Sigortasız Dalaman stajyerim Kadir İnanır- Mardin Barosu’nun öncülüğü - On parmağında on marifetli Nur Sürer- 65 artıları hafife alan üzülür
Pop psikiyatri
Kablo TV'den başka şansı olmayan 'Lower Cihangirliler' gibi yerli dizilere bakıyorum. İki saat boyunca sonuna dek izleyebildiğim son dizi "Camdaki Kız" oldu. Yok, Türkiye halklarının ezici çoğunluğu gibi, hamaset dizilerinin yanı sıra, 'à la Budayıcıoğlu' popüler psikiyatriye merak salmadım. Benim psikiyatri bilgim Freud, Jung hadi bilemediniz akademisyen Şahika Yüksel'le sınırlı.
Fakat Camdaki Kız'la ilgili çok kişisel bir durum var. Dizide önemli rolleri olan Nur Sürer, Şerif Erol ve Tamer Levent'le bayağı uzun arkadaşlığım var. Nur Sürer'i 40 yıldır ta Bereketli Topraklar Üzerinde'den, miting ve yürüyüşlerden tanırım. Şerif Erol'la çeyrek asır önce Radikal gazetesinin kültür-sanat editörü olarak yakınen tanımak şansım (şanssızlığım?) olmuştu. Kültürü az gelince, sanatı seçmişti. "Ağır abi" Tamer Levent'e gelince, onu daha DT'nin Genel Müdürü olmadan tanırım Ankara'dan. Hayat arkadaşı eski TRT'ci Seynan Sezgin Levent'le Firuzağa Camii kahvesine sıkça düşerler. İtiraf edeyim ki üç arkadaşım da beni şaşırtacak kadar iyi oynuyorlar 'yaralı ruhlar'ı.
Az kaldı unutuyordum "Camdaki Kız"ın mekânlarından biri de Cihangir Caddesi'nde kalan semi-köşk. Cappucino içmeye çağırırlarsa hayır demem. Maskeli yürüyüş mesafesi dört dakika.
Perşembe gecesi ekran karşısında "Benim Nur, Şerif ve Tamer'den ne eksiğim var?" diye düşüneceğim. Tam tersi, üç beş yaş fazlam var. Eminim 'Camdaki Kız' Burcu Biricik'in tercih hakkı olsaydı aile büyüğü olarak beni seçerdi
"Klasik" Cihangir
Bazı fan ve okurlarım Cihangir'de sadece rapçi, popçu ve rockçılar var sanıyor. Yanlış.
Upper Cihangir'de klasikçiler de boy gösteriyor. Geçtiğimiz hafta Kaktüs'ün kaldırımlarda, etrafa pek yüz vermeden oturan, üç ağır sıklet vardı. Piyanist İklim Tamkan, obuacı Beste Özenç ve de mezzosoprano Senem Demirci.
Herhalde onlardan ünlü olduğumu bilmediklerinden, sadece başlarıyla selam verdiler ancak masalarına davet etmediler. Ama yine de fotoğraflarını çekmeyi başardım.
İklim Tamkan, Beste Özenç ve Senem Demirci'yi gizlice dinlemeye çalıştım ama kulağıma sadece notalar çalındı
68-78'liler yani 65+
Ey yetkili merciler, yönetememe suçunuzun ceremesini yine kıdemli yurttaşlara yüklediniz.
Sakın şunu aklınızdan çıkarmayın, 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbeleriyle başa çıkıp hayatta kalabilenler, her an yeniden 68 Ruhu'nu kuşanabilirler. Sakın "Onlar çok yorgundur" hayaline kapılmayın.
Tıklayın, 1966'dan gelen Land of Thousand Dances'i dinleyin. Kısacık.
Meydanlar, sokaklar ve danslar hep bizim oldu. Kimse bizi oralardan kovamaz.
Çizimi gönderen 65 plus Prof. Ali Çiçekdağ'a teşekkürler
Mardin'in Barosu
Mardin Barosu nisan ayında seçimini yaptı (Foto: Mezopotamya Ajansı)
Mühendis-mimarlar ve barolar deyince, TTB'nin aksine, aklıma hep erkek tayfası gelir. Fakat Diyarbakır stajyerim Sedat Yılmaz'ın gönderdiği bu fotoğraf kafamı karıştırdı.
Mardin Barosu seçimlerinde yönetimde kadın temsiliyeti tam yarı yarıya olmuş. "Ah keşke bir de Başkan İsmail Elik fotoğrafın en solunda olsaymış" demeyeceğim, çünkü bu daha başlangıç: Berivan Çelik, Emine Erboğa, Ruşen Bingül Binbaşı, Esra Akdağ Karadeniz, Şemse Yıldız Çiftçi.
Kadın meslektaşlarıma devam
Geçen hafta minnet ve sevgiyle andığım kadın meslektaşlarımı yazarken, "Devamı haftaya" demeyi unutmuşum. Epey sitem yedim.
