Yalçın Doğan

20 Ocak 2016

O bildiriden Nokta dergisine

Akademisyenlere soruşturma açmak, ifade özgürlüğünün tam anlamıyla ihlali

AKP bir kez daha mahkum oluyor, bir kez daha ifade ve basın özgürlüğü konusunda sınıfta çakıyor.

2007 yılında yayınladığı bir haber nedeniyle Nokta Dergisi aranıyor, belgelerine el konuyor. Genelkurmay Askeri Savcılığının istemi üzerine Bakırköy Savcılığının emriyle.

Bina tepeden tırnağa aranıyor, çalışanlar didik didik aranıyor, dergi kapanıyor, çalışanlar işsiz kalıyor.

Konuyu avukat Fikret İlkiz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) götürüyor. AİHM önceki gün verdiği kararla Türkiye’yi mahkum ediyor, dergide çalışan gazetecilere tazminat ödemek zorunda bırakıyor.

AKP Hükümeti mahkum olacağını tahmin ederek, uzlaşma istiyor, açılan davadaki istenen tazminattan daha fazlasını vereceğini söylüyor, yeter ki, dava geri çekilsin.

Avukat İlkiz ve çalışanlar yanaşmıyor, çünkü hükümet AİHM’e verdiği savunmada ‘basın özgürlüğünü ihlal ettiğini’ belirtmiyor.

 

Yetersiz 12. madde

 

AİHM’in bu kararıyla Türkiye’de basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü bulunmadığı bir kez daha kayıtlara geçiyor.

Sözüm ona Basın Yasası’nın 12. maddesi var. 2003’te Abdullah Gül’ün Başbakanlığı döneminde çıkan, 2004’te Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde yeniden vurgulanan bir madde. O maddeye göre;

“Süreli yayın sahibi, sorumlu müdür, eser sahibi bilgi, belge, delil ve her türlü haber kaynaklarını açıklamaya ve bu konuda tanıklık yapmaya zorlanamaz”

Bu maddeye rağmen, polis Nokta’yı şakır şakır arıyor, belgelere el koyuyor. Neden?

Çünkü, bu madde bu haliyle basın özgürlüğünü ve gazetecileri korumaya yetmiyor.

AİHM de basıyor cezayı. Bu maddenin yetersizliğini vurgulayarak.

Zaten o madde korusa bile, Türkiye’de hukuk mu var?

 

Avrupa 1982

 

Nokta Dergisinin aranması ile bildiri yayınlayan akademisyenlere soruşturma ve gözaltı uygulaması arasında özgürlüklerin ihlali açısından benzerlik var.

Akademisyenlere soruşturma açmak, ifade özgürlüğünün tam anlamıyla ihlali. Evrensel hukukta dört ayrı yerde;

1-1982 İfade ve Bilgilenme Özgürlüğü Bildirisi

Avrupa Konseyi her bireyin düşüncesini istediği gibi açıklama hakkına sahip olduğunu, bunu basın yoluyla yapılabileceğini, demokrasinin vazgeçilmez ilkelerinden biri olarak kabul ediyor.

İfade özgürlüğünde hiçbir kısıtlama olamayacağını belirterek, üye ülkelere, Türkiye dahil, tavsiyede bulunuyor:

a)Ulusal mevzuatı buna göre değiştir; Türkiye değiştirmiyor.

b)Bu ilkelerin en geniş biçimde dağılımını sağla; Türkiye sağlamıyor.

c)İlkeleri kamu yetkililerinin, polisin ve yargının dikkatine sun; Türkiye bunu da yapmıyor.

Akademisyenlerin bildirisine soruşturma açılırken, bu kurallar  zaten buharlaşmış.

 

Diğer üç karar

 

1982 tavsiye kararları dışında, üç ayrı karar daha var.

2-1994 Prag Avrupa Bakanlar Konferansı

Prag’da “Gazetecilerin Özgürlüğü ve İnsan Hakları” toplantısında haber kaynaklarının gizliliği ve ifade özgürlüğü ile ilgili bir kez daha karar alınıyor, üye ülkelere bildiriliyor.

3-Avrupa Parlamentosu çeşitli kararlarında ifade özgürlüğü ve gazetecilerin bilgi ve belgelerinin korunmasını vurguluyor.

4-2000 Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi

“Gazetecilerin bilgi kaynaklarını açıklamama hakkına ilişkin tavsiye kararı” alıyor ve bunu üye ülkelere bildiriyor.

AİHM Nokta Dergisinin aranması nedeniyle Türkiye’yi mahkum ederken, bu kararları ve kendi hukuki maddelerini göz önünde tutuyor.

Bu kararlar Türkiye’ye bildirilmiş olmasına ve hatta bildirme üzerine Ceza ve Basın Yasaları’nda değişikliğe gidilmiş olmasına rağmen;

-Değişiklik yeteri kadar ifade ve basın özgürlüğünü korumuyor

-Uygulama zaten bir felaket, hukuk filan hak getire, keyfilik diz boyu

O zaman da, işte böyle şakır şakır mahkum olursun.

 

Rekor Türkiye’de

 

AİHM’de ifade ve basın özgürlüğü ihlallerine ilişkin pek çok dava var. Sadece Türkiye’den değil, başka ülkelerden de var ama rekor son yıllarda Türkiye’ye ait.

Nokta Dergisi ihlali ile Türkiye rekora yeni rekor ekliyor.

Şimdi eğer, bildiride imzası bulunan akademisyenler arasında idari ya da hukuki ceza alan olursa, o cezalar  AİHM’den kesinlikle döner. Türkiye ne de olsa, rekortmen.

Ortada hem benzer davalarda AİHM kararları var, hem yukarıda özetlediğim tavsiye kararları. Ki, bu kararlar orada kağıt üstünde “karar” olarak kalmıyor, “Avrupa Hukuku” maddeleri arasına katılıyor. Evrensel hale geliyor.

İmza atan akademisyenler ne yapmış? İfade özgürlüğünü kullanmış.

Nokta Dergisi ne yapmış? Basın özgürlüğünü kullanmış.

Türkiye’de bugün ikisi de, suç.

Ama, Avrupa’da ve evrensel hukukta suçlu duruma düşen ve ceza alan Türkiye.