"Günde 34 lira ile geçinmek zorunda kalanlar, 34 lira, günde!..
Üç simit, iki çay parası!.."
Rakamlar, üstelik resmi rakamlar durumu çok iyi anlatıyor. Elektrikte, TÜİK verileriyle.
"- 2019 yılında:
Devletten elektrik yardımı alan hane sayısı, kişi değil, hane sayısı 1 milyon 343 bin 109 hane.
- İki yıl sonra 2021 yılında:
Devletten elektrik yardımı alan hane sayısı 1 milyon 801 bin 835 haneye yükseliyor, iki yıldaki artış yüzde 34."
O yardımın ölçüsü ne?..
Utanç verici!..
Tekrarlamak gerek, o ölçüyü:
"Günde 34 lira ile geçinmek zorunda kalanlara veriliyor o yardım, 34 lira, günde!..
Üç simit, iki çay parası!.."
Buna karşılık, yaklaşık 3.5 milyon hanenin, kişi değil hanenin, faturasını ödeyemediği için elektriği kesiliyor.
Devletten elektrik yardımı alanlar, muhtemelen faturası ödeyemeyen 3.5 milyon kişi içinde yer alıyor.
Yardım alanlar "hane sayısı" olarak belirtildiğine göre, bir hanede ortalama üç kişi olsa, yardım alan "kişi sayısı" geçen yıl itibariyle yaklaşık "5 milyon kişiyi" buluyor.
Elde net bir veri yok ama, şöyle bir tahminle, o 5 milyon kişinin yaklaşık "bir buçuk milyonu seçmen olabilir."
Meselenin ilk aşaması işte bu.
Farkındalık yarattı
Faturasını ödemediği için elektriği kesilen Kemal Kılıçdaroğlu önemli bir iş başarıyor.
"- Elektriği kesilen 3.5 milyon hane ile kendisini eşitliyor. Onların derdini birebir yaşıyor.
- Sadece Türkiye'ye değil, elektriğinin kesilmesi dünya basınında da yer aldığına göre, dünyaya da farkındalık yaratıyor. Öyle ya, dünyada örneği var mı?.."
Siyasi açıdan da, AKP'ye fena bir gol atıyor. Kolay kolay çıkartılamayacak bir gol!.. Hani, derler ya, '90'dan taktı' diye!..
Kılıçdaroğlu'nun elektriğini kesmekle, AKP onun ekmeğine yağ sürüyor.
Siyasi üstünlük artık Kılıçdaroğlu'nda.
Şimdi yukarıda yarım kalan ilk aşamaya dönersek...
Nasıl çözecek?
Tamam, elektriği kesilenlerle kendisini eşitliyor, onların derdine ortak oluyor ama...
Ortak olmak, o kitleden oy almaya yardım eder mi?..
Yardım alan 1 milyon 801 bin haneye ya da elektriği kesilen 3.5 milyon haneye ne vaat ediyor?.. Bu sorunu nasıl çözmeyi düşünüyor?..
"Çünkü, yardım alanlar, AKP iktidardan gittiğinde, yeni iktidarın kendilerine nasıl yardım edeceğini bilmek ister, bilmeden de, oy verme tercihlerinde o kadar kolay değişikliğe gitmeyebilir.
Sorunun en can alıcı noktası bu."
Bundan sonra Kılıçdaroğlu'nun atacağı adım, çözüm reçetesini anlatmak olmalı.
İlk aşamada, ilk mesele dediğim bu, ilk aşamada:
"Doğrudan o insanlara, buna 3.5 milyon hane dahil, nasıl çözüm getirmeyi düşünüyor?.. Birebir insanlara ulaşmak açısından."
İkinci aşamada ise:
"Köklü çözümü ne?..
Örneğin, elektrik dağıtımının özelleştirilmesini ortadan kaldırmak, dağıtımı kamulaştırmak mı?..
Ya da ne?.."
Yoksa, eylemi farkındalık yaratmakla sınırlı kalabilir, siyasal getirisi beklenenin gerisinde kalabilir.
Oysa, elektriğini kesmekle çok ciddi hataya düşmüş olan AKP'yi şu anda fena sıkıştırmış bulunuyor.
Yoksulluk ve yoksulluk
Elektrik faturası üzerinden Kılıçdaroğlu aslında şu tabloyu sergiliyor:
"Türkiye'de yoksulluğun anormal arttığını..."
Ne demek, elektrik yardımı alan hane sayısının iki yılda yüzde 34 artması, ne demek?..
"Zamlarla halkın perişan olması demek."
Yoksulluk öylesine derin artıyor ki, hele de, 'tek adam rejimine' geçildikten sonra...
Elektrik yardımı ötesinde, genel olarak, devletten yardım alan kişi sayısı ne kadar?..
"Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın resmi verilerine göre:
- 2019 yılında 4 milyon kişi, bu kez hane değil, 4 milyon kişi yardım alırken,
- 2021 yılında yardım alanların sayısı 11 milyon kişiye yükseliyor."
Toplumda her 7, 8 kişiden biri yoksul, onun için yardım alıyor.
Bu gerçekler aynı zamanda 'tek adam rejiminin ağır bilançosundan' başka bir şey değil.
Saray'ın elektrik faturası
O bilançonun başka iki yönü daha var.
İlki, elektrik faturasını ödeyebilenler ne yapıyor?..
Akşamları evlerinde bir odaya toplanıp, TV ışığında oturuyor, elektriklerini yakmıyor!..
İkincisi ise...
Sarayın elektrik faturası...
"2022'nin Ocak ayında, sadece bir ayda Sarayın elektrik faturası 1 milyon 140 bin lira."
Bu para 1.100 lirada sabit bırakılan kaç emeklinin bayram ikramiyesine eşit?..
Ya da...
4.253 lirada sabit bırakılan kaç asgari ücrete eşit?..
Başka Türkiye
Gerçekler böyle ve çok acı...
"Kılıçdaroğlu yaptığı eylemle, AKP'nin elektriğini kesme hatasına düşerek, Türkiye'yi bir başka yere taşıyor."
Ancak yine de, top Kılıçdaroğlu'nda.
Çözümü ne?..
Eylemini oya dönüştürmesi o çözüme bağlı.