STÖ, yani sivil toplum örgütü...
AİHM, yani Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi...
Gelelim konuya...
“Anayasayla güvence altına alınmış seçme ve seçilme hakkı bir kez daha çiğnendi, halkın yerel seçimlerde ortaya koyduğu demokratik irade gasp edildi.
Seçimle kazanamadığını anayasaya aykırı olarak ele geçirmeye çalışan siyasi iktidar (...) demokrasi ve barıştan yana olmayan tutumunu bir kez daha gösterdi.
Diyarbakır’da yüzde 63, Mardin’de yüzde 56, Van’da yüzde 53 oyla seçilmiş Belediye Başkanları terörle mücadele yasaları gerekçe gösterilerek hukuksuz biçimde görevde alındı.
(...) Belediyeler halkın kaynaklarını yolsuzluklarla nasıl tükettiği Sayıştay raporlarında ortaya konulan kayyımlara teslim ediliyor.
Diyarbakır’da, Van’da, Mardin’de halkın iradesi bu denli hukuksuzca gasp edilebiliyorsa, bu ülkede yaşayan hiçbir yurttaşın hakları anayasanın güvencesi altında değildir.
Kayyım halk iradesinin gaspıdır. Görevden alınan Belediye Başkanları göreve iade edilmelidir”.
Bir özetini aktardığım bildiri siyasi görüşleri birbirinden farklı dokuz ayrı sivil toplum örgütünün imzasını taşıyor. O sivil toplum örgütleri:
Barış İçin Sinemacılar, Demokrasi İçin Birlik, Demokratik İslam Kongresi, Diyalog Grubu, Doğu Güneydoğu Dernekler Platformu, Hak ve Adalet Platformu, Sine - Sen, Sosyal Demokrasi Vakfı, Yurttaş Girişimi.
Çok faal örgütler
Bildiride imzası bulunan sivil toplum örgütleri tipik özelliklere sahip:
Yurttaş Girişimi 1998’den bu yana, hani o tarihte “aydınlık için bir dakika karanlık” sloganıyla kitleleri evlerinde elektrikleri söndürmeye çağırarak, siyasi iktidara tepki göstermenin yolunu açan örgüt.
Doğu ve Güneydoğu Dernekler Platformu o bölgelerde tam dört yüz sivil toplum örgütünün temsilcisi.
Barış İçin Sinemacılar dört yüzü aşkın sinemacının katıldığı bir örgüt.
Sine - Sen DİSK’e bağlı sinema emekçilerinin sendikası.
Diyalog Grubu 1998 ile 2008 arasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesindeki yargıcımız Rıza Türmen’in başını çektiği CHP, HDP ve farklı siyasi görüşlerdeki insanların oluşturduğu demokratik kitle örgütü.
Demokratik İslam Kongresi çoğunluğu Kürtlerden oluşan, ilk genel kurul açılışını “Kur’an okuyarak” yapan, “İslam’da Savaş”, “Orta Doğu’da Barış Arayışı ve Kürt Sorunu” gibi araştırmalara imza atan örgüt.
Demokrasi İçin Birlik DİSK, KESK Başkanlarıyla birlikte yine farklı siyasi görüşlerdeki siyasetçi, yazar ve akademisyenlerin oluşturduğu sivil toplum örgütü.
Hak ve Adalet Platformu İslami kesimin önde gelen yazar ve siyasetçilerinin yer aldığı, Cihangir İslam, İhsan Eliaçık, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Mehmet Bekaroğlu gibi isimlerin katıldığı çeşitli alanlarda faaliyet gösteren kuruluş.
Sosyal Demokrasi Vakfı 1994’ten bu yana çoğulcu ve özgürlükçü demokrasinin kurulması için çaba harcayan, çok sayıda akademisyen, yazar ve siyasetçinin yer aldığı etkin bir kuruluş.
Bildiride imzası bulunan bu örgütleri birer cümleyle vurgulama nedeni, “İslamcılar dahil, bildirinin ne kadar farklı siyasi gruptan, farklı mesleklerden” oluşan geniş bir kitleyi temsil ettiğini göstermek içindir.
Anılan sivil toplum örgütlerinin, yaşadığımız farklı olaylarda ortak özlemi sadece ve sadece “demokrasi, hak ve özgürlüklere saygı, iktidarı bu yönde uyaran” çağrılara imza atmaları.
Bu bildiri aynı zamanda üç büyük ilin belediye başkanının emirle görevden alınmasının toplumun her kesiminde ciddi tepkiye yol açtığının da göstergesi.
Avrupa hukukunun aklına bile gelmemiş
Ve bu arada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)...
Hangi bağlantıyla?..
Anılan sivil toplum örgütleri görevden alınan belediye başkanlarının hakkını aramak üzere AİHM’e başvurmayı tartışıyor.
Ancak...
Başvurulsa bile, hukuki sonuç elde etmek mümkün değil.
Çünkü...
Gerçekten çok ilginç...
AİHM ancak yasama görevini yerine getiren kişilerin keyfi olarak görevden alınmaları halinde, devreye giriyor.
Örneğin bir milletvekilinin milletvekilliğinin düşürülmesi durumunda...
Belediye Başkanları için AİHM’de böyle bir kural yok. Avrupa Hukukunu, Avrupa demokrasisini düzenleyen AİHM protokollerinde böyle bir madde yok.
Çünkü...
Batı demokrasisinde seçimle gelmiş bir Belediye Başkanının emirle görevden alınabileceği Batıda kimsenin aklına gelmiyor!..
Onun için de, buna ilişkin hukuki bir yaptırım yok.
Bizdeki “İleri Demokrasi’yi” de adamlar akıllarına getirmemiş belli ki!..