“Biz o yargıcı Samsun’a sürdük!..”
16 Ekim 2024 tarihinde İstanbul Belediye Meclisi’nde AKP’li üye Faruk Gökkuş’un söylediği bu söz bütün TV’lerden yayınlanıyor.
“Sürdük” dediği yargıç Hüseyin Zengin.
Hüseyin Zengin nerede yargıç iken sürülüyor?..
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında açılan “Ahmak Davası’na” bakarken.
İstanbul’da görev yaparken, başka yere atanmasına daha yıllar varken, yargıç Hüseyin Zengin aniden Samsun’a atanıyor.
Ne zaman atanıyor?..
“Ahmak Davası” da tam karar aşamasında!.. Yerine bir başka yargıç atanıyor.
Bu davada malum, İmamoğlu YSK üyelerine hakaret iddiasıyla yargılanıyor.
Yeni atanan yargıç iki yıl 7 ay 15 gün hapis cezası vererek, İmamoğlu’na siyasi yasak kapısını açmış oluyor.
Hüseyin Zengin’in ise, iddiaya göre, İmamoğlu’na ceza vermenin hukuka aykırı olduğu görüşünü savunduğu için Samsun’a sürüldüğü çokça yazılıp çiziliyor.
AYM’nin ihlal kararı
“Ahmak davası” halen İstinaf Mahkemesi’nde, ceza kesinleşmiş değil.
İmamoğlu önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP’nin en güçlü iki adayından biri. Tayyip Erdoğan’ı tedirgin eden iki kişiden biri.
“Ahmak davası” Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) bir kararıyla yeni bir çehre kazanıyor. AYM:
“Bir mahkemede yargıç değiştikten sonra yeni yargıç dinlenmiş tanıkları yeniden dinlemek zorundadır. Kararı ancak o zaman verebilir. Tanıkları dinleyen yargıçların değiştirilerek, kararın bir başka mahkeme heyeti tarafından verilmesi adil yargılama hakkının ihlalidir”.
AYM kararı oybirliği ile alıyor.
İmamoğlu aleyhine açılan davada tanıklar dinleniyor, dava karar aşamasında iken, yargıç değişiyor.
AYM bu durumu “adil yargılama hakkının ihlali” olarak tanımladığına göre:
“Davanın düşmesi gerekmez mi?..
Gezi de öyle
Yargıç değişikliklerinin yaşandığı bir başka ünlü dava Gezi davaları.
Tahliye edilenler hariç, Gezi olayları nedeniyle ağırlaştırılmış müebbet cezası verilen Osman Kavala ile 18 yıla mahkûm edilen Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater Utku ve Mine Özerden halen hapiste.
Gezi davalarında, duruşmalar devam ederken, tanıklar dinleniyor, mahkeme heyeti üstelik birkaç kez değişiyor.
AYM’nin son kararının anlamı açık:
Daha önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından hak ihlali verilen Gezi Davası’nda yargılananlar, şimdi bir kez daha hak ihlaline uğramış bulunuyor.
Halen tutuklu bulunan sanıkların tahliyesi gerekmez mi?..
Yılmaz Tunç'tan masallar
-“Ahmak Davası” düşer mi?..
-Gezi’de ceza alanlar tahliye edilir mi?..
Bugüne kadar gerek AİHM’in, gerekse AYM’nin pek çok kararını uygulamayan bu iktidarın şimdi AYM kararına uyması beklenir mi?..
Yoksa, AKP Anayasa’yı bir kez daha hiçe mi sayar?..
Sayarsa, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ne duruma düşer?..
Malum, toplumu ilgilendiren herhangi bir davaya dönük soru karşısında, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç bıkkınlık veren tekerlemenin sözcüsü:
“Yargı bağımsızdır, yargıya müdahale edilemez, yargı kimseden emir ve talimat almaz, en doğrusu yargının kararını beklemektir”.
Al sana, yargı kararı!..
Üstelik, en yüksek yargı organından!..
Madem “tanık dinlendikten sonra mahkeme heyeti değişmişse, o heyetin aldığı karar hak ihlali” niteliğinde ise...
Madem “bağımsız yargıya müdahale edilemez” ise...
Hadi bakalım, yargıya müdahale etmeyin ve AYM kararını uygulayın!..
Ve iki de soru
Yılmaz Tunç’a iki de soru var:
“Yargı kimseden emir almaz” ise...
1-Tanık dinlendikten sonra, karar aşamasında bazı davalarda, atama süreleri dolmadığı halde, yargıçlar neden değişiyor?..
2-Bir başvuru üzerine, AYM neden böyle bir karar almak ihtiyacını duyuyor?..
Hadi bakalım, işte fırsat, yargının bağımsız olduğunu, kimseden emir almadığını kanıtlayın!..
Yılmaz Tunç ikide bir “burası hukuk devletidir” diyor, al hadi kanıtla!..
Kendi söylediğine kendi de inanmıyor ya!..
Yalçın Doğan kimdir?Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı. 1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor. Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı. Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir. |