Umur Talu

15 Şubat 2025

Çöp ekonomisinde sadaka!

Ne marul çocukları, çöp çocukları unutun; ne de bu “Sadaka fetvacıları” ile “Çöp ekonomistleri”ni! Bu çocuklar o ekonomide doğuyor, o fetvalarla cilalanan ekonomistliklerinde, bir çöp ekonomisinde ölüyor!

Şimdi haberlere geçiyoruz:
“Saray’dan günde 6 tona yakın çöp çıktığı belirlendi.”
“Diyanet İşleri Başkanlığı emekliye ve asgari ücretliye de fitre verilebileceğini açıkladı.”

Doğru mu bu “haberler.” Doğru olamayacak kadar yanlış her biri! Ancak dünyanız yalansa, “doğrudur” belki. Öyle mi!

Arabasına laf edilince kızan, emekli olunca şu anki “emekli kuru”na göre 87 bin lira alacak Başkan’ın “fetva” kurumunun şefkatine, güzel kalbine, merhametine bir bakın:
“Ramazan ayında fitreyi, asgari ücretli ya da emekli maaşı alan birinin geçinemediğini düşünüyorsanız, yan geliri yoksa, evi kiraysa, evi varsa bile yakıtını vs. ödeyemiyorsa, verebilirsiniz. Ama bakmakla yükümlü olduğunuz kişiler olmaması şartıyla!”

Fitreyi filtrelerseniz ortaya memleket tablosunu çıkıyor Diyanet, Alo 190’a taktığı şutuyla:
Asgari ücretli fitre alacak kadar yoksuldur. Hatta ailesi fiilen açtır. Emeklinin alttakileri de öyle. Evi bile olabilir de yakıtını ve başka şeyleri de ödeyemez durumdadır. Hayat pahalıdır, yakıt pahalıdır, fitre verin gitsin!

Günlük fitre miktarını bile enflasyonun altında yüzde 38 arttırıp 180 TL yapan bu “Sadaka Ekonomisi”nin dini tercümesi böyle: Yoksulluk ve açlık farz, fitre vaciptir! Yoksulluk ve açlık bu “Çöp Ekonomisi”nin fıtratında vardır; fitre ise (herkesin değil) kiminin doymak bilmez bereketinden düşen kırıntıdır. Öyle ya, kim demişti, “Kiminin çöpü kiminin hazinesidir” diye.

Bakın “Sadaka ve Çöp Ekonomisi”nin kimi çocuğunun hazinesi ne? Maruldan hayatları mı, çöpteki yeşil yapraklar arasında ölümleri mi? Eski bir yazımdan:

Memleketinizde şöyle bir şey oldu:
1. Kayseri'de Erciyes Aşevi de vardı: Muhtaçlar için aşevi.
2. Aşevinden yola çürük marullar atılmıştı: Marullar yola.
3. Hal Müdürü “Bozuk mala geçit yok” diyerek “Halkın kaliteli, sağlıklı tüketmesi için büyük gayret sarf ettiklerini” açıklamış ve sanırım bir mart günü “250 adet marulu da imha ettiklerini” açıklamıştı: Sağlıklı tüketim.
4. Gurbette, göçte, çöpte çırpınan çokları gibi, kâğıt toplayan Nizipli Zurnacı Ailesi de Kayseri'de geçim peşindeydi: Ekmek için.
5. Akraba çocuklar, uzun ömür, uzun boy için şart olduğunu bilmeden de marul seviyordu: Çocuklar marul sever.
6. İşte, hem de “Muhtaçlar Evi”nden atılmış onlarca marul onları çağırıyordu: Marullar da çocukları sever.
7. Artık parantezi kapanmış tahmini yaşlarıyla, Turgay 7, Veysel 7, Muharrem 6, Ali 6, Seren Gül 5, Berivan 5 marullara koştu; bir büyüğün dediği gibi “Seçip iyilerini yemeye başladılar.”: İyilerini seçmişlerdi.
8. Bir otomobil bir çarpışta altısını birden ölüme sundu: Ölüm marul yaprağına sarılmış dördünü hemen seçip aldı!
9. Kazayı yapan bir pazarcı, içimizden bir Mehmet, olmayan bir ehliyet idi. "Yeni" otosu 25 yıllık bir 131'di. Markası Murat'tı: Murat’ın muradı bu değildi.
10. Muhalefet iktidarı suçladı, iktidar kızdı; çok kişi üzüldü, kimileri çok çocuklu, çocukları salan cahil aileleri de suçladı: Çocuklar kendi ölümlerinden suçlu olabilirdi, marullar masumdu.
11. Ali hastaneye kadar yaşadı son anlarını. Berivan hayatta kaldı: Sonradan başına başka felaketler gelmediyse: Hayat hakikaten buysa!
Bir aşevi, önünde atık marullar, minik göçerler, “kâğıt üstünde” geçinen aileler, marula ve belediyeye muhtaç minik cenazeler varsa; burası ülkenizse, onlar insanlarınızsa, tüm milli, ulusal, dini gururlarınız buruk değil midir?

Can sıkmak istemedim…
İstedim ki, "Marul Çocuklar”ı yüreğinizle, vicdanınızla, aklınızla azıcık okşayın.
Marulları çocuk çocuk, çocukları çok çok sevin.
Vatanı sevip vatandaş ayıran vardır ya; çocukları ayırmayın.

Ne marul çocukları, çöp çocukları unutun; ne de bu “Sadaka fetvacıları” ile “Çöp ekonomistleri”ni! Bu çocuklar o ekonomide doğuyor, o fetvalarla cilalanan ekonomistliklerinde, bir çöp ekonomisinde ölüyor!