Yalçın Doğan

21 Şubat 2022

"Geçcek geçcek", sanki yeni bir "Gezi"

İktidarı alabildiğine korkuturken, insanlara umut aşılıyor. Gezi direnişi gibi, toplum bir anda zincirlerinden boşanıyor

Popüler kültür dergilerinden birinin Şubat sayısında kapak Tarkan.

Dergi yayınlandığında, Tarkan'ın toplumda fırtınalar yaratan "Geçcek geçcek" şarkısı henüz piyasada yok.

Derginin kapağında büyük harflerle bir cümle var:

"Ümidimiz muradına erecek, sabret".

Kapaktaki bu cümle "Tarkan'a ait".

İki günde on milyon kişinin izlediği, dört milyon beğeni kazanan şarkı / klip Şubat başında yola böyle çıkıyor. Şarkı belki de, akıllı bir pazarlamayla, "ticari" olarak piyasaya böyle sürülüyor.

Derginin kapağındaki cümle ile şarkının sözleri birbirini tamamlıyor.

Piyasaya nasıl sürülürse sürülsün, şarkı bir anda "efsane" haline dönüşüyor. AKP'den çoktan bıkmış geniş kitlelere "umut aşılayan" nitelik kazanıyor. 

Şarkıdaki o bölüm 

Büyük çoğunluğun "şarkının siyasi amaçla yazıldığına, siyasi mesaj verdiğine" ilişkin yorumu şu iki bölümdeki sözlerden kaynaklanıyor:

"Gitçek gitçek geldiği gibi gitçek

Her şeyin bir sonu var, bu çile de bitçek

Oh oh zilleri takıp oynayacağız o zaman

O çiçekten günler çok yakın inan".

Şarkının bir başka bölümünde ise:

"Çok uzattın vallahi bıktık

Bi durmadın vermedin ki aman

Hadi artık fena bunaldık

Düş babam artık düş yakamızdan".

İşte, bu iki bölüm, AKP iktidarını hedef alıyor, algısı çok yaygın. 

Tarkan ne diyor 

Muhalefetin alkışladığı, AKP ve MHP'lilerin tepki gösterdiği şarkıyla ilgili, siyasi yorumlara karşı Tarkan şunu söylüyor:

"Bir yıl kadar önce ruh halimin çok iyi olmadığı bir dönemden geçtim. Pandemi, dünya olup biten üzücü olaylar, insanlığın endişe verici gidişatı, doğanın yok edilişi gibi bir sürü şey beni çok olumsuz etkilemiş, umudumu kaybeder gibi olmuştum.

O anlarda, hepimize iyi gelecek bir şarkı yazmalıyım dedim. Bu şarkı bizi belki biraz teselli eder, bize moral ve umut verir diye düşündüm. Dilerim ki, Geçcek yüzünüzde bir gülümsemeye vesile olur ve hepimize iyi gelir".

Tarkan'a göre, siyasi bir amacı yok. 

Sınıflaşma ve kutuplaşma 

Hangi amaçla yazılmış olursa olsun, toplumda böylesine bir "umut fırtınasına" yol açıyorsa, sosyolojik olarak analiz edilmesi gerekiyor.

Önce şarkının klibi...

"Mavi yakalılar da var, beyaz yakalılar da... Çeşitli meslek grupları, çeşitli uğraşlar...

Dolayısıyla bir sınıflaşma yok".

Ayrıca... Klipte...

"Başörtülü kadınlar da var, başı açık kadınlar da var, çeşitli toplum katmanları var.

Dolayısıyla, kutuplaştırma yok".

Şarkı iki bölümden oluşuyor.

Tarkan bir bölümünde toplumu, bir bölümünde kendisini anlatıyor.

"Aman verme, köşeye sıkışma" derken toplumu anlatıyor.

"Kül oldum, yanıyorum" derken kendisini anlatıyor.

Sonra "yaz, çiçek, bu da geçcek" derken topluma ve kendisine moral aşılıyor.

Klipte etki yaratmaya çalışırken...

"insanı pasif kılıyor".

Dolayısıyla, bana kalırsa:

"Şarkının özünde siyasi bir mesaj yok!.."

Ne var ki, toplumdaki algı bu yönde değil, tam tersine, siyasi olarak yorumlanıyor. Çünkü, toplum büyük bir özlemle bu tür mesajlara çok yatkın, iktidarı değiştirme kıvamına çoktan erişiyor. 

