Fanatizm, en basit ve yalın anlatımıyla, bir kişinin herhangi bir konuyla, kişiyle ya da durumla ilgili olarak kendi görüşlerinin, düşüncelerinin, inançlarının ve değer yargılarının tamamen doğru olduğuna inanıp zıt görüşü ve o görüşü savunanları, o görüşlerinde haklı, doğru yanlar olsa bile tamamen reddetmesidir.
Daha birkaç gün önce Ankaragücü-Rizespor karşılaşmasının bitiminde karşılaşmanın hakemi Halil Umut Meler, istifa eden Ankaragücü Başkanı Faruk Koca tarafından saldırıya uğradı. Bütün ülke, olayın ne kadar vahim olduğunu, yaşananların çirkinliğine dair konuştu, yazdı, çizdi, yorum yaptı. Daha bu olayın dumanı üstünde tüterken, Fenerbahçe'de Divan Kurulu Başkanı gazeteci Uğur Dündar, sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı.
Fenerbahçeli Avukatlar Derneği Başkanı İsmail Tepecik imzalı bildiride, özetle şu ifadelere yer veriliyor: "2024 Mart ayında yapılacak yerel seçimlerde Kadıköy'ümüz için belediye başkanı adayı gösterecek siyasi partilerimizin gösterecekleri adayların Fenerbahçe olması, olmazsa olmaz ön koşulumuzdur. Kadıköylülerin Fenerbahçeli olmayan bir başkan adayına oy vermeyeceğini tüm siyasi partiler bilmelidir....
Burası Kadıköy! Burada başka kulüp taraftarı belediye başkan adayı istemiyoruz!"
Bir süreden bu yana fanatizm çölünde kavrulan spor ikliminde geldiğimiz son nokta, bir belediye başkan adayının hangi takımı tuttuğu oldu. 500 bin Kadıköylü'nün hizmete değil, Fenerbahçe Kulübü'ne ve onun taraftarlarına hizmet etme zorunluluğu da bu vesileyle öğrenmiş bulunuyoruz.
Belediye başkanlığı yüzlerce kriter saysak, bir takım taraftarlığı bulunması bunların içinde bulunmaz ve bulunmamalı.
Toplumun neredeyse her yönden kutuplaştırıldığı bir ortamda, ihtiyacımız olan son şey, belediye başkanının takım taraftarlığı olsa gerek.
Boğa heykeli önünde falaka seçenekler arasında mı?
Sanırım Fenerbahçe Divan Kurulu Sekreterliği de yapan İsmail Bey, muhtemelen bundan bir adım sonrası için Kadıköy'de oturan başka takım taraftarlarını ya zorla Fenerbahçeli olmalarını isteyecek, ya da Kadıköy'ü terk etmeleri yönünde bol ünlemli uyarılarda bulunacak. Boğa heykeli, Rıhtım, Süreyya Operası, Haydarpaşa gibi Kadıköy'ün simgesel yerlerinde başka kulüp taraftarlarını falakaya yatırmak da seçenekler arasında olabilir.
Mesleğinin temeli adalet olan bir avukat olan İsmail Tepecik ve yine mesleğinin temeli herkese karşı tarafsız olması gereken Uğur Dündar'ın bakış açılarının ne denli sağlıksız olduğunu görebilmek mümkün. Meslektaşları Hizbullah raporları, cemaat incelemeleriyle geçerken, pastane-fırın ziyaretleri yapan Uğur Dündar'ın son yıllarda Divan Kurulu Başkanlığı görevinden olsa gerek, objektiflikle uzak-yakın ilgisi kalmadı.
Çok eleştirdikleri "taraf olmayan bertaraf olur" anlayışının aslında temel uygulayıcılarının kendileri olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz.
Bir ilçe seçimini taraftarlık yarışına çevirenler, ilçe ihtiyaçlarını değil, kendi ihtiyaçlarını gözeten, Kadıköy'e değil, kendilerine hizmetkâr arayanlar, tehdit diliyle yazılmış bu metni yazarken ve paylaşırken tekrar bir gözden geçirsin. Belki ne hata yaptıklarını, bu ülkedeki kamplaşma ateşine bir bidon benzin döktüklerini görebilirler. Tabii gözlerine perde inmiş fanatizmden sıyrılabilirlerse.
Fanatizmden barbarlığa geçiş sadece bir adım
Fransız yazar Diderot'un da söylediği gibi, fanatizmden barbarlığa sadece tek adımda geçilir. Ha gayret, o eşiği atlamak üzeresiniz beyler.
Kadıköylüler, işgale uğramış Moda'da kaldırımda yürümek istiyor, kentsel dönüşüm nedeniyle yollarında Aral Gölü büyüklüğündeki çukurlardan kurtulmak istiyor, çocuklarını parka çıkarmak istiyor, şikâyetlerinin karşılık bulmasını bekliyor. Asgari belediyecilik hizmetlerinden bile mahrum kalan
Kadıköylülerin, Fenerbahçeli başkana değil, bu ilçenin sorunlarıyla ilgilenecek, onları çözecek bir başkana ihtiyaçları var.
Pek çok insan "Bu iktidar neden 22 yıldır iktidarda" diye soruyor. İktidar yerine arada muhalefete bakmak yeterli oluyor.
Ve kimse futbol ikliminde şiddet için timsah gözyaşları dökmesin. Titr sahipleri, aklı selim olacak insanlar bu kafadayken, tribündeki taraftar tartışılacak son meseledir.