Süper Lig'in 17. maçını oynadı Galatasaray, Başakşehir karşısında. Geride kalan 17 hafta sonunda liderle arasındaki puan farkı 18'e yükseldi. Lig sonuncusu Kasımpaşa ile arasında 13 puan var. Acı ama gerçek, 17 haftanın ardından, Galatasaray, küme düşme potasına daha yakın.
Sarı-kırmızılı takım, sahada futbol adına hiçbir şey sergileyemiyor. Sonu gelmez bahaneler, bitmek bilmez inatlarla gelinen nokta, 17 haftada 18 puanlık fark. Bugün hiçbir Galatasaray taraftarı, herhangi maç öncesi, takımının kazanacağından emin değil, hatta daha da kötüsü, yenileceğini düşünüyor.
Galatasaray taraftarı seneler önce “Türkiye'dir Galatasaray” diye dev bir pankart asmıştı tribünlere. Hiçbir pankart bu kadar doğru olmadı. Aynı ülkede yaşananlar gibi, 18 puanlık farka, sahada sergilenen rezil futbola, berbat takım mühendisliğine rağmen, bu tablodan sorumlu olmayan tek bir kişi var; o da Fatih Terim.
Bu takımda alınan hiçbir karardan sanki o sorumlu değil. Federasyon, başkanlar, yönetimler, hakemler, taraftarlar, futbolcular sorumlu ama onun hatası hiç yok. Sahaya kim çıkarsa çıksın, ne idüğü belirsiz bir futbolla, aynı şeyi tekrar tekrar deneyerek farklı sonuçlar arayan, hatayı kendi yerine başkalarında arayan, sorumluluğu kendinden başka herkese yükleyen bir insanla sadece Galatasaray değil, herhangi bir kurumun, kuruluşun başarılı olma şansı yok.
Tolstoy, “Kibir ve inat, bir kişinin kendini önce mükemmel görmesini sağlar, sonra da sonunu getirir” der. Fatih Terim'in bitmeye yakın hikâyesinin sonunu en iyi anlatan söz bu sanırım. Sadece Babel seçimi bile bu sözün ne derece doğru olduğunun kanıtı gibi.
Geleceğin Galatasaray'ı masalları
Şu sonuçları alan Klopp ya da Guardiola olsa, çoktan ülkelerine gidiş bileti kesilmişti, oysa sonsuz kredisiyle Fatih Terim, bırakın dokunulmazlığına dokunmayı, şimdiden devre arası planları bile yapmaya başlıyor. Sanki sezon başında 25-30 milyon euro harcanmadı, sanki "Geleceğin Galatasaray'ı" masallarını anlatmadı.
Son 6 maça şöyle bir bakalım; 1-1 biten Başakşehir maçında Galatasaray'ın topa sahip olma yüzdesi 58, 1-0 kaybedilen Sivasspor maçında yüzde 65, 2-2 sonuçlanan Altay maçında yine yüzde 65, 0-0 biten Malatyaspor maçında 64, 2-1 mağlup olunan Fenerbahçe karşılaşmasında 58, Karagümrük maçı yüzde 56.
Şu istatistikler, Fatih Terim'in ne oynatmak istediğine dair güçlü bir veri. Gelgelelim, Galatasaray pozisyon bulamıyor, pozisyon yaratmakta güçlük çekiyor, izleyenlere ızdırap veren bir futbol oynuyor. Galatasaray'ı bu denli sıkıcı, sadece 1990 yılında Sigrield Held döneminde izlemiştim. Ne oynadığı, ne yapmaya çalıştığı belli olmayan bu oyuna, sırf futbol sahasında oynanıyor diye, futbol olarak nitelendirilemez.
Galatasaray ve Fatih Terim arasındaki ilişki, ne yazık ki artık birbirine zarar verir noktaya gelmiştir. Eğer aslolan gerçekten Galatasaray'sa, Fatih Terim bırakma zamanı geldiğini görmeli. 2. döneminde olduğu gibi kötü hatıralarla gitmek yerine, daha az hasarla ve geçmişi yıpratmayarak gitmeli.
Tek sorumlu Terim'dir
Çünkü olmuyor. İşin kötü yanı, olması için bir çaba da sergilemiyor. Sorunun felsefede değil, sahadaki futbolculardan olduğunu sanıyor oysa, Galatasaray kadrosu, bugün pek çok takımdan daha iyi. Kimse Konyaspor'un, Başakşehir'in, Alanyaspor'un ya da Hatayspor'un kadrosunun, Galatasaray'dan daha iyi olduğunu söyleyemez ama sahadaki futbola ve sonuçlara baktığımızda bambaşka bir gerçeklik yaşanıyor.
Şunu açık açık söylemek gerekiyor; Galatasaray'ın sahadaki rezil ve berbat futbolunun tek sorumlusu Fatih Terim'dir. Galatasaray taraftarı artık geçmişte yaşamaktan sıyrılmalı. Ha bugün, ha yarın derken, ligin daha ortası gelmemişken, lige havlu atıldı. Elbette bir takım her sene şampiyonluk yaşamayabilir, şampiyonluk yarışında olmayabilir ama bir takım 3 yıldır aynı rezaleti sergiliyorsa, onun sorumluluğunu alan kimse, o sorumluluğu taşımalı.
Yardımcı diye alınan adamlar yardımcılıktan çok yancı gibi görünüyor
Galatasaray kimsenin deneme yanılma tahtası değil. Sırf kafanızdaki saçma oyun, sahada olmuyor diye, borç batağındaki bir kulübe milyonlarca euroluk transfer yaptıramazsınız. Sürekli saha kenarından birileriyle kavga edip, Galatasaray kulübesine boş bırakamazsınız. Üstelik yardımcı diye yanınıza aldığınız adamlar yardımcılıktan çok yancı gibi görünürken.
Fatih Terim eğer söz ettiği gibi Galatasaray'ı çok seviyorsa, istifa ederek, en büyük hizmeti gerçekleştirebilir. Zira Galatasaray'da Fatih Terim'i görevden alabilecek bir yönetim yok.
Bırakın ve gidin...