Tuğrul Eryılmaz

23 Şubat 2024

Yeşilçam'dan bir çam koptu / Dizilere kadın eli değince çok şey değişiyor

Bu yazıda, ünlü bir büst sahibini göreceksiniz...

Hasan Cemal, patronum Doğan Akın, yazısı hep ilk sırada yayımlanan Mehmet Y. Yılmaz,
para işleri müdürü Sertuğ Çiçek benden habersiz İstiklal Caddesi aleminde | 
Yarım asrı aşkın sinema hayatı olan Sevda Ferdağ artık aramızda değil | 
Sandık Kokusu dizisinde Demet Akbağ ve Özge Özpirinçci döktürüyorlar | 
Zeus ve Apollo'dan sonra 2024 model bir büstümüz de var artık...

Hafta içinde sinemaya gittiğim için artık bu perşembe popomu kaldırıp T24'e giderim, diyordum fakat beceremedim çünkü birdenbire tansiyonum oynadı. Gelin görün ki editörüm Buse'den aldığım haberlerden Hasan Cemal'in bile T24 ofisine gittiğini duyunca mutlaka ben de gideceğim diye tutturdum fakat heyhat! Kendimi toparlayıp da bir türlü gidemedim... Bu yazı yine HomeRoom'dan yazılıyor; aşağıda göreceğiniz fotoğraf ise perşembe öğleden sonra T24'te çekildi. Gördüğünüz gibi Hasan Cemal maşallah zındık gibi...

Biliyorsunuz, yukarıda editörüm Buse ile T24'ün tüylü dostlarından Bal ile fotoğrafını gördüğünüz Hasan Cemal benden bile büyüktür.
Neyse ki Ayşe Cemal onu canlı ve dinamik tutuyor... 

Yeşilçam'ın bir ustası daha aramızdan ayrıldı

Artık aramızda olmayan komşum ve Cihangir 21'den arkadaşım Sevda Ferdağ'a taa 60'larda aşık olmuştum. Kimileri onu belki yalnızca müthiş vamp rolleriyle hatırlar ama benim için o Gurbet Kuşları, Seninle Son Defa, Yılmaz Güney'in Kahreden Kurşun'unun Sevda'sıdır... Hatta bunu biraz daha genç olanlar daha iyi hatırlar, Müjde Ar'ın başrolünü oynadığı Ağır Roman filminde de müthiş bir kompozisyon çizmişti. 

Gurbet Kuşları'nda Tanju Gürsu ile...
O zaman Türkiye'de göğsü göründü mü, görünmedi mi diye olay olmuştu!
Tarık Akan ve Yılmaz Güney'le oynadığı iki filmin afişleri de yukarıda gördüğünüz gibi...

Çok kalabalık değildi ama arkadaşım Sevda'nın Zincirlikuyu'daki cenaze töreninde Nur Sürer, Ahmet Mümtaz Taylan, Halil Ergün, senarist ve yazar Neşe Çeyiz gibi isimler vardı. Bu arada tabii ki Sevda Ferdağ'ın hem Altın Portakal hem de Altın Koza ödülleri olduğunu da söylemek gerek yoksa yukarıdan bana çok kızar!

Kadınlar başrolde!

Hep şikayet edip dururum; mahalle çetelerinden, sürekli adam öldürülmesinden, neredeyse enseste varan ilişkilerden ve sürekli sözde dinci-laik çatışmasını öne çıkaran dizilerden içime baygınlık geldi diye... Fakat bu sezon başta Bahar olmak üzere Sandık Kokusu da kadınları başrole aldıkları için ilgimi çekmeye devam ediyor.

Nasıl olmasın... Demet Evgar gibi müthiş bir kadının başrol oynadığı dizinin bakın senaristi, yapımcısı ve yönetmeni sırasıyla kimmiş: Ayça Üzüm, Asena Bülbüloğlu ve Neslihan Yeşilyurt. Meğer dizinin ilgimi bu kadar çekmesinin nedeni başrolündeki kadınların yanı sıra kadınlar tarafından yazılıp yönetiliyor olmasıymış! Bu arada canım arkadaşlarım Füsun Demirel ve Hatice Aslan'ın da dizide oynamalarının da beni etkilediğini kabul etmeliyim. 

Bahar'ın sonunda doktorluk hayallerinin peşinden gitmeye karar vermesi beni çok etkiledi
Kocasını canlandıran Mehmet Yılmaz Ak'a tokat atması beni mutluluktan uçurdu

Sandık Kokusu'nda da kadınların ağırlığı belli. Demet Akbağ, Özge Özpirinçci ve Meriç Aral'ı izlemek insana müthiş bir keyif veriyor. Hadi haklarını yemeyeyim; Levent Can, Necip Memili ve Metin Akdülger de hiç fena değil. Alın size bir sürpriz daha! Yönetmen koltuğunda Nezaket Coşkun oturuyor; dizinin senaristleri ise Melis Civelek ve Zeynep Gür...

Şimdi neden medyada daha fazla kadının yer alması gerektiğini düşündüğümü anladınız mı? Bu iki dizideki kadın ağırlığı, televizyon karşısındaki bizlere bile yansıyor!

Demet Akbağ, Özge Özpirinçci ve Meriç Aral

Sözde "muhalif" medya

Tamam kabul, medyanın yüzde 90'ı yandaşların eline geçirildi. Peki ya geriye kalanlar?

