Milli gelirin hesaplandığı, fiyat istatistiklerinin derlendiği TÜİK’te bu konularda çalışmaları yürüten birimin başındaki yetkili hoooop görevden alınıyor.
Ne zaman?..
Geçen yılın Eylül ayında, 2018’de.
Neden geçen Eylül ayında?..
2018 Eylül enflasyonu müthiş yüksek çıkıyor. Yüksek çıkınca...
“Büyük büyük büyüklerimiz” kıyameti kopartıyor, “Vaaay, nasıl bu kadar yüksek çıkar?..”
Nasıl çıkmasın, kriz var, enflasyon yüksek çıkar, kriz var, büyüme küçük çıkar, hatta eksiye iner.
Çare?.. Enflasyonu indirmenin çaresi?..
O çare, ekonomik kararlardan önce TÜİK Yönetimi’ni değiştirmekten geçiyor.
İşte, geçen Eylül ayında enflasyon, emirlere aykırı olarak, yüksek çıkınca, o yetkili kişi görevden alınıyor.
Hemen o ay, Hazine ve Maliye Bakanı damat Berat Albayrak’ın Enerji Bakanlığı’nda birlikte çalıştığı kişi TÜİK Başkan Yardımcılığı’na getiriliyor. Nisan 2019’da ise, o vatandaş TÜİK Başkanlığına atanıyor.
TÜİK, Türkiye İstatistik Kurumu, ekonomiye ilişkin her türlü verilerin toplandığı, derlendiği kurum.
Yeni atanan Başkan çok şanslı, onun gelmesiyle birlikte, enflasyon düşmeye başlıyor!.. Tıpkı, Merkez Bankası’na yeni Başkan atanmasıyla birlikte, faizlerin düşürülmesi gibi!..
Önceden biliyor
Dün Eylül ayı enflasyon oranı açıklanıyor. Yıllık enflasyon uzun süre sonra tek haneli rakama iniyor, yüzde 9.26.
Arka arkaya açıkladığı ekonomik programlarla Türkiye’yi bir krizden çıkartıp yeni bir krize girmesinde başarı kazanan, aslında Nobel Ödülüne layık Bakan Albayrak enflasyonun ne zaman, tek haneye ineceğini bir, iki ay öncesinden açıklıyor. Çünkü, ekonomiyi iyi biliyor.
İyi bilmekten de öte, iyi yönetiyor. O nedenle, enflasyonun ne zaman tek haneye ineceğini tahmin etmekte yanılmıyor!..
Yöntem değişti
Enflasyon hesaplamanın yöntemi bu yılın başında değişiyor. Nasıl değişiyor?..
“Cirodan hareketle” denilen bir yöntemle, istatistikleri düzenlemek için elde edilecek fiyatlar en ucuz marketlerden toplanıyor. Neden “ciro”?.. Cirosu yüksek olan marketler anlamında.
Bir de “sepet” kavramı var. Ürünler belirlenen ağırlıklarına göre, ürünlerin bulunduğu sepette endekse tabi tutuluyor. “Sepetin oluşturulması” ince bir iş.
Eğer, kırk yılda bir satın alınacak tenis topuna ya da ütü tahtasına yüksek bir ağırlık tanırsanız, hemen her gün tüketilen ürünrlere düşük ağırlık tanırsanız, fiyat artışı da ona göre düşük çıkıyor.
Bunun dışında sadece Türkiye’de bulunan bir başka yöntem var mı?.. Kim bilir?..
Mesela “telefon yöntemi” olabilir.
Var mı, yok mu, bu yöntem nasıl çalışıyor, tam bilinmese de, o yöntemin ayrıntılarını günümüzde bilmek mümkün değil. Eğer varsa, belki ilerde uzmanların incelemesiyle ortaya çıkabilir.
Doğalgaz ve elektriğin etkisi
Son altı, yedi yılın unutulmayacak özellikleri var. Onlardan biri de, “kurumlara güven”.
Bir yandan açıklanan “tek haneli enflasyon oranına” bakıyorum.
Bir yandan arka arkaya yapılan doğalgaz, benzin ve elektrik gibi temel ürünlerin zamlarına bakıyorum ki, o zamlar tarımdan sanayiye, inşaattan turizme, her türlü mal ve hizmetlerin fiyatlarını zincirleme etkiliyor, yükseltiyor.
Merkez Bankası’nın 2019 Raporuna göre, enflasyon oranında yüzde bir artışı doğalgaz zammı üçte bir oranında, elektrikteki fiyat artışı ise, dörtte üç oranında etkiliyor, yani enflasyonu yükseltiyor. (Rapor, s.39-40). Bu çok yüksek bir etki.
Kimse inanmıyor
Şimdi soru şu:
Bunca zamdan sonra o etki nerede?.. Nasıl görünmez oluyor?.. Nasıl?..
Bir yandan çarşı, pazara bakıyorum, gıda fiyatları çok yüksek ve düşmüyor.
Bir yandan çeşitli mal ve hizmetlere bakıyorum, fiyatlar çok yüksek ve düşmüyor.
Tamam, her türlü mal ve hizmetteki fiyat artışı, sektörlere göre açıklanan tablolarda gösteriliyor. Ama, o rakamlar hayatın pratiği ile uyuşmuyor.
E, nasıl oluyor bu tek haneli enflasyon?..
Sosyal medya dün bu açıdan bu yönde sayısız sorularla dolu.
9.26!.. Kimse inanmıyor!..
İnanmamak bir yana, herkes dalga geçiyor.