ABD Merkez Bankası Fed yılda sekiz kez düzenli toplantı yapıyor. 2015 yılı için tarihleri önceden belli ve iki gün süren bu toplantıların üçüncüsü dün başladı ve bu akşam bitecek. Bu toplantıdan, olası faiz artırım takvimine ilişkin net ipucu bekleniyor.
Fed, bundan önceki toplantılarında “faiz artırım kararının verilere bağlı olduğunu"; spesifik olarak enflasyon ve istihdam hedeflerine “kalıcı” bir şekilde ulaştığına ikna olduğunda faiz artırımına başlayacağını açıklamıştı.
ABD ekonomisiyle ilgili muhtelif kaynaklardan derlediğim veriler, tespitler ve grafikler yardımıyla bir durum değerlendirmesi yaparak, olup biteni anlamaya çalışalım:
Yunanistan krizi halen çözülmedi.
Mart ayında yüzde 8 artması beklenen Çin ihracatı yüzde 14.6, dünya ekonomisinin büyümesi bakımından daha da önemlisi, ithalatı yüzde 12.3 düştü. IMF’e göre Çin ekonomisi yüzde 7’inin altında büyüyecek.
Dünyanın en büyük demir cevheri ithalatçısı Çin’dir. Son 9 ayda demir cevheri fiyatları yüzde 35 düştü.
Dünyada elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 40’ı kömürle yapılıyor. Kömür fiyatlarının düşmesi ekonomik faaliyetlerinin yavaşladığına delalettir. Tıpkı 2008 krizinde olduğu gibi kömür fiyatları düşüyor.
Demir cevheri ve kömür fiyatlarının düşüşü, hem talep azalışından, hem de doların değer kazanmasından kaynaklanıyor.
Dünya ticaretinin nabzı Baltık Endeksiyle (Baltic Dry Index) tutulur. Küresel taşımacılık endeksi diye de tanımlayabileceğimiz bu endesk gemi rotalarının yoğunluğunu ve seyrini gösterir. Baltık Endeksi geçen yılın kasım ayından bu yana hızla düşüyor.
ABD’de kapanan petrol kulesi sayısı rekor düzeylere çıktı. Petrol ve doğalgaz fiyatları yeniden düşmeye devam ederse, kaya gazı ve kaya petrolü şirketlerinin yarısının iflas edeceği ya da satılacağı tahmin ediliyor.
ABD’de imalat sanayi verileri son aylarda kötüleşti.
ABD’de mavi yakalı çalışanlara ödenen ortalama ücret bakımından hisse senetleri, ABD tarihinde görülmemiş kadar yüksek düzeylerde.
2015 yılının ilk çeyreğinde ABD’de iflas eden halka açık şirket sayısı geçen yılın ilk çeyreğine göre yaklaşık iki kat arttı.
ABD’de yeni konut satışlarında son iki yılın en hızlı düşüşü yaşandı.
Dün yayımlanan bir Gallup araştırması ABD’de orta sınıfın yok olduğunu gösterdi. Ankete katılanların yüzde 41’i öngörülebilir bir gelecekte ev alacak durumda olmadığını söylemiş. 2013 yılında yapılan ankette bu oran yüzde 31’di.
McDonald’s ABD’de 2015 yılında 700 şubesini kapatma kararı verdi.
Dün ABD’de 102,2’ye çıkması beklenen tüketici güven endeksi 95,2’ye indi.
Richmond İmalat Sanayi Endeksi peş peşe iki aydır negatif geldi. Yeni siparişlerde, kapasite kullanım oranında ve satışlarda hep azalma var.
Bloomberg “US Macro Surprise Index” ABD’de gerçekleşen verilerle analist beklentileri arasındaki farkı ölçüyor. Aşağıdaki grafik şunu gösteriyor: ABD’de makro verilerle ilgili beklentilerle gerçekleşen rakamlar arasındaki fark, Lehman’dan bu yana hiç bu kadar negatif yönde sapmamıştı.
Bloomberg “US Macro Surprise Index” ile S&P 500 arasında pozitif korelasyon vardı. Yani beklentiler gerçekleşiyorsa volatilite ve belirsizlik düşüyor, ekonomi toparlanıyor, borsalar yükseliyor demek. Aşağıdaki grafikte görüldüğü gibi son beş aydır korelasyon negatife dönmüş. Yani ABD ekonomisine dair beklentiler kötüleşmesine rağmen S&P 500 endeksi artmaya devam ediyor.
ABD’de ev sahipliği oranı trendi de düşme eğiliminde:
Yani ABD’de insanlar ev, araba ve perakende malları satın almak için kredi başvurusunda bulunuyor, ama kredi geçmişi uygun görülmediği için tüketici kredisi, konut kredisi, araba kredisi, vesair talepleri reddediliyor. Kredi başvurusunun reddi, perakende satışları, toptan satışları ve fabrika siparişlerini düşürüyor. Buna rağmen S&P ve NASDAQ rekor düzeylere çıkıyor!
ABD’de dolar değer kazanıyor ve ABD dış ticaret açığı büyüyor. Aşağıdaki grafikte görüldüğü gibi ihracat büyümesi 2001 ve 2008 krizlerinde olduğu gibi negatif bölgede. Yani Fed faiz artıracak beklentisi, Japon ve Çin merkez bankalarının yeni niceliksel genişleme programları açıklamasıyla birleşerek, ABD dış ticaret açığını artırıyor ve dış ticaretin büyümeye olan negatif katkısını artırmaya devam ediyor...
Peki bütün bu olup biten ne anlama geliyor?
Majör merkez bankaları para basıyor, deflasyon ihraç ediyor, kimse büyüyemiyor. ABD ekonomisinin sanıldığı gibi hızlı bir toparlanma sürecinde olmaması; hem tarih, hem de oran itibariyle Fed’in faiz artırım kararını daha az korkulur hale getirerek finansal piyasalarda likiditeye neden oluyor.
Bizdeyse cevap, biraz da “Net Hata ve Noksan” kalemindeki ani şişkinlikte!
Olan bu.