“Dua Kitabı, Deprem Duası İlaveli.”
Üstelik “yeni baskı imiş!.. Piyasaya dün acele sürülen kitap bu.
“Depreme tedbir, depreme tedbir”, bütün yetkililerin ağzında bu.
“Ne tedbiri, hangi tedbir” diye uzun uzun düşünmeye gerek yok. İşte, “tedbir”, işte depreme çare!..
Hazin!..
Yaşadığımız şu çağda birilerinin bulduğu “tedbir” işte bu!..
Binlerce insanın hayatının söz konusu olduğu, çok ciddi jeolojik bir oluşum karşısında, “Deprem Duası”!..
Biz neredeyiz, hangi çağda yaşıyoruz?..
Son on yedi yıl
O kitap bir yana, AKP iktidarı döneminde, son on yedi yılda “depreme tedbir” anlamında neler olduğuna bakalım, sırayla.
- “Marmara Bölgesi ve Civarında Meydana Gelen Depremin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpları Gidermek Amacıyla Bazı Mükellefiyetler İhdası” başlığı altında 21 Kasım 1999’da hem ek vergiler, hem yeni vergiler getiriliyor.
Ek Gelir Vergisi, Ek Kurumlar Vergisi, Ek Emlak Vergisi, Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi gibi. Ayrıca iki yeni vergi daha uygulamaya giriyor, Özel İletişim Vergisi ile Özel İşlem Vergisi. Ek vergiler yüzde beş dolayında ve bir kereye mahsus olmak üzere alınırken, yeni getirilen iki vergi kalıcı, halen uygulanıyor.
1999’da yirmi bin insanın hayatını kaybettiği 7.4 şiddetindeki Yalova ve Kocaeli depremlerinden sonra yürürlüğe giren bu vergilerden ne kadar para toplanıyor?.. Ve o para nerede?..
27 Ekim 2011 tarihinde dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bu yöndeki iki soruya şu yanıtı veriyor:
- “Tekrar bakmam lazım, ama 46 ile 48 milyar lira arasında para toplanmış,
- Toplanan para sağlık, eğitim, duble yollar için harcanmış.”
Ek vergi ve iki yeni vergi yasası DSP - ANAP - MHP koalisyonu zamanında çıkartılıyor, toplanan paraları AKP harcıyor. Bakanın verdiği bilgi çok açık.
“Deprem kayıplarını gidermek amacıyla toplanan vergiyi AKP deprem dışında kullanıyor”.
Hala toplanan diğer iki vergi yasaya aykırı biçimde hala deprem dışında kullanılıyor.
CHP Milletvekili Mahmut Tanal 2016 yılında dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’a bu yönde yazılı soru yöneltiyor. Yıldırım hiçbir yanıt vermiyor.
Toplanma alanı
Depremle karşılaşıldığında, insanların birbiriyle iletişim kurabilmesi, yardımlaşması, gerekli sağlık müdahalelerinin yapılabilmesi açısından her mahalle ve semt için “toplanma alanları” belirleniyor.
Bu yöndeki soruya Tayyip Erdoğan’ın yanıtı şöyle:
“İstanbul’da on binlerce toplanma alanı var. Bu toplanma alanları il ve ilçe imar planlarında yapılan değişiklikle sahipleri tarafından farklı şekilde değerlendirilebilir.”
Yani, o alanlar ne oluyor?..
Mahmut Tanal bugün herkesin merak ettiği bu soruyu da 2016’da Binali Yıldırım’a soruyor:
“Toplanma alanlarının imara açıldığı doğru mudur?..”
“Evet, doğrudur”, önceki gün Erdoğan bunu açıkça ifade ediyor. Bu alanlarda şimdi kim bilir hangi AVM, hangi gökdelen yükseliyor?..
AKP’ye bugünün sorusu şu:
“Toplanma alanları ilan ettiğiniz o alanların imara açılmasına neden izin verdiniz?..
Önünüze gelen her varlığa el koyarken, o alanları neden denetiminize almadınız?..”
AKP’nin “depreme tedbir” dizisinde vergi gibi, toplanma alanları da sizlere ömür!..
Çürük binalara af
AKP’nin depremle macerası dizisinde can alıcı bir başka konu var.
“Kentsel dönüşüm” hikayesi... Evet, bazı bölgelerde o dönüşüm için adım atılıyor. Ne var ki, israf dağ gibi, Hazine’de para yok, para elde etmek amacıyla “imar affı” çıkartılıyor, üstlelik süresi uzatılıyor.
O af sayesinde, çürük binalara destek sağlanmış oluyor. Kentsel dönüşümle taban tabana zıt bir uygulama.
AKP’nin “depreme tedbir” dizisi bir temel darbe daha alıyor.
İTÜ’nün açıklaması
İstanbul Teknik Üniversitesi dün çok uyarıcı bir açıklama yapıyor, özetle:
“4.6 ve 5.7 büyüklüğünde son iki depremin kilitli Kumburgaz Fayının uç noktasında meydana gelmiş olması durumun kritikliğine işaret etmektedir”.
Bilim adamları bu fayın uzun süredir kırılmadığını, tek seferde kırılırsa, depremin şiddetinin 7’nin üzerinde olacağını söylüyor. Bu büyük bir depremin habercisi. 6 şiddetindeki depremin 25 katı.
Yani, çok tehlikeli, ne zaman kırılacağı konusunda bir şey söylemeseler de, zaman açısından “durumu kritik” olarak niteliyorlar.
Ve hala “tedbir”!..
Ne tedbiri?.. Ne yapacağız da tedbir almış olacağız?..
İstanbul’u yirmi beş yıl yönetmiş, on yedi yıldır tek başına iktidarda olan AKP şimdi “tedbir” diyor da, başka bir şey demiyor.
Pardon, “ilk tedbir” dün alınıyor, İstanbul’un bazı ilçelerinde okullar dün tatil ediliyor!..