’ta bu kez Başbakan Tayyip Erdoğan.

O Şura’da da irtica faaliyet gerekçesiyle ordu ile ilişkileri kesilen subaylar var.

Karara Erdoğan da şerh düşüyor, katılmıyor.

2007 yılında YAŞ’ta “ahlak dışı ilişkileri” gerekçesiyle 31, “irticai faaliyet” gerekçesiyle 7, toplam 38 personel orduda atılıyor. Başbakan Erdoğan ile Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül yine muhalefet şerhi düşüyor, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül kararları onaylıyor.

YAŞ kararları Anayasa’ya göre yargı denetimine kapalı.

2010 yılında Anayasa değişikliği ile YAŞ kararları yargı denetimine açılıyor, demokrasi gösterisi!..

FETÖ’cüler YAŞ’ta

FETÖ Balyoz ve Ergenekon kumpaslarıyla ordunun etkisini azaltmak isterken...

YAŞ’a FETÖ’cüler giriyor.

2011 ile 2015 arasında YAŞ kararlarıyla terfi eden general ve amiraller yüzde yirmi ile yüzde 80 arasında değişen oranlarda FETÖ’cü!..

15 Temmuz’un ertesinde, OHAL kapsamında Erdoğan 1.684 personelin ordu ile ilişkisine son veriyor. Tek seferde en büyük tasfiye.

İlk kez Atatürkçüler

YAŞ ve ordudan ihraç hikayesinin kısa özetinden sonra, günün konusu...

“Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen, Harbiye’den yeni mezun bazı teğmenler şimdi ordudan ihraç edilmek isteniyor.

Ettikleri yemin için izin almışlar almamışlar, izin verilmiş verilmemiş, disiplin suçuymuş bilmem ne!..

Hepsi hikâye, asıl mesele onların “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye haykırmaları.

Böylelikle ordudan ihraç tarihine yeni bir sayfa ekleniyor.

Şimdiye kadar komünistlikten, Kürtçülükten, irticadan dolayı ihraç edilenlere ilk kez Atatürkçüler ekleniyor.

Bu da otoriter rejimin niteliğinde yeni bir aşama.

Nerede o şerhler?

İktidara geldiğinde YAŞ kararlarına katılmayarak, şerh düşenler şimdi nerede?..

O zaman ordudan atılmaya karşı çıkıyorlar, çünkü bir bölümü irticai faaliyet gerekçesiyle atılıyor.

Ordudan atılmaya öylesine karşılar ki, muhalefete şerhi düşmek yetmiyor, Anayasa değişikliği ile YAŞ kararlarını yargıya açıyorlar!..

Çok demokratlar!.. O yıllarda öyle görünüyorlar!..

Bugün ise, YAŞ’a gitmeye gerek kalmadan, zaten gidilse ne olacak ki, disiplin kurulu kararıyla “Mustafa Kemal’in askeriyiz” demeyi suç haline getiriyorlar.

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.