Yalçın Doğan

19 Nisan 2019

Beyaz güvercin, ağzında kırmızı gül

AKP de iktidardan düşer, bir seçimlik işi var, yargısı perçinleniyor

“Türkiye’den artık umudumuzu kesiyoruz” havasının iyice yerleşmeye başladığı bir günde AB, Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu gibi, Batı’nın çeşitli kurumlarından demokrasiye dönüşün yollarının açılması amacıyla onca uyarı ve mektuba rağmen, İstanbul’da inatla oy sayımının devam ettiği bir sabahın sonrasında, öğleden sonra...

Batı’nın çeşitli vakıf ve firmalarında ki, kendi hükümetleriyle bağlantı halinde, “biz artık Türkiye ile iş yapmaktan vazgeçiyoruz” kararının pekişmeye başladığı bir günde, inatla oy sayımının devam ettiği bir sabahın sonrasında...

Ekrem İmamoğlu İstanbul İl Seçim Kuruluna davet ediliyor, mazbatası verilmek üzere...

Hayat aniden farklı akmaya başlıyor...

Önce Türkiye’nin neresinde olursa olsun, lokantalarda, kahvehanelerde, kafelerde, sokaklarda hangi partiden olursa olsun insanlar, TV’lerin önüne toplanıp, İmamoğlu’nun mazbatasını aldığı sahneleri izlerken...

Herkes ayağa kalkıyor, ortalık alkışlarla inliyor...

Yarıda kesilen tören

Malum medya da, alkışlara kendine göre katılıyor... Bakın nasıl:

İmamoğlu’na mazbatanın verildiği dakikalarda, Emine Erdoğan bir törende konuşuyor. TV’ler canlı yayında, Emine Hanım’ın konuşmasını yayınlıyor...

Aaaa, o da ne!..

Malum medya Emine Erdoğan’la ilgili canlı yayını yarıda kesiyor ve İmamoğlu’na bağlanıyor!.. Çünkü, aynı dakikalarda mazbatasını alan İmamoğlu ilk açıklamasını yapıyor...

Tamaaaam, işte şimdi “yeni Türkiye’ye hoş geldiniz!..”

Malum medya işlediği bu “gafın” farkına çabuk varıyor ve saniyeler içinde yeniden Emine Erdoğan törenine dönüyor.

İktidarlar karşısında döneklik, kıvraklık işte böyle bir şey. Hızına, onlardan başka kimse yetişemez.

“Tebrikler sayın Başkan”

İmamoğlu’nun mazbatayı almasından sonra, Batı’da hava aniden yumuşuyor. Brüksel’de AB’nin Türkiye Raportörü Kati Piri tweet atıyor:

“Congratulations Mr. Mayor, Ekrem İmamoğlu...”, “Tebrikler Sayın Başkan...”

O kutlamaların ardı arkası kesilmezken, malum medya iyice kendine geliyor, onların çoğunun internet sitesinde “İmamoğlu’na mazbata verilmesi” haberi önce ya hiç yok ya da sitenin kenarında köşesinde sıkışıp kalıyor.

Onun yerine AKP ve MHP’nin itirazları öncelik alıyor.

Tam şaşkınlık belirtileri!.. Bıyık ve sakal hikâyesi!..

Fransız RTL Televizyonu

Akşam yabancı TV kanallarını izliyorum. Çoğunda İmamoğlu haberi ilk sıralarda, “Türkiye’ye bahar geldi” havasında...

Hele Fransız RTL haberi ayrı bir nitelikte. RTL İmamoğlu haberine şöyle başlıyor:

“Ekrana önce beyaz bir güvercin geliyor, ağzında kırmızı bir gül... Güvercin kanat çırpıyor...”

Sonra İmamoğlu görüntüleri, mazbatayı alırken ve ilk konuşması...

Londra, Paris, Madrid, Roma, Berlin, Viyana, Washington, New York, Camberra, Dublin, Bern, Oslo, Lizbon, Moskova, Yeni Delhi, Pekin... Dünyada hangi büyük kentlere, başkentlere yeni bir belediye başkanı seçildiğinde, dünyanın böylesine ayağa kalktığını hiç gördünüz mü?..

Bir seçimden öte

Yok, görmedik!..

Çünkü, İstanbul seçimi “bir seçimden öte” anlamlar taşıyor. 25 yıl sonra Ankara ve İstanbul’u kazanmanın en önemli yanı şu:

“Kimsenin bu AKP iktidardan kolay kolay gitmez, diye düşündüğü ve bu düşüncenin yavaş yavaş kök salmaya başladığı bir dönemde, AKP gözdesi İstanbul’u ve Ankara’yı kaybediyor.

AKP de iktidardan düşer, bir seçimlik işi var, yargısı perçinleniyor”.

Sonun başlangıcı...

Ayrıca:

-İmamoğlu gibi, halkın içinden gelen biri, aniden yükseliyor ve çok ciddi bir rakip olarak ortaya çıkıyor.

Alçakgönüllü tavrını, içtenliğini kaybetmeden, sükunetini bozmadan, başarılı işler yaparak, İstanbul’a barış getirirse, bütün Türkiye’nin kalbini kazabilir.

-Bu arada CHP İstanbul örgütü... Başta, CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu olmak üzere, tüm CHP örgütünü kutlamak gerek.

Bir an bile hukuk mücadelesini bırakmadan, on yedi gün boyunca sandık başlarında oylarımıza sahip çıkan, sandıkları bir an bile terk etmeden nöbet tutan CHP örgütü övgüyü çoktan hak ediyor.

On yedi günde bir “‘tarih” yazılıyor. İçinde yaşayanların bu tarihi kitaba dönüştürmesi gerek. Çünkü:

Kazanılan bir seçimin çok ötesinde, yazılan bir demokrasi tarihidir.