Elon Musk-Donald Trump
Kuzey Koreli askerler Rusya’ya gitmişler bir süre önce. Bir fotoğrafta, bilgisayar başında, hepsi kahkahalarla gülüyor. Belki ilk kez değildir bu güzel gülüşleri ama çok sahici, çok keyifli. Çünkü “sınırsız internet”i ilk kez görmüşler ve “porno” izlemişler!
“Sınırsız internet!” Kuzey Koreli asker için “sınırsız internetin cenneti” Rusya olmuş. “Sınırlı, kumandalı internet”le yaşayan Ruslar, hele Putin muhalifleri için ne büyük şaşkınlık! Buraya da gelselerdi Kuzey Koreli askerler; “sınırsız internet”i ve “özgür medya”yı görürlerdi!
Aynı günlerde olmalı. Başkanlık adayı Trump, Elon Musk ve X yani Twitter’ını, Tesla’sını, füzesini göklere çıkarırken, Google’ın başındaki Pichai ile Facebook ve Instagram’ın patronu Zuckerberg’e gözdağı veriyordu: “İllegal paylaşımlara izin vermemeleri” için.
Sonra seçimi kazandı Trump, yeniden Başkan oldu, tüm intikam birikimleriyle. Rahip Brunson şaşırmış mıdır, “bizimkiler”in hemen hevesle kutlamasına. Esas önemli olan “yanar döner, bir oraya bir buraya meyleder bizimkiler” değildi. Esas önemli olan; Bitcoin devlerinin, Instagram, Facebook, Twitter, Apple, Amazon, Open AI, Google, X (Twitter) sahip ve en üst yöneticilerinin Trump’a, kiminin sınırsız bir coşkuyla kutlamalarıyla “seninleyiz” demelerindeydi.
Ey Kuzey Kore halkı; al sana “sınırsız internet!” Az biraz da sen oyalan.
“Yasadışı göçmenler”i kitle halinde sınır ötesine sürmek için gerekirse olağanüstü hal ilan edeceğini söyleyen, bir halkı katletmekte olan İsrail’i “sınırsız” destekleyen, dünyanın aklını fikrini manipüle edebilen tekelleşmiş teknoloji şirketleri ile onların “dünyanın en zenginleri” olan sahiplerini “manipüle” eden, trans oğlunu bu şekilde “öldürdüklerini” söyleyen Elon Musk’la birlikte “LGBTİ artı” kim varsa onlara savaş açan Trump’ın “sınırsız internet”ine hoş geldiniz!
Ezilen yoksullar, çaresizler, kendi yağında kavrulup un ufak olanlar için püreselleşme olan küreselleşmenin, bir azınlığın malı olan liberalizmin, kapitalizmin aşama üstü aşamasının, sanal özgürlüklerin, banal hakların, aptallaştırılmış demokrasinin, otoriter teknokrasi, maçokrasi, plütokrasi ve oligarşilerin, açık ve örtülü diktaların, nükleer delilik ihtimallerinin gezegenine sefalar getirdiniz!
Bunun öteki yüzünü daha iyi anlamak için bir söz bir de örnek sıkıştırayım “sınırsızlıklar”a: Alman-ABD’li, aklını sevdiğim Hannah Arendt “Kitleler bazen, kendilerini imha etmek pahasına olsa da, tarihe katılmak ister” demişti. Faşizm budur mesela. Kitlelerin bir başka kitleyi, azınlıkları, “ötekiler”i imhaya ve katletmeye öfke ve tutkuyla katıldığı ne varsa tarihte, odur.
ABD’nin en çok doğal felakete ve en kesif yoksulluklara maruz kalan Lousina halkı da mesela, tarihin bu anına, yukarıdaki Trump ve “tekno oligarşi” ağını destekleyen oylarıyla katıldılar. Kuzey Korelilere de hayırlı olsun! Milyarlarca insan, özgürlük, eğlence ve hatta iki söz, iki fotoğraf paylaşıp “özgür” ve hatta bazen “muhalif” olduğunu düşündüğü bu tür bir gezegende manipülatörlerin esiri; en azından rehinesi Siz değilseniz, ne mutlu size!
Trump’ın Başkan Yardımcısı Vance, daha koltuğa bile oturmadan, Avrupa’yı tehdit etti mesela: X’i, yani Twitter’ı “regüle” etmeye kalkarlarsa ABD NATO’dan çıkabilirmiş. Bakın NATO neleri ve kimleri de koruyor olmalı. Ah Ankara, ABD NATO’dan çıkarsa, İncirlik’teki nükleer başlıklarını da götürür mü bırakır mı, hiç düşündün mü? Hiç bunların varlığıyla üşüdün mü?
Neden bu kadar sahip çıkıyorlar? Sadece Elon Musk’ın müthiş zekasına hayranlıkla mı? Yoksa henüz Trump başkan bile değilken, misal X’in tam da onun sevdiği türden “yalan haberler ve söylentiler”i yayabilme hızından da ötürü mü?
İnsanı özgürleştirebilecek, hakiki anlamda küreselleştirebilecek, sınırları aşarak aklı ve vicdanları ortaklaştırabilecek ağların, tekelci manipülasyon ağları halinde insanları ava, kafeste kendini özgür sanan canlılara dönüştürebilme gücü ne hazin!
“Ultra emperyalizm” artık toprak işgal etmeyi, bilhassa ticaret ve finans kapital yoluyla ülkelerin, halkların kanını emmeyi öncelik saymıyor. Üç beş “zeki ve başarılı, yaratıcı” adam (ve kadın) ile bir tane “uyanık” dünyanın zihnini manipüle etme gücüne ve akılları sömürgeleştirmeye muktedir. Sağda ve soldaki “mukallit” buyurganlar ise, bunun çok daha kabasıyla, ilkeliyle, cehalet ve cüretle kendi sultanlıklarında, özgürlük ve hak çiğneyip duruyorlar.
Kuklaların kendilerini kuklacı sanmaları da ayrı bir hikaye!
Umur Talu kimdir?Umur Talu, ilk, orta, liseyi Galatasaray Lisesi'nde yatılı okudu. 1980'de Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi'den mezun oldu. |