Vedat Özdan

11 Kasım 2009

Denetim Mesleğinde Hukuka Saygı ve Etik Tutum

Dönemin Maliye Nazırı bir "Heyet-i Teftişiye-i Maliye" kurulması ihtiyacını bir tezkere ile Sadrazam'a sunar.

Yıl 1879.
Dönemin Maliye Nazırı bir "Heyet-i Teftişiye-i Maliye" kurulması ihtiyacını bir tezkere ile Sadrazam'a sunar.
Anılan tezkerede; Osmanlı İmparatorluğu'nun mali işlemlerinin ve memurlarının şimdiye kadar teftiş ettirilmemiş bulunduğu, mali işlemlerin çok muntazam yapılmış olsa dahi bunların kontrol edilmemesi halinde istenilen başarının elde edilemeyeceği vurgulanır.
Maliye Nazırı'nın bu teklifi "Meclis-i Mahsûs-ı Vükela" tarafından olumlu karşılanır ve bir mazbata hazırlanarak Maliye Nazırı'nın tezkeresi ve Nizamname Lâyihası ile birlikte devrin Padişahı II. Abdülhamit'e arz edilir.
Ve II. Abdülhamit'in oluru ile Maliye Teftiş Heyeti kurulur.
O gün bugündür;
Türk devletinin ilk denetim organizasyonu olarak,
“Hukukun üstünlüğüne” her koşulda sadık,
1 Cemal Süreya, 1 Başbakan, 3 Başbakan Yardımcısı, 51 Bakan, 44 Milletvekili, 44 Müsteşar, 7 Büyükelçi ile çok sayıda Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcısı yetiştirmiş,
130 yıllık bir etik ocağıdır Maliye Teftiş Kurulu...
Ve o ocağın mümtaz bir talebesi olarak her zaman,
Maliye Müfettişi adaletle muamele eder,
Görevini yerine getirirken doğru ve dürüst davranır,
Kendisini, mali ve diğer bakımlardan üçüncü kişilere bağımlı kılacak ilişkilere girmez,
Toplum çıkarlarını daima kendi çıkarlarının önünde tutar, görevlerini bu anlayış içerisinde ifa eder,
İnsan hak ve özgürlüklerine saygılı davranır,
Görevin yürütülmesinde somut delilleri ve hukuki düzenlemeleri dayanak alır,
Yetkilerini yasal sınırlar dâhilinde sonuna kadar ve gereğince kullanır...
Maliye Müfettişi bağımsızdır,
Gerek kendi aile ve arkadaş çevresinden, gerekse kurum içinden veya dışarıdan gelebilecek ve bağımsız bir şekilde çalışmasını zedeleyebilecek herhangi bir etkiye izin vermez,
Bağımsızlık gerçekte korunuyor olsa dahi, buna olan inançta bir tereddüt veya şüphe hâsıl oluyorsa kendini bağımsız hissetmez ve gereğini yapar...
Maliye Müfettişi mesleki saygınlığın gerektirdiği şekilde davranır,
İnsanı, idarelerin en değerli unsuru olarak görür,
Teftişe tabi memurlar ve bunlarla ilgili diğer şahıslarla arkadaşlık ve samimiyet tesis etmez,
Onlara karşı nazik, ölçülü ve saygılıdır,
Fiilen görev yapmayan meslektaşlarına imtiyazlı muamelede bulunmaz...
Maliye Müfettişi mükellef haklarına saygılıdır,
Vergi mahremiyeti başta olmak üzere yasal yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirir,
İddiaya muhatap olan kişilerin konu hakkında görüş veya savunmalarına raporunda yer verir,
Bulgular, tespitler, sonuç ve kanaatlerini önyargısız bir şekilde rapor eder.
(...)
Evet değerli okuyucu;
Okudukların; II Abdülhamit’ten bu yana tam 130 yılldır var olan kutsal bir ocağın meslek standartlarıdır...
IMF’nin, Dünya Bankası’nın ya da Avrupa Birliği’nin değil...
Kendi devletinin, kendi kurumunun, kendi insanının...
Unutma!
Bu Cumhuriyeti sen kurdun!..