Yalçın Doğan

12 Ekim 2021

Gel de Avusturya’ya, IMF’ye imrenme!

Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz hakkındaki "Yolsuzluk, rüşvet ve güveni kötüye kullanma" suçlamaları ile açıklan soruşturma nedeniyle istifa etti. IMF Başkanı Kristalina Georgieva hakkında ise “Çin lehine ekonomik çarpıtıldığı” iddiası var. Benim aklıma gelen bazı istatistik çarpıtmaları geliyor. Sizin aklınıza da geliyor mu?

“Polis, Başbakan’ın çalışma ofisine ve partisinin genel merkezine baskın düzenliyor.

Başbakan’ın ofisine!..

Başbakan’ın partisinin genel merkezine!..

Polis!..

Baskın düzenliyor!..”

Rüyada görsek inanmayız ama gerçek.

Nerede?

Avusturya’da.

Avusturya’da 2019 Eylül seçimlerinde ‘Avusturya Halkın Partisi’ en çok oyu alıyor ve iktidara geliyor, partinin genel başkanı Sebastian Kurz kurduğu koalisyon sonucu Başbakanlık koltuğuna oturuyor.

Ancak, çok geçmiyor, 34 yaşındaki genç Başbakan Kurz hakkında “yolsuzluk ve rüşvet iddiaları” dolaşmaya başlıyor.

Iddiaya göre:

“Başbakan Kurz hükûmetin gelirlerinden bir bölümünü, partisinin propagandasını yapmak üzere bir gazeteye rüşvet olarak veriyor”.

İddiaların giderek artması karşısında:

Savcılar, Başbakan Kurz ve dokuz kişi hakkında yolsuzluk soruşturması açıyor.

Soruşturma derinleşince, 6 Ekim günü polis Başbakan’ın ofisi ile parti genel merkezini basıyor ve arama yapıyor.

Polis baskını bardağı taşırıyor.

Baskından iki gün sonra...

“Başbakan Kurz istifa etmek zorunda kalıyor”.

İstifaya giden süreçte:

“- Ülkeyi yöneten bir siyasetçi var,

- O siyasetçi hakkında yolsuzluk ve rüşvet iddiası var,

- Yolsuzluğun medya ayağı var,

- Savcıların cesareti var,

- Polisin baskını bile var!..”

 Dört dörtlük bir hikâye.

Avusturya’ya bak sen!..

Demokrasinin işlerliğine bak sen!.. 

IMF Başkanı ve sahte rakamlar  

Uluslararası Para Fonu (IMF) ile Dünya Bankası’nın yıllık ortak toplantısı dün başlıyor.

Her yıl dünyadaki mali ve ekonomik gelişmelerin değerlendirildiği ortak toplantının gündeminde bugün farklı bir konu var:

“İddiaya göre, IMF Başkanı Kristalina Georgieva 2017 yılında ekonomik istatistikleri Çin lehine çarpıtıyor, böylelikle uluslarası alanda Çin’in itibarı artıyor. İtibar artışına paralel olarak, Çin Ekonomisi dünya ticaretinden daha fazla pay alıyor”.

Kısaca ve öz olarak:

“Verilerin, sayıların, istatistiklerin çarpıtıldığı iddiası”.

Toplantıda şimdi bu iddia ele alınıyor.

İddia doğru ya da eğri, sonuç ne olursa olsun, Başkan Georgieva’nın o koltukta oturması artık epey zor görünüyor.

“Sahte veriler... Çarpıtılan istatistikler...”

Benim aklıma gelen bazı istatistik çarpıtmaları geliyor.

Sizin aklınıza da geliyor mu?..

İstatistikleri çarpıtmak, demek ki, dünya çapında asla kabul edilebilecek bir durum değil - miş!.. 

Sayıştay raporları 

Sebastian Kurz ile Kristalina Georgieva’nın maceralarını okuyunca...

Son günlerde çeşitli gazete ve TV’lerde yayınlanan “Sayıştay raporlarını” düşünüyorum.

O raporların pek çoğunda yolsuzluk iddiaları yer alıyor.

İşte, en son dünkü Sözcü Gazetesi Sayıştay raporlarından hareketle, bir kaç tane daha yeni yolsuzluk iddiası yayınlıyor.

-Eskişehir’de bir hastane için maliyeti 1.588 lira olan kablo muhafaza boruları için ödenen 8 milyon 646 bin lira,

-Metrekaresi 1.5 liralık asfalt yerine, 43.90 liralık asfalt için bir firmaya ödenen 57 milyon 200 bin lira,

-SGK’nın 176 işyeri bulunan 80 milyon lira değerindeki dokuz katlı binayı bir işadamına 17 milyon 300 bin liraya satması gibi.

Bu ve benzeri yolsuzluk iddialarını içeren çeşitli Sayıştay Raporları var, gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanıyor, TV’lerde dile getiriliyor. 

Çıt yok 

Tamam yayınlanıyor da, siz hiç:

“- Bu yayınlar karşısında herhangi bir siyasetçinin istifa ettiğini görüyor musunuz?..

-Herhangi bir savcının o yayınları ‘ihbar’ kabul ederek, soruşturma açtığını görüyor musunuz?..

-Bir kaç gazete ve TV dışında, medyanın yolsuzluk iddialarına ilişkin yayınlar yaptığını görüyor musunuz?..”

Bizde bunları gören, duyan soruşturan kimse yok ama dışarıda var. 

Yabancılar gelmiyor 

Yabancılar bizim kadar duyarsız değil.

Elbet, onların soruşturma açacak halleri yok ancak, başka yaptırımları var.

Yine dün Sözcü gazetesinden Ali Ekber Ertürk’ün haberine göre:

“Kamu tarafından düzenlenen ihalelerin şeffaf olmadığını düşünen yabancı yatırımcıların Türkiye’deki yatırımlara ilgileri son yıllarda azalıyor”.

 Amerika ve Avrupa Birliği ülkelerindeki yatırımcıların sayısında son on yılda ciddi azalmalar var.

“Kamu İhale Yasasını AKP on dokuz yıllık iktidarında 186 kez değiştirirse, olacağı bu!..”

Yanlış okumadınız, yüz seksen altı kez!.. 

Sanki, her ihale için yeni bir yasa!..

O ihalelerle ilgili de, ortaya pek çok iddia atılıyor.

O iddialarla ilgili siz herhangi bir soruşturma açıldığını görüyor musunuz, duyuyor musunuz?.. 

Ve sorular ve sorular 

İstifa yok, soruşturma yok, buna karşılık hiç bir şey olmamış gibi, bir durum var.

Çeşitli belediye ve valiliklerle kayyım olarak atanan bazı kişilerin makam odalarını döşemeleriyle ilgili yüksek harcama iddialarına ek olarak, hani şu ünlü ve fakat cevapsız kalan sorular var ya:

“- 128 milyar dolar nerede?..

- On bin dolar alan siyasetçi kim?..

- Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyeleri AKP’de iken, orada yapılan bazı harcamalarla ilgili iddiaların yasal durumu ne?..”

Gel de, Avusturya’ya özenme!..

Gel de, IMF toplantısını merak etme!..