Yalçın Doğan

11 Mayıs 2024

Farklı gazetecilik, Celal’den barışa katkı: “Defne-Dafne”

Celal son derece saygılı, karıncayı ezmeyen, inanılmaz mütevazı, yaptığı gazeteciliği asla vurgulamayan ki, benim gazetecilikte en değer verdiğim niteliklerden biri, sempatik, çalışkan ve inatçı

Celal Başlangıç

İkide birde Ege Denizi üstünde it dalaşı.

İkide birde silahlanma.

İkide birde, Ankara-Atina hattında siyasi atışmalar, gerginlikler, tehditler.

Bunların hiçbirini Türk ve Yunan halkları görmek, dinlemek istemiyor.

Tarihi Birinci Dünya Savaşı’na dayanan...

İki ülkeye ait savaş uçaklarının birbirinin çevresinde dönüşlerle, karşı tarafı taciz eden manevraları, yani it dalaşı.

Karşı tarafın uçağını vurdu vuracak, son anda vazgeçiyorlar.

Türk ve Yunan uçakları arasında Ege Denizi üzerinde bu gibi savaş provalarını yıllarca yüreğimiz ağzımızda izliyoruz.

Aynı gerilimin sonucu olarak, iki ülke her yıl silahlanma için Washington’un yolunu tutuyor.

Amerika Türkiye ve Yunanistan’a bir bölümü hibe, askeri araç, gereç ve silah satıyor.

Medyada barış arayışı

1970’ler, 80’ler ve 90’larda Türkiye ile Yunanistan arasında siyasi gerilimlerin ardı arkası kesilmiyor. “Yok bu böyle olmayacak!.. Buna artık son vermek gerek!..”

Türk ve Yunan medyası bu düşüncede buluşuyor.

Her iki ülkenin önde gelen gazetelerinde görev yapan bazı gazeteciler bir araya geliyor ve birlik oluşturuyor.

1990’ların sonunda, 2000’lerin başında bir İstanbul’da, bir Atina’da benim de katıldığım toplantılar düzenleniyor. Ana tema belli:

“Saçma sapan siyasi sürtüşmeye, düşmanlıklara son vermek için Türk ve Yunan medyasına düşen görev ne?..”

Paneller, raporlar, birlikte iki ülkenin iktidar sahipleriyle görüşmeler, gazetecilerin karşılıklı ziyaretlerini içeren medya atağı başlıyor.

Dostluk derneği

Türk ve Yunan gazetecilerinin bu girişimi, bazı akademisyenler, emekli büyükelçiler ve iş adamlarının katılımıyla başka bir sonuç daha veriyor.

“Defne-Dafne Dostluk Derneği.” 

İstanbul’daki merkez “Defne Türk-Yunan Derneği.”

Atina’daki merkez “Nea Daphne Derneği.”

Türk-Yunan dostluğunu amaç edinen bu dernek ortak kavramda buluşuyor:

“Barışta...

Derneğin adı, barışın simgesi olarak defne.”

Celal Başlangıç

Bu uzun giriş neden?..

Dün Köln’de toprağa verdiğimiz, dün akşam İstanbul’da andığımız değerli arkadaşım Celal Başlangıç için.

Celal için yazılar yazılıyor. Övgülerin hepsini hak ediyor, o yazılarda rastlamadığım bir konu var:

“Celal Defne-Dafne Dostluk Derneği’nin kurucuları arasında.”

Bu da her zaman olduğu gibi, onun öne çıkarmadığı özelliğini gösteriyor.

İnandığı bir konuyu savunmak ve gerçekleştirmek amacıyla sonuna kadar uğraşıyor.

Gazeteciliğinin farklı bir boyutu.

 
Geçtiğimiz hafta yaşamını yitiren Celal Başlangıç, Köln'deki Nordfriedhof Mezarlığı'nda son yolculuğuna uğurlandı
(Fotoğraf: Can Dündar)

İnatçı ve mütevazı

Celal ile Cumhuriyet’te birlikte çalıştık. İyi arkadaşlık yaptık, karşılıklı güven içinde dostluk kurduk.

Celal son derece saygılı, karıncayı ezmeyen, inanılmaz mütevazı, yaptığı gazeteciliği asla vurgulamayan ki, benim gazetecilikte en değer verdiğim niteliklerden biri, sempatik, çalışkan ve inatçı.

Nasıl inatçı?..

Gazeteci olarak inatçı.

İzlediği olayın sonucunu almadan, peşini bırakmıyor. Basın tarihine geçen “köylülere dışkı yedirme” haberi, fikri takibi, gazetecilikteki inadının müthiş bir örneği.

2017’de Almanya’ya gidiyor. Orada kurduğu TV’deki haberleri nedeniyle hakkında soruşturmalar açılıyor, pasaportu iptal ediliyor.

Defne-Dafne Dostluk Derneği Türk-Yunan Halklarının barış içinde yaşamalarına ön ayak olabilir düşüncesi, sergilediği bir başka gazetecilik örneği.

O dernekte uzun yıllar faal rol üstleniyor. Sosyal, kültürel, siyasi organizasyonlar hazırlıyor.

Dernek hala faal

Dernek varlığını hala sürdürüyor.

Türkiye ve Yunanistan’ın çeşitli kentlerinde, Ege Denizi’nde Türk ve Yunan adalarında bazen “Temiz Deniz”, bazen “Çocuklara Çevre Atölyesi”, bazen sanat projeleri ve festivallerle her yıl bir etkinliğe imza atıyor.

Sevgili Celal!..

En açmaz durumlarda bile, yüzünden eksik etmediğin, gülümseyen bakışlarınla hatırlayacağım seni.

Eşin Ayşe’ye sabır dilerken...

Nur içinde yat aziz kardeşim!..

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.