Umut Ozan Darıcı

08 Aralık 2020

Mehmet Demirkol'un beyhude Hande Sümertaş çırpınışı

Mehmet Demirkol'un bugün yaptığı açıklama, kendini bu işten sıyırmaya çalışmaktan başka bir şey değil

Fransız-İranlı gazeteci Freidoune Sahebjam'ın "La Femme Lapidée" isimli eserinden uyarlanan "Soraya'yı Taşlamak"  filminde, başka bir kadınla evlenmek isteyen kocasının boşanma isteğini kabul etmeyen Soraya'nın başına gelenler anlatılır. Türlü yalanlar ve iftiralarla, yalancı tanıkların zina yaptığı haberlerinin yayılmasıyla, Soraya şeriat hükümlerine göre, masumiyetini ispat etmek zorundadır. Fakat kadı da dahil olmak üzere herkes yalancı şahittir ve masumiyetini kanıtlamasının hiçbir yolu olmadığı için taşlanma anını bekler. Köy halkı el arabalarıyla taş toplar. Onların arasında çocukları da vardır. Soraya'ya son sözü sorulduğunda, sadece "Sizin komşunuzum, sizin kızınızım, sizin annenizim, bunu nasıl yaparsınız bana" diye sorar. İlk taşı atanlar iftira sahipleridir. Sonra babası gelir taş atmaya, kızının suratının tam ortasına; çocukları da taşlar. Ve köy halkı devam eder...

Spor yazarı Mehmet Demirkol, görevi "Farklı ülkelerden yayın satın alıp, satmak" olan beIN Sports Medya Hakları Direktörü Hande Sümertaş için, Socrates Dergi'nin YouTube kanalında "Hande Sümertaş'ın Galatasaray'da çalışırken kupalarla futbolcuların önünde pozlar verirsen, o anda çalıştığım camiama kendimi beğendireceğim diye sınırları aşarsan, daha sonra problem yaşayacağın kesindir" sözleriyle, ilk taşı atan isim oldu.

Mehmet Demirkol'un bu sözlerinin ardından bazı "gazeteciler" ve kulüpler tarafından fonlanan sosyal medya hesaplarında Hande Sümertaş hedef tahtasına oturtuldu. Ligin daha yarısına bile gelinmemişken, ihalenin kime bırakılacağını şimdiden belirleyen isimse Mehmet Demirkol'dan başkası değil. 

Bugün yarım yamalak sözlerle yazdığı açıklamada, "Bir profesyonelin mesleki davranış ve angajmanlarını eleştirmek ya da durum tespiti yapmak benim işim" dese de, işin gittiği noktayı anlamış olsa gerek, "Eleştiri sınırlarının dışında hoyratça davranan herkese sesleniyorum. Kendinize gelin! Suç işlediğinizin farkına varın." ifadelerini kullandı.

Mehmet Demirkol, bir profesyonelin mesleki davranış ve angajmanlarını eleştirmenin işi olduğunu düşünüyor ama ne hikmetse Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Nihat Özdemir'in daha önce hangi kulüpte ikinci başkanlık yaptığını hiç hatırlamıyor ya da TFF Birinci Başkan Vekili Servet Yardımcı'nın Fenerbahçe kongre üyesi olduğundan da söz etmiyor.

Demirkol, Merkez Hakem Kurulu Başkanı Serdar Tatlı'nın, spor yazarı görünümlü holigan Rıdvan Dilmen tarafından göreve getirildiği konusunda da sessizliğini koruyor.

TFF'nin yönetimi Fenerbahçe'nin geçmiş yönetimlerinden gelen isimlere emanet. Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, Tahkim Kurulu'nda Fenerbahçeli isimlerden geçilmiyor, Galatasaray'a verilen ceza 19.05'te açıklanıyor ama bugün futbolda yaşanan olumsuzlukların sebebi, sadece bir profesyonel olan Hande Sümertaş'a (!) ait. 

İnsanları geçmişlerinden ötürü yargılayacaksak, sürekli geçmişi hatırlatacaksak, o listeye Hande Sümertaş'ın kupalı pozundan önce başka şeyler girer, ama terbiyemiz buna izin vermez. Kaldı ki, koca ligin, işi sadece alım-satım olan profesyonel tarafından dizayn edildiğini düşünmek, çok açık ve net şekilde akıl fukaralığı ya da onulmaz bir holiganlıktan başka bir şey değildir.

Mehmet Demirkol'un bugün yaptığı açıklama, kendini bu işten sıyırmaya çalışmaktan başka bir şey değil. Tıpkı Soraya'nın babası gibi, tıpkı Soraya'ya iftira atanlar gibi ilk taşı atan, o oldu. İş tehdit savurmalara gelince de, sorumlu bir "gazeteci" olduğunu hatırlayıverdi.

Bir grup ligin daha ilk haftalarından itibaren salyalarını akıta akıta sağa sola saldırmaya başladı. Ülke hazır hukuksuzluktan yanıp tutuşuyorken, bastırılmış holiganlıklarını rahatça sergiliyor.

Nasılsa, ülkedeki yegâne suç "Cumhurbaşkanına hakaret" olmuşken, rahat rahat yalan da söylüyorlar, keseli pigme sıçanından ödünç aldıkları beyinleriyle algı da oluşturmaya çalışıyorlar. Bu ligin sonu gelir mi, gelmez mi bilinmez ama bu ülkede "futbol"dan ekmek yiyip, utanmazca insanları hedef tahtasına oturtanların aynaya bakmaya utandıkları şüphe götürmez bir gerçek.