Yalçın Doğan

12 Şubat 2016

Körfezde jandarmalık, türbede teşekkür

Davutoğlu, sessizliğini koruyor, aklıma " sessizlik ikrardan gelir" cümlesi takılıyor

İki konumuz var bugünlerde “PYD terör örgütüdür.” Sabahtan akşama kadar, Tayyip Erdoğan her konuşmasında, bazen günde iki kez konuşuyor, on TV kanalı canlı yayınlıyor, sabah, öğle, akşam haberlerinde aynı sözler yeniden yayınlanıyor. Amerika ile papaz vaziyetinde.

Diğeri, “Eyyy Birleşmiş Milletler sen ne iş yaparsın? Sen ne işe yararsın” kavgası. Birleşmiş Milletler ile bu ilk değil. Fırsat buldukça BM’ye ve Güvenlik Konseyine giydiriyor. “Sen ne iş yaparsın Birleşmiş Milletler”, öyle mi? Şimdi sıkı durun.

9 Şubat 2016 Türkiye Büyük Millet Meclisi. Yani, üç gün önce. Kürsüde Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz. Meclisin bir yıl önce 10 Şubat 2015’te aldığı bir kararı bir yıl daha uzatmak için söz alıyor:

Aden Körfezi, Somali karasuları ve açıkları, Arap Denizi ve yakın bölgelerde deniz haydutluğu, korsanlık ile mücadele etmek üzere Birleşmiş Milletler üye ülkelere önlem almak için görev veriyor.

Deniz haydutluğu ile mücadele, halen NATO, AB ve Amerika önderliğindeki deniz kuvveleri ile tek tek üye devletlerden oluşan uluslararası bir koalisyon tarafından yürütülmektedir.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararına dayanarak Türk Deniz Kuvvetleri unsurları belirttiğim bölgede deniz haydutluğu ile mücadele etmek üzere TBMM kararıyla 10 Şubat 2009’da başlatılan görevin bir yıl daha uzatılmasını arz ederim.”(TBMM Tutanak, 9 Şubat 2016)
 

Petrole göz kulak ol
 

İsmet Yılmaz’ın verdiği bilgiye göre, 2014’te bizim Deniz Kuvvetlerinden beş fırkateyn, bir korvet, bir akaryakıt gemisi o bölgeye gönderiliyor. Geçen yıl üç fırkateyn.

Aden Körfezi ile belirtilen bölgenin özelliği şu. Yine Bakan Yılmaz’ın aynı konuşmada verdiği bilgilere göre:

Dünya petrol ihracatının yüzde 26’sı bu bölgede deniz ticareti yoluyla gerçekleşiyor. Amerika ve Avrupa’ya giden petrol ve petrol ürünlerinin yüzde 18’i bu bölgeden geçiyor.”

Daha iyi anlamak için bu bilgiyi Türkçeleştirelim:

Türk Deniz Kuvvetleri Birleşmiş Milletler kararıyla Amerikan ve Avrupa petrolüne altı yıldır jandarmalık yapıyor. Şimdi bu süre bir yıl daha uzuyor.

Başka ne?
 

AKP, CHP, MHP birlikte
 

Gerçi, Bakan Yılmaz’ın verdiği bilgiye göre, “Türkiye ticaretinin yüzde yirmisi bu bölgeden geçiyor”, yani burada Türkiye’nin de çıkarları korunuyor.

Ama, Birleşmiş Milletler bu kararı verirken, herhalde Türkiye’nin ihracatını düşünerek vermiyor. Amerika ve Avrupa’nın petrol ithalatını güvenceye almak öncelik taşıyor. Belli ki, Amerikan baskısı ile alınan bir karar. Türkiye de, buna katılıyor.

Deniz Kuvvetlerinin o bölgedeki görevi AKP ile birlikte CHP ve MHP oylarıyla uzatılıyor. HDP ret oyu kullanıyor.

AKP, CHP, MHP, ünlü kalipsodaki gibi, “Hep beraber Mathilda”, canım Amerika.
 

