Vedat Özdan

21 Kasım 2014

40 yıldır ilk kez dünya ticareti dünya ekonomisinden daha yavaş büyüdü!

Dünya ticareti yavaşlamaya devam edecek mi ? Ederse dünya ekonomisi bundan nasıl etkileniir?

 

IMF’in “Finance & Development” adlı aylık dergisinin Aralık sayısında “Düşük Ticaret” (Slow Trade) başlığıyla yayımlanan bir çalışmaya göre, dünya ticareti son 40 yılda ilk kez dünya ekonomisinden daha yavaş büyüdü.

Bu önemli makalenin etraflıca bir özetini, Türkiye’de 2023 hedefleri, ihracata dayalı büyüme, cari açık, enflasyon, kur, faiz, borsa, sıcak para, büyüme, yapısal önlemler, vesair konulara kafa yoran T24 okuru da okusun istedik. 

2008 krizi öncesinde dünya ticaretinin artış hızı ortalaması (1987 – 2007) yüzde 7.1’di.

2012 ve 2013 yıllarında yüzde 3’ün altında kaldı.

Aşağıdaki şekilde görüleceği üzere dünya ticareti artıyor, ama son 3 yılda giderek daha yavaş artıyor ve artış hızı 1993 yılı düzeyine inmiş durumda.

Dünya ticaretinin yavaşlama nedeni 2008 krizi olmayabilir mi ?

Çalışmanın cevap aradığı soru şu: Dünya ticaretindeki yavaşlama döngüsel mi, yani zaman içinde kendi kendini düzeltir mi, yoksa arkada kalıcı ve yapısal nedenler mi var?

Bizde de düşük büyüme hızını gerekçelendirmekte yaygın bir şekilde kullanılan iddia şu değil mi: 2008 krizi ve AB’de yaşanan ekonomik sorunlar nedeniyle ihracatımız azaldı ve büyüme hızmız düştü!

IMF ve Dünya Bankası ekonomistleri Cristina Constantinescu, Aaditya Mattoo ve Michele Ruta tarafından yapılan çalışmaya göre, dünya ticaretinin artış hızındaki yavaşlamanın nedeni, büyük ölçüde kalıcı ve yapısal.

Üye ülkeler arasındaki ticaret dahil Avrupa Birliği dünya ticaretinin yaklaşık üçte birini yapıyor. Kriz sonrasında Avrupa içinde ciddi bir talep düşüşü yaşandı. Avrupa genelinde ithalat 2012 yılında yüzde 1.1 düştü ve 2013 yılında sadece binde 3 arttı. Böyle bakınca Avrupa toparlanırsa dünya ekonomisi daha hızlı büyür ve dünya ticareti büyüme hızı artar, diyebilirsiniz.

Çalışmaya göre Avrupa’daki kriz türü döngüsel unsurlar meseleyi kısmen açıklıyor. Son 10 yıl içinde muhtelif bölge ve ülkelerin İthalat/GSYH oranlarındaki değişimi gösteren aşağıdaki şekil, dünya ticaretindeki yavaşlamanın geçmişe dönük uzun dönem bileşenleri olduğunu gösteriyor.

ABD ve Çin’de İthalat/GSYH oranları 2008 krizi öncesinde düşmeye başlıyor ve 2010 yılından itibaren yatay bir seyir izliyor. Dikkat edin ABD ve Çin’in ithalat oranları hemen hemen aynı ve 2005 yılından bu yana neredeyse aynı düzeylerde. O nedenle dünya ticaretindeki yavaşlamanın arkasında kalıcı ve yapısal nedenler var.

2008’den bu yana dünya ticareti daha yavaş artıyor, ama bunun nedeni dünya ekonomisinin daha yavaş büyüyor olması değil!

Aynı ekonomistlerin son 40 yıl içinde “uzun dönem ticaretin gelir esnekliğine” baktıkları bir başka çalışmalarındaki bulguları şöyle: 1990’lı yıllarda uzun dönem ticaretin gelir esnekliği birden bire hızla artmış. Şöyle ki, küresel hasıla yüzde 1 oranında artınca, dünya ticareti yüzde 2.2 oranında artmış. İki katından daha fazla yani! Daha sonra, yani 2000’li yıllarda, esneklik 1970’li yıllardaki düzeyine kadar gerilemiş. 2000’li yıllarda küresel hasıla yüzde 1 oranında artınca dünya ticareti yüzde 1.3 oranında artmış. Yani on yıl içinde yüzde 2.2’den yüzde 1.3’e düşmüş!

Anlayacağınız 1990’lı yıllarda ticaretin gelir esnekliğinde önceki ve sonraki dönemlere göre istatistiki olarak anlamlı bir değişim var!

Çalışma şunu söylüyor: Küresel finansal krizden bu yana dünya ticareti daha yavaş artıyor, ama bunun nedeni, dünya ekonomisinin daha yavaş büyüyor olması değil, dünya ticaretinin küresel hasıla artışına, yani dünya ekonomisinin büyümesine daha az tepki vermeye başlaması. 

2009 yılında dünya ticaretinin aniden çöküşü 2008 kriziyle ilgiliydi; tamam ama, halen yaşamakta olduğumuz dünya ticaret hacmindeki yavaşlama kısa dönemli faktörlerden çok yapısal nedenlerden kaynaklanıyor. Aşağıdaki şekilde görüldüğü üzere ticaretin büyüme hızındaki düşüş, 2008 – 2010 arası dönemden farklı olarak, daha çok uzun dönemli bileşenlerden kaynaklanıyor.

