Yalçın Doğan

18 Şubat 2023

Bir de "tedbir aldığını" söylüyor!.. Kararname ile yasa değişiyor

Üç yıl önce "depreme karşı her türlü can ve mal güvenliği sağlanmıştır"  diyor... Üç yıl sonra bugün şu andaki duruma göre, 38 bini aşan can kaybı, milyarlarca dolarlık mal kaybı...

"Yapılan mevzuat değişiklikleriyle inşa edilecek tüm yapılarda gerek deprem, gerekse afete ilişkin güncellenen tüm mevzuata uygunluğun sağlanması zorunlu kılınarak tüm Türkiye genelinde yapılarda can ve mal güvenliğini sağlamaya yönelik gerekli tedbirler alınmıştır."

Neymiş?..

Hep birlikte tekrarlayalım.

"Bütün Türkiye'de depreme karşı can ve mal güvenliğini sağlamaya dönük tedbirler" alınmış!..

Kim söylüyor bunu?..

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum.

Ne zaman söylüyor?...

Şubat 2020'de, tam üç yıl önce.

Hatta söylemiyor, yukarıda aktardığım gibi, "yazılı olarak bildiriyor", yani vaziyet belgeli!..

Türkkan'ın soru önergesi

Her gün bir skandal, her gün yalanlar, her gün mutlaka bir aykırılık...

Son örnek bir soru önergesinden.

İYİ Parti Kocaeli milletvekili Lütfü Türkkan Kasım 2018'de Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un yanıtlaması amacıyla soru önergesi veriyor.

Türkkan Bakan Kurum'a deprem bölgelerinde herhangi bir acil eylem planı olup olmadığını, varsa nasıl uygulandığını soruyor.

Bakan Kurum soru önergesini on beş ay sonra yanıtlıyor. Şubat 2020'de verdiği yanıtta nasıl büyük işler başardıklarını sıraladıktan sonra, yanıtının son cümlesi olarak, yazının başında aktardığım gibi:

"Türkiye genelinde yapılarda can ve mal güvenliği sağlanmaya yönelik gerekli tedbirlerin alındığını" bildiriyor.

Yanıtın altında herhangi bir daire başkanının filan değil, doğrudan doğruya...

"Kendi imzası var."

Murat Kurum ne yapmalı?

Üç yıl önce "depreme karşı her türlü can ve mal güvenliği sağlanmıştır"  diyor...

Üç yıl sonra bugün şu andaki duruma göre, 38 bini aşan can kaybı, milyarlarca dolarlık mal kaybı...

Mal kaybının çok ötesinde...

"Koca koca kentler yok oluyor."    

"Bütün Türkiye'de" diyor, Türkiye'de depremde 13 milyon insanın yaşadığı on il ilçe ve köyleriyle yerle bir oluyor.

Japonlar olsa, sorumluların çoğu çoktan harakiri yapmış, intihar etmişti.

Murat Kurum'un harakiri yapmasına gerek yok.

"Nezaketen kendisine, hayatlarını kaybeden ve yaralanan binlerce insana saygısı, yaptığı göreve sorumluluğu varsa, bunu hissediyorsa, istifa eder mi?.."

Gece yattığında, sabah aynaya baktığında, bu yazılı belgeyi hatırladığında...

İstifa eder mi?..

Ne kadar basit ve sıradan soru!..

Olur mu hiç öyle şey?..

"Tek adam rejiminde" görülmüş mü böyle şey?..

Maden ocaklarından tren kazalarına kadar, sayısız faciada henüz tek bir örneği yok.

Binde dördü aşmış

İstifa görülmeyebilir ama, yasaya aykırı ne varsa, hepsi görülebilir.

Şimdi bir başka cümle, aslında başka bir kural, yasal kural:

"Bankaların bir yılda yapacakları bağış özsermayelerinin binde dördünü aşamaz."

E, aşıyor!..

Bu cümle Bankalar Yasasının 59. maddesi, o madde "aşamaz" diyor.

Ama, aşıyor.

Geçen akşam depremzedeler için düzenlenen kampanyada kamu bankalarının yaptıkları bağış binde dördü aşıyor.

Al sana kararname

Aşınca, ne oluyor?..

Milyar ve milyar liraları aşan bağış miktarı ile "bankalar kendi yasasını çiğniyor."

Ne olacak şimdi?..

O da sorun mu, çare hazır:

"Tayyip Erdoğan dün Resmi Gazetede OHAL kapsamında bir kararname yayımlıyor."

Kararnamede yer alan karar aynen şöyle:

"Depremler sonrası genel hayatı etkileyen şartların ortadan kaldırılması ve afetzedelerin ihtiyaçlarının karşılanmasını teminen Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığına bankalar ve konsolide denetime tabi kuruluşlar tarafından olağanüstü hal süresince yapılacak yardımlar 5411 sayılı Kanunun 59. maddesinde yer alan sınırlamalar kapsamına dahil edilemez."

5411 sayılı yasa, Bankalar Yasası.

Bu kararın anlamı ne?..

Bankalar bundan sonra deprem için bağış yaparlarsa, binde dört sınırını aşabilecekler.

Kararname ile yasa değiştirmek

İyi de, "hukuk" bu kararnamenin neresinde?..

"Binde dört sınırı yasa maddesi.

Kararname ile yasa değiştiriyor.

Bu hukuk açısından mümkün mü?..

Değil ve değil!.."

Ama, değiştiriyor.

OHAL çerçevesinde olsa bile, bir yasayı kararname ile değiştirmek dünyanın hiçbir hukuk devletinde yok.

Erdoğan şimdi kararnameyi "OHAL çerçevesine" alarak, kendine göre oradan bunun mümkün olduğunu söylemeye çalışıyor.

Değil!..

Dün bilgisine güvendiğim kaç tane Anayasa profesörü ile konuştuysam, hepsi bunun mümkün olmadığını söylüyor.

Beş yıldır her fırsatta vurgulanıyor ya, "hukuk devleti yok" diye, işte en somut örneklerinden biri karşımızda.

Müdürler nerede?

Yasayı kararname ile değiştirmek olayın bir yönü.

Başka yönü de, var.

Banka genel müdürleri, her gün uygulamak zorunda kaldıkları Bankalar Yasası'nın bu maddesini bilmiyorlar mı?..

İki ihtimal var:

"1- Bilmiyorlar, liyakatsizliğin, iş bilmezliğin sonucu, olay yasayı çiğnemeye kadar gidiyor.

2- Biliyorlar ve:

a) Korkularından Erdoğan'a söyleyemiyorlar.

b) Artık iktidara güvenleri kalmadığından, o ünlü deyimle, doktor ne yerse yesin " mantığı ile hareket ediyorlar."

Nereden bakarsanız bakın, sapır sapır dökülen bir yönetim.

Öncesi ve sonrasıyla deprem, iktidarın beceriksizliklerini ve ülkeyi yönetme yeteneğini kaybettiğini olanca çıplaklığı ile sergiliyor.

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca'dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.