Çalıştığım en erkek yoğun Yeni Gündem'le başlayıp ikinci kez Nokta, Cumhuriyet Dergi, Sokak ve Radikal İki ile devam ediyorum. İkinci kez yeniden çalıştıklarımı atlıyorum: Semra Emre, Nermin Sungur, Figen Kumru, Aynur Çolak, Füsun Özlen, Tansel Tüzel, Nadire Mater, Ayfer Tunç, Esmahan Aykol, Sevin Okyay, Asu Maro, Nazan Özcan, Birgül Kavcak, Nilgün Toptaş, Yeşim Çobankent...
Sokak ve Radikal 2'de mesai arkadaşım olan kadınları yaş sırasına göre sıralıyorum: Neredeyse benden iyi Sevin Okyay, orta iyi Nadire Mater, en feminist Füsun Özlen, en görsel Semra Emre, benim gibi ünlü meraklısı Asu Maro, şimdi bianet’i yöneten ilk stajyerim Nazan Özcan
Tarihimden yapraklar
Cebeci'deki Mülkiye yurdu
AÜ SBF'nin sadece kendisine ait yurdunun 1968'deki hali. Fotoğraf için 69 mezunu Nimet Adalalı'ya teşekkürler
Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi her darbeyle, her türlü derbeder edilmeden önce, sırf kendisine ait çok da güzel bir yurda sahipti. Bendeniz de bu yurtta yaklaşık beş yılımı geçirdim.
Övünmek gibi olmasın, sonradan ANAP'lı, AKP'li olan 20-25 kişi dışında, Ankara'nın en yakışıklı ve en güzel devrimcileri bu yurtta kalırlardı. Sağ taraftaki üç kat kızların, kalan bölümler oğlanlarındı. Odalar, üç, beş ve sekiz kişilikti. Ha, bir de oda numaramı söyleyeyim size, 310.
Tam bu magazini gönderirken birden Mülkiyeli kardeşimiz Doçent Dr. Meltem Kayıran'ın SBF'deki hocalığının sonlandırıldığı haberi geldi. Bu yurtta boykotlarda sıkça söylediğimiz bir türkü aklıma geldi: "Sayılmayız parmağ ile / Tükenmeyiz kırmağ ile..."
Bu linkler ihmal edilmesin
* İzmir'in Urla'sının üretici ve müthiş kadınları. Eminim 'enginar' dediğim anda, ağzınız sulanarak, bu link'i tıklayacaksınız ve mutlu olacaksınız. İletişim için aşağıdaki numaraları arayabilirsiniz.
Urla Koop. Enginar siparişi için,
Mevlüde Hanım 05057899862
Aygün Hanım 05422427064
Bengü Hanım05545774767
Betül Hanım 05356558979
Zeliha Hanım 05326272591
Mevlüde Hanım 05057899862
Aygün Hanım 05422427064
Bengü Hanım05545774767
Betül Hanım 05356558979
Zeliha Hanım 05326272591
* Yeni Dalga'nın videolarına "İŞİN ASLI/ Irkçılık ve kapitalizm arasında sıkışmak"la başlayabilirsiniz...
Sıkça sorulan sorular ve cheap shots
- Yandaş olmayan kanallara bulaşmayayım diyorum ama buyurun size bir örnek. Cumartesi gecesi Halk TV muhabiri "Savcının istifasının... ilgili bir alakası olmadığı belirtildi" diye bir cümle kurdu.
Anchor person Selçuk Tepeli, utandıran her haberden önce ya da sonra "Yüce Türk milleti" diyerek gönlümüzü 'falan filan' almaya çalışmasa daha da iyi olacak
Daha önce "geri iade" dediği için özür dileyen Fox TV'nin Selçuk Tepeli'si pazartesi gecesi de "gray pasaport" dedi. Kesmedi, ABD'de ırkçılıkla ilgili yorum yaparken "Oscar adayı Two Distant Strangers" dedi ve ekledi "Türkçe adı olmadığından 'İki Yabancı' diyelim!" Bu da benden: "Come Back Portakal, all is forgiven..."
- Yıllardır (34 oldu) TRT Radyo 3'te Erhan Konuk'un "Pop Stüdyosu" programını dinlerim. Çok da severim fakat küçük bir ricam var. Konuk, ne olur biraz daha az 'devlet memuru' gibi sun. 1600 programınızı dinledim, bu kadar hainliğe hakkım var diye düşünüyorum. Kolay değil BBC'nin Old Grey Whistle Test'ine rakip olmak. Bu arada 60 ve 70'lerin efsane programcısı İzzet Öz niye ses vermiyor?
Advertorial (!)
Şiiri ciddiye alanlar atlamasın
Akademisyen-şair Salih Bolat'ın son kitabı, Gittikçe Yakın çıktı.
Kitapta şiirimizin ünlü isimlerinin (Gülten Akın, Edip Cansever, küçük İskender, Attila İlhan...) eserleri, eleştirel denemelerle sorgulanıyor. 300 sayfalık kitap Varlık Yayınları tarafından çıkarılmış.
Müzik önerisi
Bu hafta müzik, sigortasız Dalaman muhabirim Kadir İnanır'dan. Dijitale aktarılmış 237 bin 686 adet 78'lik taş plak.
"Neden Geldim Amerika'ya" (Türkçe) şarkı da var, Louis Armstrong da. Müthiş bir arşiv. Amerika' dan bir sivil toplum örgütünün herkese hediyesi.