Yalçın Doğan

05 Kasım 2021

AKP ile “bir ilk” daha yaşayabiliriz: Gıda krizi

Yüz yıla yaklaşan Cumhuriyet’te, AKP ile birlikte pek çok “ilk” olan facia dizisine bir yenisinin eklenmesi kapıda: “Gıda krizi!.. Artan fiyatlar nedeniyle, milyonlarca insanın kıt kanaat elde etmeye çalıştığı gıda ürünlerini bir süre sonra raflarda görmek bile zorlaşabilecek.

“İnce iş... Hüner istiyor”.

TÜİK’in enflasyon hesabında ölçü olarak kullandığı sepette 401 ürün (mal ve hizmet) var. Oradaki 401 üründeki fiyat değişimlerinden hareketle, TÜİK aylık ve yıllık enflasyonu hesaplıyor.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak’ın deyimiyle, “ince iş” burada.

“TÜİK’in sepetindeki 401 mal ve hizmetin 389’unda fiyat artışı var. Bunun 268’indeki fiyat artışı açıklanan enflasyonun üzerinde.

O sepette yer alan yüzde 57 ağırlığa sahip gıda ve alkolsüz içecekler, konut, ulaştırma grubundaki fiyat artışı yüzde 21 ile yüzde 27 arasında.

Buna rağmen, açıklanan oran yüzde 19.89!..”

TÜİK’i bu hesabından dolayı kutlamak gerek!..

Fiyat artışlarını kaçırıyor olabilir ama kaçıramadığı bir başka gerçek var:

“Asgari ücretle çalışanların nüfusa oranı yüzde 57. O yüzde 57 ayda 2.825 lira ile geçinmek zorunda, 2.825 lira!..”

Şu sefalete bakar mısınız?..

HDP önceki gün konuyu Meclis’e taşıyor.

“Türkiye’de milyonlarca insanın yoksulluk ve açlığa bağlı olarak verdiği yaşam mücadelesinin araştırılmasını” isteyen genel görüşme önergesi veriyor.

Ne oluyor?..

Ne olacak, her zaman olan oluyor.

“Yoksulluk ve açlığın görüşülmesini isteyen önerge AKP ve MHP oylarıyla ret ediliyor”.

AKP ve MHP açlık ve yoksulluğu gizlemek istiyor, konuşmaktan kaçıyor. Gizleyerek, konuşmayarak, açlık ve yoksulluğun önüne geçiliyor mu?.. 

Bir ölçü: Buğday 

Sadece o önerge reddedilmiyor, AKP ve MHP oylarıyla İYİ Parti tarafından verilen başka bir önerge daha geri çevriliyor.

“AKP öncesinde gıda açısından dünyada kendine yeterli yedi ülkeden biri olan Türkiye bugün 128 ülkeden gıda ürünü ithal ediyor.

Ve de buğday ithal ediyor.

AKP öncesinde dünyanın en büyük ilk üç buğday ihracatçısı arasında yer alan Türkiye bugün buğday ithal ediyor”.

Bir zamanlar tahıl ambarı olan Anadolu şimdi kaybettiği tarım arazileri sonucunda, her türlü gıda üretiminde geriye düştüğü gibi, 2020 yılında buğday ithalatına 2 milyar 300 milyon dolar ödüyor.

İYİ Parti önerge veriyor:

“Buğday ithalatından kimlerin haksız kazanç sağladığının araştırılmasını istiyor”.

Her yere sıçramış yolsuzluk iddialarından yeni bir örnek.

Araştırma istemi, sürpriz yok, AKP ve MHP oylarıyla yine ret ediliyor.

Buğdayda “AKP usulü bir başka durum” daha var:

“AKP kendi çiftçisinden buğdayı 2.480 liraya satın alıyor, ithalata ise, 3.230 lira ödüyor”.

Türkçesi:

“Kendi çiftçisi yerine, elin çiftçisini besliyor”. 

31 kez zam 

AKP ile birlikte:

“- Türkiye Hollanda büyüklüğünde tarım arazisi kaybediyor.

- İki Trakya büyüklüğündeki alanda ekim yapılmıyor.

- 2002’de köydeki nüfus yüzde 20 iken, şimdi yüzde 8’e düşüyor. Çiftçi tarımdan uzaklaşıyor.

- Tarım arazileri imara açılıyor, tarlalar betonlaşıyor.

- Mazot, tohum sürekli zamlanırken, rekor gübrede. Son altı ayda, inanmazsınız, gübre fiyatlarına 31 (otuz bir) kez zam geliyor. Açıklama CHP milletvekili Mehmet Göker’e ait”. (Dünkü Sözcü Gazetesi).

Bu ağır tablo karşısında, çiftçi ekim yapmakta zorlanıyor.

Buna bir de, AKP’nin yaya kaldığı iklim değişikliği ve kuraklık eklendiğinde, gerisi kâbus gibi. 

Üretim düşüyor 

Ziraat Odaları bas bas bağırıyor:

“Bu yıl bitkisel ürünlerde yüzde 12, buğdayda yüzde 13, arpada yüzde 30, çavdarda yüzde 32, nohutta yüzde 24, kırmızı mercimekte yüzde 30, şeker pancarında yüzde 15 üretim düşüklüğü hesaplıyoruz”.

Her gün yapılan zamlarla, sürekli maliyeti artışlarıyla daha da zora düşen çiftçi üretimden vazgeçme noktasına geliyor.

İşin kötüsü uluslararası piyasalarda hammadde ve tarım ürünleri fiyatları artıyor, yani ithalat daha da pahalıya geliyor. 

Sonuç: Gıda krizi 

Yüz yıla yaklaşan Cumhuriyet’te, AKP ile birlikte pek çok “ilk” olan facia dizisine bir yenisinin eklenmesi kapıda:

“Gıda krizi!..

Aklımıza hiç gelmeyen, teğet bile geçmeyen, gıda krizi!..”

Artan fiyatlar nedeniyle, milyonlarca insanın kıt kanaat elde etmeye çalıştığı gıda ürünlerini bir süre sonra raflarda görmek bile zorlaşabilecek.

Diyorlar ya:

“Yaparsa, AKP yapar”.

Doğru, sonunda gıda krizinde de, AKP imzasını görürsek, şaşmayalım.