Yalçın Doğan

27 Ekim 2017

AKP’nin Meclis maceraları

AKP milletvekillerinin çok büyük çoğunluğu Meclis Genel Kurul salonunda yok

- Şırnak’ta sekiz işçinin hayatını kaybettiği son maden kazası konuşuluyor Meclis’te. AKP iktidarında, yani son on beş yılda Şırnak’ta 1.571 işçi hayatını kaybediyor.

“Bunca faciaya rağmen, herhangi bir kamu sorumlusu hakkında işlem yapıldığını bilmiyoruz”.  (HDP milletvekili Leyla Birlik, Meclis tutanak, 24 Ekim 2017, s.23).

Ancak, bu açıklamayı Meclis’teki 315 AKP milletvekilinden çok, ama çok azı duyuyor, çünkü AKP milletvekillerinin çok büyük çoğunluğu o sırada Meclis Genel Kurul salonunda yok.

- Denizli Pamukkale Üniversitesi personel sayısı aynı, hasta kapasitesi aynı, yemek bedeli ihaleye çıkıyor, 2014 yılında 3.5 milyon liraya ihaleyi birileri kazanıyor. 2015 yılında her şey aynı, yemek ihale bedeli bu kez 5 milyon liraya gidiyor. 2016’da bu rakam değişmiyor, yine beş milyon. 2017’de garip bir artışla, yemek ihalesi tam 11 milyon liraya gidiyor. Bir yılda iki katından fazla. (CHP milletvekili Melike Basmacı, TBMM Tutanak, 24 Ekim 2017, s.9).

Ancak, bu açıklamayı AKP milletvekillerinden yine büyük çoğunluğu duymuyor. Çünkü, o sırada AKP milletvekillerinin çok büyük çoğunluğu Meclis Genel Kurul salonunda yok.

Aslında bu manzaraya hayli sık rastlanıyor. AKP’liler Meclis’i pek umursamıyor.

 

Boş sıralar

 

Konuyu muhalefet milletvekilleri hemen her hafta gündeme getiriyor. Örneğin, HDP milletvekili Meral Danış Beştaş 24 Ekim Salı günü Meclis kürsüsünde:

“Emin olun, şu anda özellikle AKP sıraları bomboş. Bugün mü böyle? Her zaman böyle.

Bu bir alışkanlık haline dönüştü. Çünkü, bu Meclis’ten bir şey beklemeden, burasının sadece istenilen yasaları çıkaran, istenildiğinde oy veren, tartışmalara dahil olmayan ve tek adam rejiminin yürürlükte olduğununun kanıtıdır”. (TBMM Tutanak, aynı yerde, s.33).

Parlamenter demokrasi adına acı veren bir tablo. Dünyanın bir başka parlamentosunda benzer bir olay yaşanıyor mu, sanmıyorum.

Meclis bu biçimde “boş veriliyorsa”, Meral Danış Beştaş haklı, “tek adam rejiminin” Meclis’e yansımış hali bu.

 

Komisyon bile yok

 

O kadar ki...

Yine geçtiğimiz Salı günü Meclis’te bizzat AKP’nin getirdiği ikili anlaşmaların onayı var. Türkiye ile bazı ülkeler arasında iki anlaşmalar, rutin bir şey.

Salı akşamı saatler 21’e gelirken, Türkiye ile Kosova arasındaki ikili anlaşma görüşülüyor. Tasarı AKP’nin. Meclis Dışişleri Komisyonu, tasarının sahibi olarak, olağan biçimde Meclis Genel Kurul salonunda olması gerek. Herhangi bir soru ya da ele alınan konuyla ilgili görüş belirtmek üzere. Görevi bu.

Komisyonda çoğunluk doğal olarak AKP’lilerde.

Ne var ki, Kosova ile anlaşma görüşülürken, Dışişleri Komisyonu yerinde yok.

Oturumu yöneten Meclis Başkan Vekili durumu tespit ediyor, tutanaklara geçen hali ile “komisyon yerinde yok” diyor ve oturumu kapatıyor. Bir sonraki güne.

Kendi partilerinin getirdiği bir tasarıda bile, sorumlu, ilgili komisyon genel kurulda yoksa, gerisini artık siz düşünün.

 

Olmayan kişiler adına

 

AKP’liler de Meclis’i boşladıklarının farkında olmalı ki, Meclis’e ve bir partiye yakışmayacak başka olaylar yaşanıyor. Örneğin, önceki gün. CHP Gurup Başkan Vekili Levent Gök kürsüde:

“Dün tespit ettik ki, iktidar partisinin milletvekillerinden Genel Kurul salonunda olmayanlar adına, yine AKP milletvekillerinden bir kısmı, onlar adına isim ve imza koyarak, Divan Başkanlığına pusula gönderdiler”.

Yani, muhtemelen yoklama ya da oylama yapılıyor, ama bazı AKP milletvekilleri, o sırada Genel Kurulda olmayan arkadaşları adına, “sanki oradalarmış gibi”, oların imzasını taklit ederek, pusula gönderiyorlar.

Levent Gök devam ediyor:

“Meclis’te böyle usulsüzlükler, sahtecilikler yaşanırsa, bu devletin ayakta kalması mümkün olabilir mi? Herkese örnek olması gereken bir kurumda yaşanılan bu davranışların bir bedeli olmayacak mı?

Ben tutanaklardan yola çıkarak, tutanakta belirtilen isimleri Başkanlık Divanına bildiren kişilerle ilgili işlem yapılmasını Meclis Başkanlığından bekliyorum. AKP Gurubunun buna ihtiyacı olduğunu düşünüyorum, eğer içlerinde kötüler varsa, temizlesinler. Eğer bunlara rıza göstermişlerse, o bir başka boyut, bir başka felaket”. (Meclis Tutanak, 25 Ekim 2017, s.9).

Başka söze gerek var mı, sanmıyorum.

 

Bostancı kürsüde

 

Bu vahim durum üzerine AKP Gurup Başkan Vekili Mehmet Naci Bostancı kürsüye geliyor:

“Dün yaşanan hadise... Daha önce bu tür oylamalarda bazı milletvekilleri burada parmakla okunmadığı için pusula veriyorlar. Bu pusulalara ilişkin nihai değerlendirme Başkanlık Divanı tarafından yapılıyor. Oylamalarda pusula verenlerin dışarı çıkmaması gerektiği ifade edildiği gibi, pusulalar okunuyor ve burada olmayanlar var ise, onlar zaten oylamaya katılmış kabul edilmiyor.

Biz AKP olarak, pusula veren arkadaşların kesinlikle buradan ayrılmaması, olmayan kişiler adına kesinlikle pusula verilmemesi hususunda karar ve irade sahibiyiz. Tutanakları aldırdım, ne olduğuna bakacağız.

O tutanaklar çerçevesinde, gerekeni yapacağız”.

Ne yapacaklar, merak ediyorum. Belirledikleri isimlere ne gibi ceza verecekler? Yoksa gürültüye getirip, geçiştirecekler mi?

AKP çoğunluğundaki Meclis’ten bir günlük bazı fotoğraflar...

O fotoğraflar pek çok şeyi anlatıyor.