Edebilirsen veto et
 

Şimdi dönelim, Erdoğan’ın sorusuna. “Sen ne işe yararsın eyyy Birleşmiş Milletler?”

Ne işe yaradığı ortada, onlar sana görev veriyor, sen de aslanlar gibi onların verdiği jandarmalık görevini yerine getiriyorsun.

  1. Birleşmiş Milletlere kabadayılık yaparken, tıpış tıpış onların sözünü tutuyorsun.
     
  2. Amerika’ya ateş püskürürken, hemen aynı günlerde, onların petrolüne üstlendiğin jandarmalık görevini uzatıyor, Meclis kararını yeniliyorsun.
     
  3. Madem kabadayılık, madem “Eyyy Amerika, eyyy Birleşmiş Milletler”, o zaman Meclisten geçen bu kararı edebiliyorsan veto et, onaylama. Sözde kalmasın, kabadayılık yerini bulsun.

     

Süleyman Şah türbesi ve PYD
 

Gelelim, “PYD terör örgütüdür” nutuklarına. Erdoğan’dan geri kalmayan Davutoğlu da, Kazakistan’dan Londra’ya, Mardin’den Hollanda’ya kadar, her gittiği yerde aynı sözü tekrarlıyor.

Şimdi yine sıkı durun. Bellekleri tazeleme zamanı.

Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazi’nin dedesi Süleyman Şah’ın türbesi Suriye’de Halep sınırları içinde Eşme Köyünde. Köy 2015 başında IŞİD’in eline geçiyor. Hükümet Süleyman Şah türbesini Türkiye’ye yakın bir bölgeye taşımak istiyor.

PYD 23 Şubat 2015’te açıklama yapıyor:

Süleyman Şah Türbesinin nakli için Suriye’ye giren ve dokuz saat kalan Türk Silahlı Kuvvetlerine beş kilometre boyunca güvenlik koridoru oluşturduk.”

39 tank, 57 zırhlı araç ve 572 asker eşliğinde türbe Türkiye’ye iki yüz metre yakın bir yere taşınıyor. PYD’nin yardımıyla.

PYD siyasal parti, onun vurucu gücü YPG, yani “terör örgütü” demek, doğru.

Doğru da, terör örgütünün yardımını neden kabul ettiniz?

O tarihte neden “PYD terör örgütüdür” demiyorsunuz da, şimdi sürekli aynı vurguda bulunuyorsunuz?
 

Sırrı Süreyya’nın eğlencesi
 

Devamı daha eğlenceli. Eğlencenin adresi Türkiye Büyük Millet Meclisi. Dört buçuk ay önce, 1 Ekim 2015, kürsüde HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder var:

Sayın Ahmet Davutoğlu Süleyman Şah Türbesinin taşınmasında PYD’ye teşekkür etti. Sayın Davutoğlu kalksın, sadece ‘ben teşekkür etmedim’, desin. Ben uydurmuyorum, kafadan atmıyorum, elimdeki metinden konuşuyorum. Dışişleri Müsteşarı Sayın Sinirlioğlu ile birlikte ben organize ettim o türbenin taşınmasını.”
 

Olur böyle vakalar
 

AKP sıralarından itirazlar yükselince, Sırrı Süreyya AKP sıralarına dönüyor:

Allah işinizi gücünü rast getirsin, bu da size güzel bir anı olsun.” (TBMM Tutanak, 1 Ekim 2015)

Bu sözlere hemen o anda AKP Grup Başkanvekili “öyle bir teşekkür yoktur, teröre karşı olduğumuzu herkes bilir” diyerek tek cümleyle yanıt veriyor.

Sırrı Süreyya’nın iddiası aynı gün bütün TV kanallarında, ertesi gün 2 Ekim 2015 tarihli bütün gazetelerde yer alıyor.

Davutoğlu hiçbir açıklamada bulunmuyor. Sessizliğini koruyor, aklıma “sessizlik ikrardan gelir” cümlesi takılıyor.

“Eyyy Birleşmiş Milletler, eyyy Amerika, eyyy PYD” bu AKP yönetimi, çok olur böyle vakalar.