Yalçın Doğan

11 Kasım 2021

O ne provokasyon öyle: Vurun Lütfü Türkkan’a!

Lütfü Türkkan’ın küfür etmesi üzerine yandaş medya “emir - komuta zinciri” içinde harekete geçiriliyor. “Yandaş medya TV’leri ile yazıları ile üç gün üç gecedir varsa yoksa, Lütfü Türkkan üzerinden her türlü yayını yapıyor. Ülkede başka hiç bir sorun yok, varsa yoksa Türkkan...

İzmir’de yaşayan bir yurttaş... Bingöl’e geliyor...

Gelir a... Ne var bunda?..

Çok şey var!..

Kendisi “şehit yakını” imiş.

Aynı gün Bingöl’de İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in halkla buluşması var, ülkenin dört bir yanını dolaşıyor Meral Hanım. Halkla çok iyi diyaloglar kuruyor, halkın nabzını tutuyor, dertlerini dinliyor, acılarına katılıyor. Onun ötesinde, yaşadığımız her türlü siyasi, hukuki ve ekonomik faciaları tek tek anlatıyor.

“Bunların sonucunda AKP’nin iktidarını fena halde sarsıyor”.

Halkla öyle yakınlaşıyor ki, İyi Parti oyları hızla yükseliyor. Anketlerde şu anda üçüncü parti konumunda.

Bu duruma çare aranıyor:

“Meral Hanım’ın ve İYİ Parti’nin yükselişini durdurmak için her şey mübah!..” 

Büyük hata 

Dönelim Bingöl’e...

İzmir’den gelen “şehit yakını” o yurttaş, esnaf ziyareti sırasında, “İyi Parti’nin HDP ile yakın ilişki kurduğunu savunarak” Meral Hanım’a tepki gösterdiği sırada...

İyi Parti Grup Başkan Vekili Lütfü Türkkan asla onaylanmayacak, çok kötü bir şey yapıyor, şehit yakınına küfrediyor. Hem insani, hem siyasi açıdan asla kabul edilemeyecek bir tavır.

“Küfür anı ile ilgili görüntüler yandaş bir kanalın muhabiri tarafından çekiliyor”.

Olayın çarpıcı yönü şu:

Medyaya yansıyan iddialara göre, yandaş kanalın muhabiri, kendisine küfür edilen “şehit yakını” ile anlaşarak, “sen git, söyleyeceğini söyle, ben çekeceğim” diyor.

Devamındaki iddia da çarpıcı:

“O videoyu çeken kişinin de, aslında yandaş kanal muhabiri olup olmadığı tartışmalı, hatta Elazığ’da bir memur olduğu öne sürülüyor!..”

Tesadüfler zinciri birbirini izliyor:

“Şehit yakını İzmir’den Bingöl’e geliyor, bir devlet memuru Elazığ’dan Bingöl’e geliyor, ikisi Meral Hanımın esnaf ziyareti sırasında aynı gün, aynı yerde buluşuyor ve sonrası malum!..”

Adıyla sanıyla, kabak gibi:

“Provokasyon!..”

Aslında ve belki de, Meral Hanım için hazırlanan komploya Lütfü Türkkan düşüyor, siyasi hayatının en büyük hatasını işliyor. 

Mal bulmuş mağribi gibi 

İktidardan hızla uzaklaşan ve bir daha iktidar yüzü görmeyeceği belli olan AKP için bulunmaz fırsat. Bilinen deyimle:

“Mal bulmuş mağribi gibi!..”

Yani:

“Büyük bir zenginliğe kavuşmuş gibi, büyük bir sevinç ve coşkuyla...

Çok büyük bir fırsat elde etmişçesine...

O fırsattan yararlanmaktan duyulan hırs ve mutlulukla...”

AKP için tam da, öyle!..

Onlar da, o fırsatı sonuna kadar sömürüyor.

 Üç gün üç gece 

Türkkan’ın küfür etmesi üzerine yandaş medya “emir - komuta zinciri” içinde harekete geçiriliyor.

Çok eskiden Anadolu’da düğünler için “kırk gün kırk gece” deniyor ya...

“Yandaş medya TV’leri ile yazıları ile üç gün üç gecedir varsa yoksa, Lütfü Türkkan üzerinden her türlü yayını yapıyor.

Ülkede başka hiç bir sorun yok,  varsa yoksa Türkkan...

Hangi yandaş kanalı açsam, karşımda üç gün üç gecedir Lütfü Türkkan çeşitlemeleri!..”

Yetmiyor...

AKP sözcüsü acele o şehit yakınının ailesine gidiyor, TV’ler ayarlanıyor, çekilen görüntüler eşliğinde, o da yandaş TV’lerde defalarca yayınlandığı gibi, Türkkan aleyhine nutuk patlatıyor.

Hatta, ‘Şahsım’ da acele devrede, ona göre, Türkkan’ın partisindeki görevden alınması yetmiyor, milletvekilliğinin de sona erdirilmesini istiyor!.. 

Bingöl, Rize, Ankara 

Muhalefet genel başkanlarına ya da milletvekillerine bu gibi provokasyonların artması çok normal.

“Muhalefet oyları yükseldikçe, bunlar kendilerinden geçiyor”.

Örneğin, Ankara’da üstelik bir şehit cenazesinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun neredeyse linç edilmesi...

Rize’de Meral Akşener’e yönelik saldırı...

O kadar ki, Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişimiyle ilgili videoyu ‘Şahsım’ partisinin grup toplantısında izlettiriyor!..

“Bakın haaa” dercesine!..

Rize’de ve Ankara’daki saldırılarla ilgili hangi hukuki sonuç var ortada?..

Yok!..

Kılıçdaroğlu davası sözüm ona devam ediyor. 

Doğru sorular 

Bal gibi provokasyon olsa bile, Türkkan’ın asla onaylanmayacak tavrı sonrasında, CHP Sözcüsü Faik Öztrak soruyor:

“Bu provokasyonla ilgili Cumhuriyet Savcıları herhangi bir soruşturma açmış mıdır?..

Aynı provokasyon Erdoğan’a yapılsaydı, ne olurdu?..

İnsan merak ediyor, Erdoğan şehit babasına “karakteri bozuk” derken, kendisini eleştiren şehit anasını dört yıl hapis istemiyle yargılatırken, bu duyarlığı neden görmedik?..”

Görmedik, çünkü malum, yargı bağımsız!.. 

İşin özü 

Bütün bu tantananın özü var:

AKP gidici...

Sinirleri bozuk...

Gittiklerinin kendileri de, farkında...

O nedenle muhalefetin dikkatli olması gerekiyor.

Gerisi Meral Hanım ile Lütfü Türkkan’ın vereceği bir karar.