Yerel seçim sonuçları, hakkında yolsuzluk iddiaları olan Başbakan'ı aklamadı.

17 Aralık yolsuzluk soruşturmaları ve cemaatle yaşanan savaşla ilgili olarak millet iradesi,

“Muhalefetin Türkiye’nin yeni dinamiklerini doğru okuması ve iktidar istiyorsa yeniden yapılanması gerekiyor. Ayakkabı kutusunu, tape’leri, sonrasında yaşanan telaşı ve yapılanları unutmadık! İki taraf da masum değil! Her şeyin bir sırası var. Ama emniyet ve yargıda örgütlenip yıllardır hukuksuzluklara ve yolsuzluklara göz yumduktan, hatta bir şekilde taraf olduktan sonra, dershane yasasını düşmanlık addedip, zamanında şahit olunan ve bir şekilde göz yumulan yolsuzlukları ifşa ederek milleti hakemliğe çağırmak, ne müştekiyi haklı yapmaya yeter, ne de bu ülkeye sadakatle hizmet anlamına gelir!”

şeklinde cerayan etti!

Dahası var: Yer yer şaibeli de olsa sonuçların piyasaların arzuladığı istikamete gelmesi, ekonomik ve politik risklerin sona erdiği anlamına da gelmiyor.

Dolar/TL opsiyonlarının çözülmeye başlaması ve biz dahil neredeyse tüm gelişen ülke piyasalarına yönelik sermaye girişlerinde gözlenen kısmi artış nedeniyle faizlerde görülen hafif gevşeme ve TL üzerindeki baskının geçici olarak düşmesi, büyük resmin değiştiği algısı yaratmamalı!

Unutmayalım ki halen;

· Ekonominin yapısal sorunları düzelmiş değil!

· Çözüm süreci durmuş vaziyette!

· Eski AB Bakanı hakkında yolsuzluk soruşturması açan Avrupa Birliği artık bize “vaka” muamelesi yapmaya başladı!

· Hem Ortadoğu'da, hem Batı dünyasında itibar kaybeden bir ülke haline geldik!

· Nevi değiştirmiş sivil vesayet rejimi, “tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte” ülkeye nüfuz etmiş durumda!

· Ülkenin zaten zayıf olan hukuk ve etik altyapısı büyük yara almış halde!

· İstihbarat teşkilatlarımızın değil normal vatandaşların, devletin en üst düzey görevlilerinin çok mahrem konuşmalarının dinlenmesini dahi önleyemediği anlaşıldı!

· Sandık sonucuna bakarak hukuk dışına çıkmayı kendisine hak gören, beden dili yerine yasalara, yani millet iradesine uymayı hatırlatanlara “siktir et” diyebilen bir zihniyet var ortada!

· Uluslararası iyi uygulamalardan ve evrensel standartlardan epey uzağa düştük!

· Dindar nesil yetiştirme iddiasıyla milleti hizaya sokmak isteyenlerin en iddialısının dahi ne diline, ne de eline hakim olamadığı anlaşıldı! 

· Medeniyetler İttifakı Projesi'nde temsil ettiğimiz medeniyeti küçük düşürdük!

· “Ankara”da hakka, hukuka, kurum kültürüne, devlet terbiyesine, kaliteye ve uzmanlığa saygı gösterene “dinozor” muamelesi yapılır oldu!

· Sayıştay’ın eli kolu bağlandı ve ülkenin “iç mali kontrol ortamı” çökertildi!

· Yalan, torpil, adam kayırma, sınav yolsuzlukları, hakkaniyetsiz işe alımlar, haksız atamalar, görevden almalar, fesat karışmış ihale düzeni, haksız kazanç, yolsuzluk, rüşvet, hile, haram para, kaba kuvvete ve kalabalığa dayalı kirli düzen, bu toprakların kaderi olarak algılanmaya başladı! 

· Temel haklar açık bir tehdit altında!

· Yargı erki güven vermekten uzak, hatta yasalara, yani millet iradesine uymayanları icbar etmekten aciz bir halde!

· Ülkede birbiriyle anlaşamayan bir koalisyon hükümeti olmamasına rağmen siyasi istikrarsızlık hızla devam ediyor!

· Önümüzde, ikisinin de bu yıl içinde yapılma ihtimali olan iki seçim var!

· Başbakan'ın işine yaradığına artık iyice kani olduğu kutuplaştırma siyasetinin bundan sonra  nerelere varabileceği meçhul ve toplumun makul insanları bu durumdan büyük kaygı duyuyor!

· 1 Mayıs ve arkasından gelecek Gezi Direnişi’nin yıldönümü vesilesiyle tansiyonu artırması ihtimali kuvvetle muhtemel!

· Ağustos ayında Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak ve hakkındaki yolsuzluk iddiaları devam eden ve ne bağımsız ve tarafsız yargı önünde, ne de kamuoyu vicdanında aklanmış bir Başbakan'ın Cumhurbaşkanlığına aday olması da, olmaması da politik riski azaltmayacak!

· Ekonomik kırılganlıklarda kalıcı hiçbir iyileşme belirtisi yok!

· Gelir dağılımı bozuk!

· Büyükşehirlere göç hız kesmedi!

· Şehirlerde betonlaşma ve taşralaşma devam ediyor!

· Kayıtdışı ekonomi küçülmedi!

· Büyüme oranı potansiyel büyüme oranının altında kalmaya devam ediyor!

· İşsizlik oranı düşmüyor!

· Büyüme oranını düşürmeden, halen çok yüksek olan cari açık sorununu çözecek bir formül henüz bulanmadı!

· Dış finansman kalitesinde bozulma sürüyor!

· Enflasyon bekleyişleri bozuldu!

· Özel sektörün toplam borcunun yaklaşık yüzde 80’i döviz cinsinden ve 28 ocaktaki faiz artırım kararına rağmen döviz borcu olan şirketlerin kur riski artmaya devam ediyor!

· Karlılıkları düşen ve kur riskleri artan Türk şirketlerinin kredi notları her an düşebilir!

· Kredi notunun düşmesi “covenant”ları ve temerrüdü gündeme getirir!

· Reel faiz oranlarının düşmesi için ortada hiçbir neden yok!

· Ülke notu, en iyi ihtimalle görünüm itibariyle tehdit altında!

Evet durum bu!

Özetle, yerel seçimlerden sonra büyük resim değişmedi...

Kaliteli büyüme ve özgürlükçü demokrasi ihtiyacı tüm aciliyetiyle devam ediyor...