Aklıma Nagehan Alçı'yı kapak kolajına koyacağım hiç gelmezdi |
Gonzo Tuğrul, bir dizi entelektüel ve gazeteci arkadaşı da Beyoğlu Belediyesi buluşmasındaydı 
Altın Gün'ü yeni duydum ama tarzları hoşuma gitti |
Bu freak fotoğrafı niye buraya koyduğumu merak ediyorsanız, Rick Owenslı bölüme bakın | 

***

Bu hafta başında Cihangir'de güzel bir telaş vardı. 30 yıl sonra AKP'den CHP'ye geçen Beyoğlu Belediyesi'nin Başkanı İnan Güney, Cihangirlilerin talepleri karşısında isteklerimizi dinlemeye mahallemize geldi. Belediye Başkanı, bütün yardımcıları ve bütün daire müdürleri, aradığınız herkes oradaydı. İnanmayacaksanız ama Cihangir Caddesi'nde kurulan toplanma alanında -çoğu kadın- bine yakın Cihangirli vardı. Sokaklarımızın pisliğinden, otopark olarak kullanılmasıdan, gürültüden, çöplerden ve daha pek çok şeyden duyduğumuz şikâyetleri belirttik. Ve yine inanmayacaksınız ama galiba ciddiye alındık. Çünkü çarşamba günü benim oturduğum Kumrulu Yokuşu Sokak, arazöz ile yıkanmaya başlamıştı bile. Duyduğuma göre benzer görüntüler Cihangir'in diğer yerlerinde de vardı. Cihangir Caddesi'nin toplantı akşamı güzelliğini görmeliydiniz. Arabalar parktan kaldırılmış, sandalyeler konulmuş, adeta bir açık hava tiyatro sahnesi gibiydi! Sanki Genco Erkal ve Tülay Günay sahneye çıkacaktı... 

Toplantıdan sonra da arkadaşım Gül Demir ve Asiye Cengiz ile Jash'ta rakı içtik, hesabı kızlar ödedi. 

Toplantıya pek çok farklı etnik ve dini kökenden Cihangirli, erkenden gelmişti

İnan Başkan ve ekibi, 2 saati aşkın süren toplantıda yerli yersiz her soruyu cevaplandırdılar 

Durun durun daha bitmedi; epey gündeme gelen Cihangir Parkı'nın durumu da çarşamba günü Park ve Bahçeler Müdürü'nün ve muhtarların katılımıyla yapılan toplantıda gözden geçirildi. Demek ki burada da ciddiye alınmıştık. Benim önerim, özellikle son seçimde AKP'den muhalefete geçen ilçelerde yaşayan sakinlerin de talepleri konusunda başkanlarını bu şekilde zorlamaları.... 

İBB Park ve Bahçeler Müdürü Ziya Duman'ın, Cihangir Parkı ile ilgili sunduğu proje, yeniden gözden geçirilecek

Hollanda ve Norveç'ten gelen konuklarımız 

Hafta içi HomeRoom'da Emre Erdem'in pizzalarını yerken, beni görmeye gelen biri Norveç'ten biri Hollanda'dan iki aydınla Prof. Dr. Orhan Tekelioğlu ile birlikte sohbet ettik.

Hollanda'dan gelen Adnan Dalkıran da Norveç'ten gelen Hüseyin Kişniş de 70'lerin sonunda Türkiye'yi terk edip bir daha dönmeyenlerden...

Hüseyin Kişniş, benim fanlarımdan... Norveç’te yıllarca öğretmenlik yapmış ve emekli olmuş. Oslo'ya yakın bir adada yaşıyor. Asıl uğraşı dağ tepe gezmek, daha doğrusu dağcılık... Duyunca inanamadım ama örneğin Nepal’e tam dört kez gitmiş.

İki kocaman kız çocuğu sahibi olan Adnan Dalkıran da hep sivil toplum işleri ile meşgul olmuş bir aydın... Hollanda’da çok etkin bir vakıf olan Stichting Kulsan'ın kurucusu aynı zamanda. Yıllarca, özellikle müzik temelli birçok faaliyette bulunmuş. Yaptığı katkılardan dolayı Hollanda Kraliyet Liyakat Nişanı bile almış. Unutmadan söyleyeyim, gecikmezse ekim ayında onunla ilgili bir kitap yayınlanacak.  

Hollandalı Adnan Dalkıran, Türkiyeli Gonzo Tuğrul Eryılmaz, Norveçli Hüseyin Kişniş -bütün hesapları o ödedi-
(Foto: Orhan Tekelioğlu)

Son dönemde Halk TV'nin erkekleri 

Sözcü TV'de Fatih Portakal'ın aldığı paraya sinirlendiği söylenen İsmail Saymaz; Ebru Baki'nin aksine kendisine sunulan yeni teklifi beğenmeyip Halk TV'ye geçince ben de Halk TV'ye biraz daha fazla bakmaya başladım. Bakmaz olaydım! Konuşmacıların tamamının erkek olduğu ve saatlerce süren bir programa denk geldim. Canım genç meslektaşım Sinem Fıstıkoğlu, bu kadar erkekle program yapmak içini baymadı mı Allah aşkına! Bilmiyorum ben mi yeni fark ettim, yoksa her zaman mı böyleydi ama programcılar hiç mi okulda cinsiyet eşitliği denen bir şey duymamış!

Daha fazla bulaşmak istemiyorum ama hem Halk TV'de hem Sözcü TV'de İyi Parti de var, Demokrat Parti de var ve söylememe gerek dahi yok ama tabii ki CHP de var. Hatta eski AKP bile var ama nedense doğru dürüst bir DEM Partili kişiye denk gelemiyorum... 

7 erkeğin yer aldığı program, ben diyeyim dört, siz deyin beş saat sürdü 

Sizlerden özür dileyerek...

Epeydir direniyordum ve anacığımın "Karı ile koca arasına girilmez" sözünü ciddiye alarak özel hayata girişmiyordum. Fakat ne mümkün, Nagehan Alçı ve Rasim Ozan Kütahyalı gerçekten ilişkileriyle ilgili çok ağır suçlamalarla gündeme geliyorlar, bu yüzden ben de bir değineyim dedim.

Ben pek okumuyorum ama mecburen maruz kalıyorum. Biliyorsunuz Nagehan Alçı, eski eşinin kendisine fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığı iddialarını bir süredir anlatıyor, son olarak da Rasim Ozan'ın, kendisini "Yunan ajanı" olarak ihbar ettiğini anlattı. Pes doğrusu, sözün bittiği yer! Her türlü şiddeti reddediyorum, şiddet için hiçbir gerekçenin kabul edilemeyeceğini defaatle vurguluyorum ama böyle bir ilişkide haklı olan taraf olamaz.