Vedat Özdan

12 Nisan 2010

Caretta caretta olmak !

İktisat eğitimi şu cümle ile başlar: “İnsan ihtiyaçları sonsuz, kaynaklar ise sınırlıdır.”

İktisat eğitimi şu cümle ile başlar: “İnsan ihtiyaçları sonsuz, kaynaklar ise sınırlıdır.”

İktisat eğitiminin temeli olan bu önermenin ne kadar yanıltıcı olduğunu yıllar sonra fark ettim.

Çok basit iki soru: Sonsuz olan insanların ihtiyaçları mı, yoksa istekleri mi ? Peşinde koştuğumuz şey ihtiyaçlarımız mı, yoksa isteklerimiz mi ?..

23 nisanda 2 yaşını bitirecek olan güzel kızımla hafta sonu National Geographic’in “Yavru Hayvanların Öyküleri” adlı bir VCD’sini izledik.

Maymunlar, aslanlar, susamurları, zebralar, pandalar, somonlar, caretta carettalar…

Ve daha nice hayvan yavrusu öyküsü…

Caretta carettalar suda yaşayan kaplumbağalardır. Milyonlarca yıldır yeryüzünde oldukları söyleniyor.

Erkek ve dişi suda çiftleşir, baba adayı çiftleşme sonrası ortadan kaybolur, anne adayı ise karaya sadece yumurtlamak için çıkar.

Yumurtalarını kumsalda kendi kazdığı küçük yuvalara bırakır,üstlerini tekrar kumla örter , babadan farksız, o da denize döner ve ortadan kaybolur!..

Yavrular, yaklaşık iki ay süreyle kumların altına saklanmış yumurtaların içinde kaderlerini beklerler. Bir insan, köpek veya tilkinin saldırısıyla son bulmamışsa kuluçka vakti, yumurta kırılır; kumların arasından hayata doğru kaygılı gözlerle bakan bir baş çıkar ortaya. Sonra da o minik beden, sanki kulağına fısıldanmışçasına, martıların, kum yengeçlerinin, kurdun – kuşuna arasından koşarak hızla denize ulaşmaya çalışır. Dörtnala, nefes nefese…

Caretta carettalar dünyaya yardımsız gelirler. Ne göbek bağlarını kesen olur, ne popolarına şaplak atan. Kimsenin refakati ve koruması olmadan, kendi ayaklarının üzerinde ulaşmaya çalışırlar denize. Kardeşlerini tanıma fırsatları olmaz. En çok ihtiyaç duydukları o anda anne ve babaları yanlarında değildir. Hatta onları hiç görmezler. Anne ve baba yardımı olmaksızın yiyecek bulur, bebekken bile yalnız uyurlar…

Kızımın doğduktan sonra çok başarılı bir “yeni doğan bebek” Profesör Doktoru vardı. O bize, insanın başlangıçta dört ayağının üzerinde olduğunu ve o zamanlar çocuğun anne karnında bir yıldan fazla kaldığını, bu süre içinde birçok organının geliştiğini, ancak zaman içinde insanın doğrulduğunu ve iki ayağının üzerine çıkmasıyla birlikte hamilelik süresinin azaldığını ve 9 aya kadar indiğini söylemiş; çocuğun bıngıldağını ve tam görememesini örnek vererek, anne karnında yaşanmamış 3 ay nedeniyle insanın birçok yönden dünyaya eksik geldiğini ve bu nedenle bebeklerin ilk 3 ayda annelerine çok bağımlı olduklarını söylemişti. Çok etkilenmiştim…

Ne yürümek için yardım, ne hayatta kalmak için baba koruması, ne büyümek için anne sütü ve şefkati…

Caretta caretta olmak ?

Ne dersiniz ?

İnsanoğlunun becerebileceği bir iş mi isteklerini azaltmak ve bir caretta caretta yavrusu gibi sadece ihtiyaç duyduğu şeyleri istemek ?