Yalçın Doğan

02 Şubat 2023

AYM’nin teslimiyeti mi: Başkanını bile Erdoğan mı seçecek?..

“Anayasa Mahkemesi en yüksek yargı organı olarak kendi özgül ağırlığını koruyabilecek mi yoksa Erdoğan’a teslim mi olacak?..”

Saray’dan Anayasa Mahkemesi (AYM)  üyelerine telefon gidiyor, böyle bir iddia dolaşıyor ortaklıkta, hem de fena halde dolaşıyor. Hiç kimse şaşırmıyor bu iddiaya:

“Sayın Tayyip Erdoğan Başkanlık için İrfan Beyi destekliyor”.

Yani, AYM üyelerine talimat, Başkanlığa İrfan Beyi seçin!...

Kim İrfan Bey?..

“İrfan Fidan”.

Hani, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı iken, jet hızıyla atamalarla aniden Yargıtay üyesi yapılan...

Yargıtay’da tek bir dosyaya bile bakmadan...

“Yargıtay’a üye olduktan dört gün sonra, dört hafta dört ay filan değil, sadece dört gün sonra, Yargıtay’ın AYM üyeliği için gösterdiği beş adaydan biri olan İrfan Fidan Tayyip Erdoğan tarafından AYM üyeliğine atanıyor”.

Son beş yıldır yaşadığımız otoriter rejimin en önemli özelliklerinden biri yürütmenin yargıya müdahalesi. Yargının bağımsızlığının askıya alınması.

İktidarın işine gelmeyen kararlar alan yargıç ve savcılar sürülüyor, akla gelebilecek her davada mahkeme heyeti değişebiliyor, pek çok örneğini yaşadığımız gibi, savcı ve yargıçlara talimat verilebiliyor.

İşte, yargıya müdahalenin pek çok örneklerinden biri ve fakat “eşsiz örneklerinden biri” Saray’dan gittiği öne sürülen telefon doğrultusunda, bugün Anayasa Mahkemesi’nde görülebilir.

AYM’nin yapısı

Anayasa Mahkemesi’nde 15 üye var.

Üyeler birbirine eşit. Başkan AYM’yi temsil ediyor ve AYM adına konuşuyor. Bugünkü Başkan Zühtü Aslan AYM üyeliğine Abdullah Gül tarafından atanıyor. Liberal görüşleriyle tanınıyor.

AYM üyeleri arasında liberal ile katı muhafazakârlar arasındaki denge, Erdoğan’ın atamalarıyla birlikte otoriter devlet yanlısı yönünde değişiyor. 9 üye otoriter devletten, 6 üye liberal ve özgürlükçü görüşten yana. Bir başka deyişle, 9 üye Erdoğan’a tam anlamıyla daha yakın.

Bunun hukuki bir anlamı, AYM’yi değiştiren temel bir özelliği var:

“Bireylerin temel hak ve özgürlüklerini korumakla görevli AYM, 2018’de otoriter rejimle birlikte bireyleri unutuyor, iktidara yakın kararlarla, otoriter devlete öncelik tanır hale dönüşüyor”.

İrfan Fidan o 9 üyeden, Erdoğan’a daha yakın 9 üyeden biri.

AYM’deki 15 üyenin tamamı AKP döneminde, Abdullah Gül ve Erdoğan tarafından seçilmiş olsa bile, yine de 6’ya karşı 9 dengesi var, daha doğrusu 6 üye ile liberaller azınlıkta.

Bugün başkanlık seçimi

Zühtü Aslan’ın başkanlık süresi 13 Şubat’ta doluyor.

“Bugün 2 Şubat, AYM’de Başkanlık seçimi var”.

Oradaki seçim yöntemine göre, hiç bir üye kalkıp, “ben adayım” demiyor. Üyeler gizli oyla kendi aralarından bir üyeyi başkanlığa seçiyor.

İşte, Saray’dan AYM üyelerine giden telefonda “Erdoğan’ın Başkanlığa İrfan Fidan’ın seçilmesini istediği” iddiası burada devreye giriyor.

Baskıya itiraz

Bu iddia Ankara’da yüksek yargı organlarının ortasına bomba gibi düşerken...

Bir başka iddia da, benzer biçimde dün bomba gibi patlıyor:

“AYM’nin bazı üyeleri Saray’dan gelen baskıya itiraz ediyor.

Daha bir yıl önce AYM üyeliğine seçilmiş İrfan Fidan’ı, Erdoğan’ın baskısıyla Başkan seçmek istemiyorlar. En yüksek yargı organının üyesi olarak, kendi iradelerine ipotek konulmasına karşı çıkıyorlar.

Bu nedenle Zühtü Aslan’ın Başkanlığının devamına karar vermeyi düşünüyorlar”.

Bu itiraz ne ölçüde doğru?..

Doğru bile olsa, seçimde ne kadar geçerli?..

Üyeler kendi iradelerine sahip çıkabilecek mi?..

Bu sorular bugünkü başkanlık seçiminde belli olacak.

Değişen yapısına rağmen...

“Anayasa Mahkemesi en yüksek yargı organı olarak kendi özgül ağırlığını koruyabilecek mi yoksa Erdoğan’a teslim mi olacak?..”

Verdiği kararlar evrensel hukuktan hızla uzaklaşmış, bireyi kenara itmiş, iktidarın rotasına girmiş bile olsa, istediği bir üyeyi Başkan seçmek özgürlüğüne dahi sahip değil mi?..

Yüce divan hazırlığı

Baskıya karşı çıkacağı iddialarına karşı, yargıya müdahalenin eşsiz bir örneği olarak bugün eğer İrfan Fidan başkan seçilirse, yargının tam anlamıyla iktidara teslimiyetini kayda geçmek gerekiyor.

İşin ilginç yanı, Erdoğan’ın daha önce AYM’nin kararlarını beğenmediği zaman unutulmayan sözü:

“Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı kabul etmiyorum, karara uymuyorum, saygı da duymuyorum”.

Saygı duymadığı bir mahkemenin başkanı onu neden bu kadar çok ilgilendiriyor.

Akla ilk gelen, AYM’nin bakacağı davalarda, üyeler arasında eşitlik olsa bile, Başkanın aktif rolü.

Ama ondan önce...

Seçimde iktidar değişirse...

Altılı Masa’nın defalarca açıkladığı gibi...

“Özellikle yolsuzluk iddialarıyla ilgili ayrıca, hukuka ters uygulamalarda bulunan Bakanların ve yüksek bürokratların Yüce Divan’da açılacak davalarda yargılanmaları ihtimali...”

AYM aynı zamanda Yüce Divan olarak görev yapıyor.

İktidar değişirse, sorumlu görülecek kişileri Yüce Divan sıfatıyla AYM yargılıyor.

Erdoğan’ın “saygı duymuyorum” dediği AYM Yüce Divan sıfatıyla, iktidar değiştiğinde daha farklı bir öneme sahip oluyor.

Bugünkü seçim...

Bir anlamda AYM’nin kendi iradesine karşı sınavı.

“Erdoğan mı kazanacak, AYM mi?..”

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca'dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.