Küresel Terörizm Endeksi, terörizmin doğrudan ve dolaylı etkilerini; kaybedilen hayatlar, yaralanan insanlar, mala gelen zarar ve terör sonrasında insanların yaşadığı psikolojik etkiler itibariyle her yıl ölçen ve terörden gördükleri zarar itibariye ülkeleri sıralayan bir rapordur. Amacı, teröre yol açan sosyal, ekonomik ve siyasi koşulların herkes tarafından anlaşılmasına hizmet etmek; terörist faaliyetlerin arkasındaki zihniyet, eğilim ve taktikleri ortaya koymaktır.
162 ülkeyi kapsayan “Küresel Terörizm Endeksi 2015” raporunun sonuçları özetle şöyle:
2014 yılında 93 ülkede 13,370 terörist saldırı oldu.
Bu saldırılarda 32,658 insan hayatını kaybetti.
Terörist saldırılarda hayatını kaybeden insanların sayısı 2013 yılına göre yüzde 80 daha fazla.
Bu insanların yüzde 78’i şu beş ülkede hayatını kaybetti: Afganistan, Pakistan, Suriye, Nijerya ve Irak.
500’den fazla insanın ölümüyle sonuçlanan terör saldırısına hedef olan ülke sayısı 2013 yılına göre yüzde 120 arttı.
2000 yılından bu yana gerçekleşen 61 bin terörist saldırıda 140 bin insan hayatını kaybetti.
Bu insanların yüzde 2.6’sı Batı ülkelerinden, yüzde 97.4’ü dünyanın geri kalan kısmından.
Batı ülkelerinde terör saldırıların yüzde 68’inde temel motivasyon siyasi, yüzde 20’sinde İslami köktendincilik, yüzde 11’inde ırki – dini üstünlük, yüzde 1’inde şahsi meseleler.
2014 yılında terörist saldırılarda ölen insan sayısı 2000 yılına göre 10 kat daha fazla.
2014 yılındaki terörist saldırılardaki ölümlerin yüzde 51’inin sorumlusu Bako Haram ve IŞİD.
2014 yılında Bako Haram 453 terörist saldırıda 6,644 insanı öldürdü, 1,742 insanı yaraladı.
Aynı yıl IŞİD 1,071 terörist saldırıda 6,073 insanı öldürdü, 5,799 insanı yaraladı.
Bako Haram’ın öldürdüğü insanların yüzde 77’si, IŞİD’in öldürdüğü insanların yüzde 44’ü sivil.
2014 yılında terörün ekonomik maliyeti yüzde 61 artarak en yüksek düzeyi olan 52.9 milyar dolara çıktı…
Terörist saldırıların, fiziki ve insani kayıplar yanında, tüketim, yatırım ve büyüme üzerinde de olumsuz etkileri var. Terörizm belirsizliği artırarak, risk algısını bozarak, iş yapmayı zorlaştırarak, borçlanma maliyetini artırarak, tüketici güvenini düşürerek, insanların tüketim ve yatırım tercihlerini değiştirerek, yabancı sermayeyi korkutarak, turizmi olumsuz etkileyerek, kaynakların daha az verimli alanlara harcanmasına yol açarak büyümeyi vurur.
Geçen ay IMF sitesinde, “Terörizmin Mali Sonuçları” (Fiscal Consequences of Terrorism, Serhan Cevik ve John Ricco, Ekim 2015) başlıklı bir çalışma yayımlandı. Çalışmanın sonuçları özetle şöyle:
Terörizmin en önemli mali sonucu, askeri harcamaların GSYH’ya oranının artması ve bu harcamaların toplam kamu harcamaları içindeki payının artması.
Terörist saldırılar sıklaştıkça ve hayatını kaybeden insan sayısı arttıkça, askeri harcamalar daha da fazla artıyor; devlet bütçelerinden eğitim, sağlık ve alt yapı yatırım amaçlı harcamalara daha az kaynak tahsis ediliyor.
Terörizme karşı, gelişmekte olan ülkelerde ve düşük gelirli ülkelerde kamu finansmanı, zengin ülkelere göre daha korunmasız.
Bütçe planlaması ve kaynak tahsisi kararı verilirken, terörist faaliyetlerin etkisi dikkate alınmalı.
Bako Haram ve IŞİD’ten söz etmişken, Putin’in G20 Antalya Zirvesi sonrasında yaptığı basın toplantısı sırasında söylediklerine ek olabilecek küçük bir hatırlatmayla bitirelim:
2010 yılında Hilary Clinton şunu demişti: “Suudi Arabistan terörizmin önemli bir finansman kaynağıdır.”
2013 yılından Avrupa Parlamentosu bir rapor yayımlamış ve Selefiliği /Vahabiliği uluslararası terörizmin kaynağı olarak göstermişti.
Vahabiliğin merkez üssü Suudi Arabistan ve Katar’dır.
Suudi Arabistan “Kara Vahabiliği”nin, Katar ise “Deniz Vahabiliği”nin merkezidir.
Ulemasından “Kadınlara ehliyet verirsek bir tane bakire kalmaz…” fetvası çıkmış olan ilki, diğerine göre çok daha katıdır.
Öyle ki, ilki ikincisini doğal gazda rakip, rejimi için tehdit olarak görür.