Yalçın Doğan

24 Temmuz 2024

154 kişiden 1'i olarak

MHP'yi eleştirmenin suç sayıldığı günler... Eleştirenlerin listeye döküldüğü günler...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin genel merkezinden basın toplantısı düzenledi.

"- Aydınlar Dilekçesi Listesi,

- Barış Akademisyenleri Listesi,

- 101 Amiral Listesi"...

Bunlar ilk anda aklıma gelen "listeler", insanları suçlayan, düşüncelerinden dolayı cezalandırmak isteyen, bazen mahkemelere düşen, toplumda yankı uyandıran eskiden kalma listeler.

İnsan haklarını, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmasını, toplumda herhangi bir olumsuzluğu dile getirenleri damgalayan listeler. Türkiye'nin geçmişte pek çok kez tanık olduğu listeler.

Buna şimdi "MHP'nin 154 kişiden oluşan listesi" ekleniyor. İçinde siyasi parti liderleri, muhalif milletvekilleri, akademisyenler, hukukçular ve gazeteciler var.

Listede yer alan 63 gazeteciden biri de benim.

Nedir o liste?

İki gün önce Cumhuriyet'te Barış Terkoğlu'nun yazısıyla kamuoyuna yansıyan listeyle ilgili olarak, dün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli konuştu:

"Bazı çevreler 2024 yılında MHP'ye karşı çok büyük haksızlıklar, iftiralar, yalanlar, hakir görmeler, suçlamalarda bulunmuştur. Bunların toplamı 154 kişidir.

(...) Şu görmüş olduğunuz liste, kimin, hangi gün, hangi saatte, hangi programda nasıl ve kimlerle konuştuklarının, MHP'ye hangi hakaretleri yaptıklarının toplamıdır. Bu dosya elimizdededir, günü geldiğinde, bu dosya eyleme geçecek, eylem hukuki nitelikte olacaktır.

(...) Hukuk zemininde mutlaka hesaplaşacağız".

Devlet Bahçeli MHP'nin eleştirilmesinden rahatsız. Olabilir, günlük hayatta eleştirilerden zaman zaman herkes rahatsızlık duyabilir. Buna siyasi partiler, özellikle de siyasi liderler dahil.

Diyalog kopmuş

Ancak, bu rahatsızlığı bir listeye dönüştürerek, "bunlarla mutlaka hesaplaşacağız" diye insanlara ayar çekmenin hiçbir demokraside yeri yok.

Bu ancak...

"Korku İmparatorluğu yaratmak isteyen, demokrasiye taban tabana zıt bir zihniyetin ürünüdür".

MHP hiç kimsenin kendilerini eleştirmesini istemiyor, 154 kişilik liste oluşturarak, bundan sonra MHP'ye yönelebilecek eleştirilerin de önünü kesmeye çalışıyor.

Demokrasilerde iktidarların, hele de ideolojisi ne olursa olsun, siyasi partilerin kendisini eleştirenlerden liste oluşturarak, "bunlardan hesap soracağız" dediğini tarihte en katı rejimlerde okuyan, günümüzde buna rastlayan, bilen biri var mı?..

Listeler hazırlamak, grup konuşmalarında her önüne gelene ağır sözlerle seslenmek, bir süredir Bahçeli'nin geçmişte hiç görmediğim üslubuna dönüşmüş bulunuyor.

Geride kalan yıllarda birkaç kez birebir görüştüğüm Bahçeli, hatta bazen bir yazı nedeniyle kendisi arayıp, konu ne ise, açıklama yapan Bahçeli'den bugün öfke dolu Bahçeli'ye...

Bahçeli ve MHP'nin önde gelen bazıları, seçimlerde mitinglerin dışında, toplumla ve bu arada gazetecilerle her türlü diyaloğu koparmış durumda. O kopuş listeler hazırlamaya kadar uzanıyor.

Listeyle karşılık vermek

Üstelik, garip bir liste.

Listede siyasi parti liderleri ve diğer partilerin siyasetçileri var. Bahçeli "onlar da eleştirmesin bizi" demeye getiriyor. Bir muhalif siyasetçinin en doğal tavrına "listeyle" karşılık veriyor.

Ya da akademisyenler, hukukçular, onların da belli olaylar karşısında hukuki yorumlarını duymak istemiyor.

Ve de gazetecilerin MHP eleştirilerini yazmalarını, dile getirmelerini hiç sevmiyor. Bahçeli aslında gazetecileri sevmiyor.

Siz hiç bunca yıl Bahçeli'nin herhangi bir TV programında tek bir gazeteci ya da birkaç gazeteciyle karşı karşıya geldiğini, tartıştığını gördünüz mü?..

Ben böyle bir örnek hatırlamıyorum.

TGC'nin tepkisi

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Bahçeli'nin listesi üzerine dün açıklama yapıyor.

"Bugüne kadar gazetecileri tehdit ederek, hedef göstererek, yaralayarak, öldürerek kimse bir yere varamamıştır.

TGC Basın Müzesi'nde Türkiye'de siyasetçiler tarafından hedef gösterilerek öldürülmüş 67 gazetecinin adı ve fotoğrafı bulunmaktadır.

(...) Gazeteci gerçeğe ve halka karşı sorumludur.

(...) Gazeteci bilgiyi yok edemez, görmezlikten gelemez, metinleri ve belgeleri değiştiremez.

(...) İktidara ve muhalefete basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünün korunması için sağduyu çağrısında bulunuyoruz. Gazetecilik suç değildir".

Basın Konseyi ve 24 Temmuz

Bahçeli o açıklamasını öyle talihsiz bir günde yapıyor ki... Yanından ayırmadığı kişiler de, anlaşılan kendisini uyarmıyor ya da farkında değiller.

Bugün 24 Temmuz, basında 24 Temmuz 1908'de sansürün kaldırılışının yıldönümü. Yani, Gazeteciler ve Basın Bayramı bugün.

Basın Konseyi dün bu yıldönümüne işaret ediyor:

"İkinci Meşrutiyet'in ilanıyla birlikte özgürlüğüne kavuşan Türk Basını 116 yıl sonra istibdat dönemini anımsatan uygulamalara maruz kalıyor.

Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 180 ülke arasında 158. sıraya gerileyen Türkiye utanç tablosunda yer alıyor.

Bu koşullar altında 24 Temmuz'u geçmişte bir dönem olduğu gibi, ‘Gazeteciler ve Basın Bayramı' olarak değil, ifade ve basın özgürlüğü için ‘Mücadele Günü' biliyoruz".

Bahçeli 1908'den beri kutlanan, bugün artık sadece adı kalan Basın Bayramı gününden bir gün önce içinde 63 gazetecinin yer aldığı 154 kişilik listeden söz ediyor.

Aslında 154 değil

MHP'yi eleştirmenin suç sayıldığı günler...

Eleştirenlerin listeye döküldüğü günler...

Aslında o liste 154 kişiden oluşmuyor.

MHP seçim sonuçlarına baksın, o listede kaç milyon insan olduğunu görür.

O zaman sürekli öfke ve hakaret yerine, belki diyalog kurmayı tercih edebilir.

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.