Selçuk Tepeli, FOX'tan NOW'a dönüşen televizyonda salı akşamı haberlere başlarken rejiye "Bugün salı mı, çarşamba mı?" diye sordu. Yetmedi, bir de biz izleyicilere hitaben "Sizinle dertleşelim" dedi. Ne olur, hiç değilse haberler yorumsuz ve rahat bırakılsın.

Zaten KRT TV, Sözcü TV ve İsmail Saymaz'ın siyasetin gölgesinin düştüğü iddiasıyla ayrıldığı Halk TV konusundaki fikirlerimi biliyorsunuz. Hâlâ etkin bir habercilik yaptıklarından söz etmek mümkün değil; eski stajyerim İsmail Saymaz'ın Halk TV'den ayrılıp kapağı attığı Sözcü TV'nin eleştiriyle ilgili farkını ben görmüş değilim. Bakalım Sözcü Ana Haber'in Fatih Portakal'ının çabaları Selçuk Tepeli'den izleyici çalmasına yarayacak mı? Benim fikrimi sorarsanız... Hiç sanmıyorum!

Selçuk Tepeli ve Fatih Portakal bizlerle "dertleşiyor", haber vermiyor da "akıl veriyor"

Sıkça sorulan sorular

21 Şubat Dünya Anadili Günü'nde ben de İnsan Hakları Derneği'ndeki Anadili Günü Söyleşileri'ndeydim. Kürtçe, Ermenice... Çok değişikti ama itiraf edeyim ki tercüme yapılmadığı için zaman zaman annesinin dili Türkçe olmadığı için ben çok zorlandım. Ama belki böylece anadili Türkçe olmadığı Türkçe konuşmaya zorlanan insanları daha iyi anlamışımdır. 

İnsan Hakları Derneği İstanbul şubesi Anadili Günü söyleşisindeyim... (Fotoğraf: Leman Yurtsever)

Anadili demişken... Çerkes diasporasının çıkardığı Jineps dergisi, Dünya Anadili Günü vesilesiyle Şubat sayısını Abazaca, Adigece (Doğu ve Batı Diyalektleri), Çeçence ve Osetçe sayfalarla çıkarmış... 

Tarihimden yapraklar

Mülkiye'den sınıf arkadaşım İlber Ortaylı ve Dev-Genç'li, lower Cihangirli arkadaşım Fahri Aral'ın bu fotoğrafı beni geçmişe götürdü. Aklıma her şey gelirdi de İlber Ortaylı'nın büstünü yaptıracak kadar aklını kaçıracağı gelmezdi!

Fahri Aral ve İlber Ortaylı, İlber'in büstüyle Kronik Yayınları'nda...

Linkler ve çağrılar

Türkiye insan hakları mücadelesinin yaklaşık otuz yıllık tanığı ve öznesi olan Eren Keskin'in hayatını anlatan Bircan Değirmenci'nin kaleme aldığı Keskin Bir Hayat kitabının söyleşisi 25 Şubat Pazar günü Kadın Zamanı Derneği'nde yapılacak. Ama bu etkinlik erkeklere kapalı! 

İBB Kültür, Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nun fuayesini deneyim kazanmaları için gençlere açıyormuş. Konservatuvar öğrencilerine duyurulur... İBB Genç Müzisyenlere Destek Programı hem deneyim imkânı hem de maddi destek sunuyor. Linkini buraya bırakıyorum. 

Müzik önerisi

* Bu haftaki şarkımızı sizler için upper Cihangirli komşum Yıldırım Türker seçti. Barbra Streisand söylüyor.... 

Tuğrul Eryılmaz kimdir?

Tuğrul Eryılmaz, kendisini "sadece gazeteci" olarak tanımlıyor. Dünyayı etkileyen 1968 rüzgârı sırasında üniversiteye gitti. 1969 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni (Mülkiye) bitirdi. Bir süre Londra'da öğrenim gördükten sonra Türkiye'ye döndü.

Mülkiye'de yüksek lisans eğitiminin ardından Ankara'da TRT Haber Merkezi'nde gazeteciliğe başladı. Bir dönem Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'nda iletişim dersleri verdi. 12 Eylül 1980 darbesinin ardından üniversiteden ayrıldı.

İstanbul'da haftalık Nokta, Yeni Gündem, Tempo ve Sokak dergileriyle Cumhuriyet ve Yeni Asır İstanbul gazetelerinde çalıştı.

Ankara, Bahçeşehir, Bilgi, İzmir Ekonomi ve Kadir Has üniversitelerinin iletişim fakültelerinde gazetecilik dersleri verdi.

1996’daki kuruluşundan 2013 yılına dek yaklaşık 16 yıl Radikal İki’nin yayın yönetmenliğini yaptı. “Gazeteci olarak yaptıklarımın çok azından pişmanım. Neyse, ‘önemli’ bir köşe yazarıymışım gibi sizlerin sütunlarından çalmayayım. Bize güvenerek yazı gönderen herkese bol minnettarlık ve sevgiyle…” satırlarıyla Radikal İki'ye veda etti.

Özgür Gündem Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği'nden yargılanan gazeteciler arasında yer aldı; bu nedenle açılan davada 1 yıl 3 ay hapis ve 6 bin lira para cezasına çarptırıldı.

Sinema ve dizilerde senaryo ve kurgu danışmanlığı da yapan Eryılmaz, IPS İletişim Vakfı kurucusu ve Yönetim Kurulu üyesi. Rolling Stones ve Marianne Faithfull hayranı. Asya'nın dedesi.