İşte asıl mesele bu 

İşte şimdi, tam da bu noktada genel ve geçerli, klasik kural...

"Sanat her türlü yoruma açıktır. Herkese göre, değişebilir, o nedenle yaratıcıdır.

Yaratıcılık, hayal gücünü harekete geçiriyor, insanları düşündürüyor.

Şarkıyı dinlerken, insanların hayal gücü devreye giriyor, insanlar hayal ettikleri, inanmak istedikleri bir umuda tutunuyor".

O umut şarkıda yer alıyor:

"Gitçek gitçek geldiği gibi gitçek

Her şeyin bir sonu var, bu çile de bitçek". 

Asıl gençleri etkiler 

Şarkı bir rap müzik, daha çok gençlerin dinlediği müzik türü.

Ayrıca, dili sade ve basit, yine gençlere yatkın bir müzik.

Toplumun genelini sarstığı gibi, asıl gençleri etkileyeceğine hiç kuşku yok. Gençler üzerinden toplumsal etki devreye giriyor.

Gençlik özgürlük istiyor, iyi bir eğitim istiyor, iş istiyor, rüşvet ve yolsuzluktan, iltimastan, adam kayırmaktan kurtulmak istiyor, düzgün bir hayat istiyor.

Ve sağlıklı bir çevre istiyor. 

"Gezi" fırtınası 

"Şarkı, sanki bir Gezi...".

Şarkının toplumda yarattığı etki, Gezi ile başlayan toplumsal tepkiye benziyor.

Gezi nedir?..

Taksim'de, Gezi Parkı'nda üç, beş ağacın kesilmesine karşı çıkan, çevre bilincine sahip bir grup gencin direnişi.

Ama, ne oluyor?..

AKP iktidarı olaya öyle bir müdahale ediyor ki, polis, cop, tekme, göz yaşartıcı bomba, basınçlı su, gözaltı derken, masum bir çevre direnişi, toplumda bir anda  "Gezi fırtınasının" patlamasına yol açıyor, "AKP'nin hırs küpü marifetiyle!.."

Dokuz yıldır, önce biten, beraatle sonuçlanan, sonra yeniden ve yeniden açılan, hâlâ süren Gezi davaları... Garip garip bağlantı iddialarıyla!..

"AKP'de bir Gezi kompleksi, bir korku oluşuyor, iktidardan düşme korkusu".

Tarkan'ın şarkısı AKP ve MHP'de aynı korkuya yol açıyor.

Öncelikle gençleri etkileyen şarkının, gençler üzerinden toplumu etkileyeceği kaygısı. 

Yandaşlara bak, gerisini anla 

Şarkının yarattığı iktidardan düşme korku ve telaşını görmek için "yandaş medyaya", AKP ve MHP'lilerin tepkilerine bakmak yetiyor.

Yeminli sadık yandaş gazetelerden birinin önceki gün attığı manşete bakın, öyle küçük bir haber değil, manşet manşet:

"Yalakadan sanatçı olmaz".

Tarkan'a böyle hakaret ederken, onunla birlikte iktidara muhalefet eden bazı sanatçıların isimlerini sayıyor ve onları "milli irade karşısında saf tuttular" diye suçluyor.

Peki...

"İktidar milli irade ise, muhalefet milli irade değil mi?.. AKP'yi desteklersen, milli irade, karşı çıkarsan, milli iradenin karşısında!.."

Artık gelenek haline gelmiş zırvaların bir yenisi!..

Ve ayrıca...

Onların diliyle...

"İktidar yalakası sanatçılar" TV'lerde program yapıyor, dizilerde ve reklamlarda oynuyor, dünyanın parasını alıyor, ona ne diyorsunuz?.. 

Örnekleri var 

Sonuçta bir şarkı ya, bir şarkı!..

İktidarı alabildiğine korkuturken, insanlara umut aşılıyor.

Gezi direnişi gibi, toplum bir anda zincirlerinden boşanıyor.

Böyledir...

Örnekleri var...

Bazen bir kadın çığlığı...

Bazen bir çiçeği koparmak...

Bazen bir çocuğa tokat atmak...

Bazen masum bir işçiye kelepçe takmak...

Bazen bir şarkı...

"Gitçek gitçek, geldiği gibi gitçek

 Her şeyin bir sonu var, bu çile de bitçek".