Umut Ozan Darıcı

29 Şubat 2024

Ananaslar, VAR kayıtları, küfürler ve Saran'ın yayın ihalesinde "tuttur"ması

Son birkaç gün yaşananlar savcıların soruşturma başlatması için yeterli şüpheler barındırıyor

Türkiye'de futbol dünyasında sadece birkaç günden bu yana yaşananlar, nasıl bir rezilliğin içinde debelendiğimizin kanıtı gibi. Medyasından hakemine, başkanından futbolcusuna "bu kadar da olmaz" artık denilebilecek her şeyi birkaç güne sıkıştırabilmek sadece bu ülkede örneğine rastlanabilecek türden olaylardı.

Bir kronoloji yapacak olursak, birkaç güne sıkışan olaylar şu şekilde:

"Spor yorumcusu" Serdar Ali Çelikler, Galatasaray-Antalyaspor maçı sonrasında, karşılaşmanın yardımcı hakemi Mustafa Savranlar'a "Karına sövseler 'Buyur abi akşam ben getireyim' diyeceksin" dedi. YouTube'da yayınlanan programın hemen ardından birden fazla tekrar ettiği sözler için özür diledi. 

Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, düzenlediği basın toplantısında "Google'a girin ananas yazın, halı saha futbol maçı, şike yazın bakın ne çıkıyor" ifadelerini kullandı. Sadece Fenerbahçe değil, Koç ailesini de hedef alan açıklama bir anda gündem haline geldi.

Türkiye Futbol Federasyonu aynı gün VAR kayıtlarını açıkladı. Fenerbahçe-Kasımpaşaspor maçında verilen penaltının, VAR hakemi Erkan Engin'in açık manüpilasyonuyla verildiği konuşmalarda görüldü. VAR protokolüne hiçbir şekilde uymayan ve adeta paramparça edildiği konuşmalarda, karşılaşmanın hakemi Cihan Aydın'a "direkt eline geliyor" diyerek, tartışmalı pozisyonda kararı adeta kendisi veriyor.

Fenerbahçe Kulübü, Dursun Özbek'i açıklamalarından dolayı suç duyurusunda bulunacağını açıklıyor. Sarı-lacivertli kulüp, Özbek'in açıklamalarına yanıt vererek, Galatasaray'ı FETÖ'cü olmakla suçluyor.

VAR'dan sorumlu Merkez Hakem Kurulu Başkanvekili Tolga Özkalfa istifa ettiğini açıkladı.

Spor yorumcusu Feridun Niğdelioğlu, bir YouTube programında, Merkez Hakem Kurulu Başkanı Ahmet İbanoğlu'nun Fenerbahçe-Kasımpaşa maçında Oosterwolde'ye yapılan harekete neden penaltı verilmediği için VAR odasını aradığını açıklıyor.

Eski hakem Fırat Aydınus, FIFA kokartlı bir hakemin "can güvenliğim yok, büyük takımların maçlarına çıkmak istemiyorum" dediğine yönelik bir iddia ortaya atıyor.

Her "hıyarım var" diyene tuzla koşanlar

Hangisinden başlamak gerekir bilmiyorum ama birilerinin büyük bir rezaleti, futbol diye yutturmaya çalıştığını görmek mümkün. Ülkedeki onlarca spor yorumcusu şu konuların birine bile değinmedi. Sanki yaşananlar hiç olmamışcasına "futbol"un içinde kalmaya özen gösteriyor. Daha önce "ofsaytımsı" diye "her hıyarım var diyene tuzla" koşanlar, elit tavırlarla futbol konuşuyor.
Oysa elinde tuzla bekleyen hıyar meraklıları benzer olaylarda hakemleri yerden yere vurup, renkler farklı olunca kulüpleri zan altında bırakabiliyordu. Elinizde hazır tuz varken, üstünüze serpmeyi unutmayın!

Erkan Engin'in yönettiği her maç şaibeli ve şüphelidir

Erkan Engin'in VAR konuşmaları, bundan önce yönettiği her karşılaşmanın VAR kayıtlarının açıklanması gerektiğini gösteriyor. Zira hakemi alenen ve açıkça yönlendirerek, penaltı kararının verilmesini sağlayan Erkan Engin'in VAR hakemi olarak yönettiği her maç şüpheli hale gelmiştir. Kayıtlardan sonra halen istifa haberinin gelmemesi ayrıca izaha muhtaçtır. Eğer yaşananlar "normal"se, o zaman Tolga Özkalfa neden istifa etmiştir sorusunu da iliştirmiş olalım.

