Cari işlemler dengesinde ithalat ve ihracat rakamları, gümrük beyannamelerinin dayanağı olan fatura bilgilerine dayanır. Fatura, ithal veya ihraç edilen malın miktarını, fiyatını ve ilgili para birimini gösterir. Faturada gösterilen bu bilgiler ve mal bedeli, ithalat ve ihracat yapılan günkü Merkez Bankası kurundan Türk Lirası'na çevrilerek beyannameye aktarılır.
İhracat; hem stoklardan yapılan yurtdışı satışları, hem de fason dediğimiz hammadde ve malzemesini vermek suretiyle dışarıya yaptırılan üretimden satışları içerir. Bunun asimetriği ithalattır. Her iki rakama da katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi dışındaki vergiler dahildir.
Ülkemizde sanayi üretimi, GSYİH’nın yaklaşık %25’idir. İmalat sanayi ihracatının ana motoru taşıt araçları ve yan sanayidir (%16). Bunu giyim eşyası (%12), tekstil ürünleri (%11), ana metal sanayi (%11), makine ve teçhizat (%7) ile gıda ürünleri ve içecekler imalatı (%7) izler.
İmalat sanayi ithalatında ise ağırlıklı pay kimyasal madde ve ürünlerdedir (%20). Bunu ana metal sanayi (%14), kok kömürü-rafine petrol ürünleri (%11), makine ve teçhizat (%10), motorlu kara taşıtları (%8) ile elektrikli makine ve cihazlar imalatı (%6) izler.
Yuvarlayarak yaklaşık olarak verdiğimiz parantez içi rakamları alt alta koyarsak: Taşıt araçları ve yan sanayi (%16) + Ana metal sanayi (%11) + Makine ve teçhizat (%7) = %44.
Yani ihracatımızın yüzde 44’ünde metal vardır.
Aynı şeyi ithalat için yaptığımızda görüyoruz ki oran yaklaşık olarak %32.
Hülasa, ihracatçımızın temel hammaddesi metaldir; metali de büyük ölçüde ithal ediyoruz.
Ülkemizde dış ticaret açığı büyüme oranına göre artar/azalır. Cari açık, potansiyel döviz açığını ölçer. Nasıl ki bir şiket bilançosunda kâr varken ciddi bir nakit sıkışıklığı (işletme sermayesi ihtiyacı) yaşanabilirse, bir ülkede de dış ticaret fazlası varken döviz sıkışıklığı yaşanabilir. Satış vadeleriniz artar, alış vadeleriniz kısalırsa işletme sermayesi ihtiyacınız artar. Çünkü alacaklarınız artar, ama stoklarınızın değeri kadar nakdiniz azalır. Aynı şey ülkeler için de geçerlidir. O nedenle cari açık bugünün değil, ama birkaç ay sonrasının döviz açığını ölçer.
Bugüne kadar birçok ünlü iktisatçı ikinci bir dip dalgasından sözetti. Biliyoruz ki ABD’deki bankaların sermaye yeterlilik rasyoları AB’dekilerden çok daha iyi. Euro bölgesi bankalarının öz kaynakları yaklaşık olarak 230 – 240 milyar dolar. ABD’li bankalarınkiyse 625 – 630 milyar dolar.
Euro bölgesi bankalarının (Tier 1/RWA için) yüzde 10 yaklaşık olarak 410 – 420 milyar dolarlık ilave özkaynağa ihtiyaçları var. Bu anlamda AB’deki bankaların büyümeyi destekleme kapasiteleri çok daha sınırlı. Nitekim 2010 yılında AB’de beklenen büyüme oranı bu nedenle yüzde 1’in altında.
Gelelim sadede: İhracatı AB’ye yapıyoruz. Ama AB bu yıl pek de büyüyemeyecek. Hatta en az 5 AB ülkesinin küçülmesi gerekiyor. Umarız hiç realize olmaz; ama bir şekilde ikinci bir dip dalgası ihtimali de varit.
Euro/USD paritesi de aşağıya doğru iniyor. Biliyoruz ki dolar cinsinden fiyatlanan metal fiyatları birinci dipte hızla aşağıya doğru indi. İkincisinde de aynı şey olabilir. Ancak bu kez parite yukarıya doğru değil, aşağıya doğru hızla inecektir. Likidite bolluğu olmadığı ve risk iştahi azaldığı için bu kez TL de değer kaybedebilir...
Tüm bunları, ülkenin seçim sathına girdiği ve rakibimiz yükselen piyasa ekonomilerinde radikal faiz artırımlarının başladığı, majör merkez bankalarından gelen faiz artırım sinyallerinin hızlandığı bir dönem için hayal edin.
Şimdi size bir soru: Yüksek fiyattan hammadde (metal) stoku yapmış bir imalatçı – ihracatçı, satış miktarını artırmak için yurtdışı müşterilerine vadelerini açmışken; nasıl olsa ben bu malları satarım diye Türk imalatçısından mal almış yurtdışı müşteriler, satamayacakları kadar yüksek bir fiyattan aldıkları yüksek bir mal stokuyla ikinci dibe yakalanırsa ne olur ?
Cevabı siz bulun, ama ben size birkaç tavsiyede bulunayım: Korunmak için ihracat alacağınızı faktoring firmalarına temlik edebilirsiniz, ihracat alacaklarınızı sigorta ettirebilirsiniz, vadeleri biraz azaltabilir ve müşterilerinizi risklerini doğru takip ederek limit dışı sevkiyatlarınızı en aza indirebilirsiniz, kur ve parite riskinden korunmak için forward işlem yapabilirsiniz, aldığınız ve sattığınız metali hedge edebilirsiniz...
Bizden söylemesi: İhracatımız artıyor diye rehavete kapılmayalım.