Vedat Özdan

08 Eylül 2014

“Güçlü Demokrasiye Geçiş Programı”... İşte tam zamanı!

Vedat Özdan'dan CHP'nin yeni yönetimine hayata dair 3 soru...

İktidar eril, hayat dişidir!

Yaradılış öyledir...

Türün bekası dişiye, onun içgüdülerine teslim edilmiştir.

...

Yolunu şaşıran erkek, aklında resmettiği şeyi hayat zanneder.

Israr eder.

Bilmez ki patinaj yapar ve ateşini, dünyayı aydınlatan ışık sanır.

...

Kadının işi geçmişi değil, mevcudu takdir etmektir.

Erkeği avdayken vaktini bitki toplayarak, meyve toplayarak... geçirir.

Aydınlıktadır, yalnız değildir ve ufku daha açıktır.

Derdi, pusudaki erkek gibi hedef değildir.

Kendini tehdit altında hissetmez, ses çıkarmaktan korkmaz.

Onun için küçük hatalar, büyük kayıplara yol açmaz.

Daldan dala, ağaçtan ağaca geçer.

Farklı düşünür, farklı konuşur.

Daha kolay dinler, daha kolay kabul eder ve daha kolay itiraf eder.

Hayattan istediği şey nettir, bunu açıkça söyler, patinaj yapmaz ve hastalıklı gurura kahramanlık payesi vermez.

...

CHP’nin yeni yönetimine ilk sorum şudur:
Cemşit nerede?

 

Hani Asya’nın İlyas’tan vazgeçerken;

“Sevgi neydi? Sevgi iyilikti. Sevgi, dostça uzanan insan eliydi. Sevgi emekti.”

deyip, iç güdülerine teslim olarak tercihini ondan yana yaptığı adam. 

Kucağında öksüren bebeğiyle, gideceği yeri yokken onu ilk gördüğünde;

“Adım Cemşit. Yol ustasıyım. Bana güvenebilirsin bacım...”

diyen ve ona soba yanan odasını veren; yeşil parkalı, mert, sıcak dost elini ondan esirgemeyen, Anadolu insanı Cemşit (Ahmet Mekin).

 

CHP’nin yeni yönetimine ikinci sorum şu:
CHP Cemşit’in mi, Aydın’ın mı partisi olacak?

 

Daha muassır, daha medeni bir toplumda yaşamak için ne yapmamız lazım?

Hepimiz eğitimli, varlıklı, okuyan, sanatçı duyarlılığına sahip, toplumsal sorunlara kafa yoran, yurtdışında hayat tecrübe etmiş ve iyi İngilizce konuşan insanlar olsak...

Yabancı gelmedi değil mi?

Erkeğin dünyasına yapılan derin yolculukların hikayesidir, “Kış Uykusu” (Nuri Bilge Ceylan).

Ne yaparsa yapsın kurtulamadığı yetersizlik duygusu, aldatılma şüphesi ve korkusuyla baş edemeyen, kendi gölgesiyle savaşırken kendi enkazı altında kalan bir erkeğin aciz halidir, Aydın kimliğiyle resmedilen. 

Hayatın içgüdülerine kulak tıkamış, kibirle halkından kopuk, cüzdan kaygısını gizlese de vicdanı aklının matematiğine teslim olmuş... 

Ne diplomalarının, ne iyi konuştuğu yabancı dilin, ne parasının, ne sanatçı kimliğinin, ne hayran kitlesinin, ne ezbere bildiği Shakespeare repliklerinin, ne teatral bir sesle hikaye etmeyi pek sevdiği kendi hayatının yardımcı olduğu...

En sonunda kadınından, avladığı tavşanla "icazet" dileyen, kendi kovuğunda bile kış uykusuna yatamayan zavallı bir erkektir o...

Ve bu haliyle Aydın (Haluk Bilginer), eşi Nihal'in (Melisa Sözen) gözünde "rayından çıkmış bir muassır medeniyet projesi”nin iflasını ifşa eder!.. 

Çok şey söyler Kış Uykusu CHP için.

Tıpkı “Selvi Boylum Al Yazmalım” gibi...

...

CHP’nin yeni yönetimine üçüncü sorum şu:
Dişi hayatın iç güdülerine itaattan kaçınmaya devam edecek misiniz?

 

Türkiye’nin birikmiş yapısal ekonomik sorunlarına çözüm olarak Kemal Derviş’in dizaynını yaptığı ve 2001 yılında uygulamaya soktuğu Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı, hayatın dişiliği gerçeğine itibar eden bir programdı.

Ve hayat, 2002 yılında, o programı uygulayarak türün bekasını güvenceye alacak güçlü bir iktidarı tercih etti.

Aradan tam 12 yıl geçti.

Kaygıları farklı ve artık yeni şeyler haykırıyor hayat:

“Güçlü Demokrasiye Geçiş Programı’nı dizayn etmek ve hayata geçirmek için daha neyi bekliyoruz?” , diye...

vozdan@hotmail.com