Ananas meselesi

Gelelim meşhur "ananas" meselesine. Bazı basın-yayın kuruluşlarının sansürlemesine sebep olan Dursun Özbek'in "Google'a ananas yazın" açıklaması, aslında Fenerbahçe'den çok Ali Koç'un ailesine yönelik olduğunu görebilmek mümkün. Çünkü "ananas" ve Fenerbahçe'nin pek bir ilişkisi yok. Olay artık mahkemeye taşındı, yargının konusu olan bir açıklama için çok da fazla bir şey yazmaya gerek yok. Ancak şu kesin ki, artık Galatasaray ve Fenerbahçe arasındaki rekabet, sportif olmaktan çıkmıştır. İki taraf da, her türlü arşivi belaltı vuruş olarak kullanıyor. Her iki takımın da durmak gibi bir niyeti olmadığı da açık.

Serdar Ali Çelikler ise basının düştüğü durum açısından endişe verici. Bir hakemin hem kendisine, hem eşine ağır hakaretler eden bu şahıs, olayı "özür"le ve "bir süre" yorum yapmamakla geçiştirmeye çalışsa da, bu utancı nasıl üstünde taşıyacak acaba?
Normalde bir daha yapmaması gereken bir işi, unutulana kadar yapmamayı erdem sayıyor olmalı. Böyle rezil bir yorumu nasıl yapabildiğine gelince; ne yazık ki ülkede satan şey bu. Nasıl olsa yarın hiçbir şey olmamış gibi kaldığı yerden devam edecek ve bu işten para kazanmaya devam edecek. Meslek onuru buna izin verir mi, haysiyeti yaptığı açıklamaları taşıyabilir mi, vicdanı ile kendi arasında kalmış tabii.

Bahis şirketi sahibi Saran ihaleye nasıl giriyor?

Son söz, halen sürmekte olan yayın ihalesine gelsin. Birileri ısrarlı biçimde ihaleyi Saran Grup'a "ihale" etmeye çalışıyor. Ünlü köşe yazarları, birtakım kirli muhabirler, yaptıkları güzellemelerle ihalenin Saran'a gitmesi için yoğun çaba sarf ediyor.

Halihazırda yayıncı kuruluş olan BeIN Sports'un bu işi yapamadığı çok açık. Ama bir bahis firması sahibi olan Sadettin Saran'ın bırakın etik olmayı, FIFA talimatnamesine göre bu işi nasıl yapacağı da meçhul. Bahis firması sahibinin yayın ihalesini alması, beraberinde bambaşka tartışmaları da getirecektir.

İşin bir başka boyutu da, bir kulübe başkan olmayı isteyecek kadar çok seven Sadettin Saran'ın sahibi olduğu bir yayın kuruluşundan objektif olmasını nasıl bekleyeceğiz. Normalmiş gibi mi karşılanacak bu durum? Hoş, bir MHK başkanının, Fenerbahçe yöneticisinin maaşlı çalışanı olmasını gayet normal karşılamıştık!

S Sport'un nasıl harika, nasıl muhteşem yayıncılık yaptığı söylenip duruyor. İyi ama bu kanal, daha sezon başında Galatasaray ve Zalgiris arasındaki karşılaşmayı bile canlı yayınlamayı beceremedi. Başkalarından para verip aldığı görüntülerle naklen yayın yapmak ve canlı yayın yapmak arasındaki fark tek bir maçta bile ortaya çıkmışken, hangi yayın güzellemesinden söz ediyoruz!

Son birkaç gün yaşananlar savcıların soruşturma başlatması için yeterli şüpheler barındırıyor. Renk, takım ayırt etmeksizin bu iddialar soruşturulmalı ve açıklığa kavuşturulmalı. Milyonlarca kişinin eğlencesi olmuş bir oyunu bu kadar kirletmeye, karalamaya kimsenin hakkı yok. 

Son not; her Galatasaray maçı öncesinde bir takımın kutsalı olan Ali Sami Yen'e küfreden Beşiktaş taraftarı ne yazık ki, her sene benzer şeyi sürekli tekrar ediyor. Söylenebilecek çok şey var ama sadece "çok yazık" demekle yetineceğim.