Peki ticaretin gelir esnekliği neden düştü?

Makalenin yazarları önce şu nedenler olabilir mi diye soruyor:

 

 

Tespitler ise şöyle: Ticaretin kompozisyonundaki değişim 2000’li yıllardaki esneklik düşüşünü açıklamıyor. Çünkü mal ve hizmet bileşenleri son yıllarda neredeyse değişmemiş. Talebin kompozisyonundaki değişim de meseleyi açıklamıyor. Çünkü uzun dönem ticaretin yatırım ve tüketim esneklikleri değişmemiş. Korumcalıkta da önemli bir artış yok!  

Çalışmaya göre ülke düzeyinde yapılan analizler şunu gösteriyor: ABD ve Çin’de ticaretin gelir esnekliği ciddi oranda düşmüş. ABD’de düşüş yüzde 3.7’den yüzde 1’e, Çin’deyse yüzde 1.5’ten yüzde 1’e olmuş. Avrupa’daysa hemen hemen hiç değişiklik olmamış. Diğer bölgelerde de ciddi değişimler var, fakat bu bölgeler dünya ticaretinin küçük bir kısmını yapıyor, o nedenle esneklik düşüşünü bu bölgelerle açıklayamayız.

Çalışmaya göre küresel düzeyde ticaret ve büyüme arasındaki ilişkinin değişmesi dünyanın en büyük iki ekonomisi olan ABD ve Çin’de tedarik zinciri ticaretindeki (supply-chain trade) değişikliklerden kaynaklanıyor. Korumacılık veya gelir ya da ticaretin kompozisyonundaki değişikliklerden değil!

1990’lı yıllardaki büyümenin motoru ABD ve Çin’di, motor artık yeterince enerji üretmiyor...

1990’lı yıllarda bilgi teknolojilerindeki hızlı değişim küresel tedarik zinciri ticaretinde hızlı bir artışa neden oldu. Birçok ürünün parçaları ve bileşenleri, özellikle Çin’de yeniden işlenmek ve ihraç edilmek üzere ithal edilmeye başlandı. Bu da 1990’lı yıllarda ticaretin gelir esnekliğini hızla artırdı. Sonraki on yıldaysa esneklik hızla düştü.

2000’li yıllarda Çin’de ticaretin gelir esnekliğinin düşmesi muhtemelen bu ülkenin uluslararası işbölümündeki rolünün değişmesinin bir göstergesi. 2000’li yıllarda Çin’in uluslararası tedarik zincirinde olgunlaştığına ve bu nedenle toplam ihracatının içinde, daha çok IT kökenli başka malların parça ve bileşenlerinin azaldığına işaret eden bulgular var. Mesela 1990’lı yıllarda Çin’in ihracatında bu tür malların oranı yüzde 60’ken, günümüzde yüzde 35 düzeyinde.

Öte yandan 1990’lı yıllarda Çin’deki bu ara malı ithalatı artışının, ilaveten hem Çin’den, hem de diğer gelişmekte olan ülkelerden ABD’ye mamul ihracatındaki artışın en önemli nedeni ABD’ydi. Çünkü bilişim teknolojilerindeki patlama ABD’de başladı. Dahası, halen olduğu gibi ABD o zaman da dünyanın en büyük pazarıydı. Bu yıllarda ABD’li uluslararası şirketler üretimlerinin belli aşamalarını daha düşük maliyetle üretim imkanı buldukları başka ülkelere kaydırmaya başlamışlardı.

2000’li yıllarda Çin ve ABD’nin tersine Avrupa Para Bölgesi’nde esneklik oranı yüksek. Bunun nedeni  doğu ve orta Avrupa ile Almanya arasındaki tedarik zinciri ticaretinin artmaya devam etmesi olabilir.

Peki sonuç?

Dünya ticareti yavaşlamaya devam edecek mi?

Ederse bu dünya ekonomisinin büyümesini nasıl etkiler?

Ticareti (yani ihracatı) büyümenin motoru olarak gören ülkeler bu durumdan nasıl etkilenir?

Çalışma sonuçlarına göre dünya ticaretinin 2012 ve 2013 yılında yavaşlamasının nedeni yapısal. Yavaşlama büyük ihtimalle uzunca bir süre devam edecek. 1990’lı yıllarda dünya ekonomisinin motoru olan ABD ve Çin arasındaki tedarik zinciri ticareti, artık yeterli büyüme enerjisi üretmiyor.

...

Umarım geniş bir özetini verdiğimiz söz konusu makaleyle, G20 Avustralya zirvesinde Obama’nın “Amerika'nın tüm dünya ekonomisini sırtında taşıması beklenemez.” deme nedeni, Cameron’un yeni bir küresel durgunluk uyarısı yapma nedeni ve G20 gündeminden, 800’ü yeni olmak üzere 1000 yapısal politika tedbiri alma taahhüdü çıkma nedeni daha iyi anlaşılmıştır.

Not: Birileri 2023 hedefleri mi dedi? Yani 2 trilyon dolar GSYH ve 25 bin dolar kişi başına gelir, öyle mi? Ancak Excel hatasıyla olur. Dolar/TL kurunu 1.90’da tutarak yani (!)

Makalenin orijinali için tıklayınız:

http://www.imf.org/external/pubs/ft/fandd/2014/12/constant.htm