Bilimsel sosyalizmin temel eserlerinden biri 1848’de Londra’da yayınlanıyor. Marks ve Engels’in imzasını taşıyan kitap “Komünist Manifesto” şöyle başlıyor:
“Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor, komünizm hayaleti.”
Türkiye’de de günlerdir bir hayalet dolaşıyor:
“Asgari Ücret Tespit Komisyonu.”
Günlerdir hangi TV’ye baksam, hangi gazeteyi okusam, konu asgari ücret olunca, aklımda o şarkı:
“Hangi kapıyı çalsam, karşımda buruk acı!..”
Ortaya atılan sonuçlardan sonuç beğen:
“2025 yılı asgari ücreti şu olacak, hayır bu olacak, daha çok olacak, daha az olacak.”
Üç toplantı
Asgari ücret her yıl bugünlerde belirleniyor, “Asgari Ücret Tespit Komisyonu” tarafından. O komisyon belirliyor, öyle mi, emin misiniz?..
İlk toplantı, haberler, yorumlar, gürültü patırdı.
İkinci toplantı, haberler, yorumlar, gürültü patırdı.
Üçüncü toplantı yarın. Ortada henüz bir oran yok, aslında çoktan var ama, yok. Muhtemelen yarın yine de bir oran duyabiliriz.
Senaryo ve yönetmen aynı
Sahne Ankara’da herhangi bir toplantı salonu.
Adı “komisyon” ya...
Yani, katılımcıları var ya...
İşçi temsilcileri, işveren temsilcileri, ilgili Bakanlık uzmanları, onların toplantılarda hazır bulunmaları “dostlar alışverişte görsün” misali. Onlar bir yana...
Asgari ücret için:
Senaryoyu yazan, sahneye koyan, başrolü kendisine ayıran, perde inerken asgari ücret oranını anlı şanlı bir törenle açıklayacak olan kişi aynı:
Tayyip Erdoğan.
Oyunu merakla izleyenler hayli kalabalık, 15 milyonu aşıyor. Asgari ücret Türkiye’de artık ortalama ücret oluyor, hayli yaygın. Yaygın ama, milyonlarca insanı aç bırakıyor.
“Bu da benden olsun”
Oyunda son perde Beştepe’de inecek.
Malum, komisyondan çıkacak oran Tayyip Erdoğan’a gidecek. Oradan ne çıkarsa çıksın, oran çoktan Erdoğan’ın masasında.
Erdoğan aziz halkımıza bir nutuk attıracak ve...
“Bu da benden olsun, şu kadar arttırdım” diyecek.
Yandaşların alkışları ve “Reis çalışanı düşünüyor” nidalarıyla karışık, yeni asgari ücret komisyondan gidenin bir tık üstünde, vatana millete hayırlı olsun.
Bu acıklı güldürü “tek adam rejimine” geçildiğinden bu yana hep böyle oynanıyor.
Şimdi neden olmasın!..
Ah bütçe ah
Oyundan bol ne var!..
Meclis’te 2025 yılı bütçesi konuşuluyor. Muhalefet görüşlerini belirtiyor, iktidarın Meclis’e gönderdiği bütçede yerinde olsa bile, muhalefetin hiçbir önerisine kulak asılmıyor.
“Dediğim dedik!..”
İktidarı denetim hakkı zaten elinden alınmış, yasa teklifleri zaten yukarıdan geliyor, Meclis’in elde kalan son yetkisi bütçe hakkı da, hayırlara vesile olsun, buharlaşıyor.
İki başkan yok
Buharlaşan sadece bütçe hakkı değil.
Önceki gün İletişim Başkanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı bütçeleri görüşülüyor.
Ancak...
İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Meclis’i şereflendirmek lütfunda bulunmuyor.
Bütçeleri görüşülüyor, kendileri yok!..
İkisi de Meclis’i pas geçiyor.
Vergi sihirbazlığı
Bütçe demişken...
16 Aralık 2024 tarihli Meclis tutanaklarından aktarıyorum.
Örneğin, en yüksek gelir sahibinin de açlıktan nefesi kokanların da ödedikleri ÖTV, KDV gibi...
Dolaylı vergilerde son altı yılda artış yüzde 345!.. Üç yüz kırk beş!..
Bu ağır adaletsizlik karşısında, “vergide adaleti sağlamak” başlığı altında Maliye sözde kıyak çekiyor.
Gelir Vergisi üst dilimini yüzde 35’ten yüzde 40’a yükseltiyor.
Çok kazanandan çok vergi alınacağını ilan ediyor.
Durun bir dakika!..
Üst dilim yüzde 45 iken, o oranı yüzde 35’e AKP düşürüyor. Şimdi “artırdım” diye caka satıyor. Aynı kapsamda...
Kurumlar Vergisi oranını yüzde 20’den yüzde 25’e yükseltiyor.
Durun bir dakika!..
Kurumlar Vergisini yüzde 35’ten yüzde 20’ye AKP düşürüyor. Şimdi “artırdım” diye caka satıyor.
Bu arada kendisine yakın sermaye gruplarının vergilerini defalarca siliyor, onlara defalarca teşvik armağan ediyor.
Sildiği milyarlarca lirayı asgari ücretlilere aktarsa...
Milyonlarca çalışan hiç böyle “acıklı bir güldürü” izlemek zorunda kalır mı?..
Yalçın Doğan kimdir?Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı. 1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor. Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı. Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir. |