Bir yaş kurbanı olarak ev hapsinde olduğum için bu haftaya başıma yeni bela olan siyatik ve benden daha oynak tansiyonumla başlayıp devam edecektim. Fakat Mülkiye'de bizim sınıfın en ineği olan Karşıyakalı arkadaşım Emine Öztekin'den gelen mesaj beni kendime getirdi. Mesaj kısaca şuydu: Satürn ve Jüpiter uzun yıllar sonra 21 Aralık'ta kavuşuyordu ve önümüzdeki iki-buçuk yıl mutlu geçecekti. Ama bunun ön koşulu bizim karamsarlıktan kurtulup iyi şeyler düşünmemizdi.
"Yahu nasıl iyimser..." dememe kalmadı, eski Cumhuriyetçi Edip Emil Öymen'den mesaj geldi: Eski Beatles'cı Paul McCartney 78 yaşında üçüncü solo albümünü çıkarmıştı. Rolling Stone dergisindeki görüntülü röportajı da (yeni medya) müthişti.
Paul McCartney tüm enstrümanları kendi çaldı
Tam bununla kendimi gaza getirirken karşıma bir de yerli motivasyon çıkmaz mı? Ayşen Güven'in T24 söyleşisinden yine yarım asırlık Moğollar'ın 11 yıl aradan sonra yeni bir albüm çıkardığını öğreniverdim. Yaşıtım Cahit Berkay'ı keyifle dinledim.
Cahit Berkay son albümlerinin bir kerede plağa kaydedildiğini anlattı
Kaktüs arkadaşım Teoman'ın sert punk şarkılarını sadece Tuluğ Tırpan eşliğinde düzenlediği yeni albümünü de 15 Ocak 2021 dinleyebileceğiniz müjdesini ben vermiş olayım.
Yıllar önce bir rakı muhabbetinde bulunma şansına eriştiğim meslek büyüğüm Çetin Altan'ın dediği gibi, "enseyi karartmak" yok. 2020'de Korona bir lanet oldu ama unutmayın bu, aynı zamanda dünyanın Trump'tan kurtulduğu yıl. Darısı diğerlerinin başına. Yaşasın McCartney, Teoman ve Moğollar'la karşıladığımız 2021, Satürn ve Jüpiter birlikteliği.
Dünya Trump ve ailesinden kurtuluyor, darısı diğer ailelerin başına (Fotoğrafta aralık ayında Hanukkah, Noel ve yılbaşını toplu kutlayan "Season's greetings" sözü, Trump ailesi için "vatana ihanet" anlamına gelen "Treason's greetings"e çevrilmiş)
Diyarbakır'dan kuru domatesim geldi
Yeşim Alici, gonzo Tuğrul ve Semra Turan. Masa üzerinde de aldığım ilaçlar var (Fotoğraf: Şengün Kılıç)
Torunum kocaman oldu
Asya'nın İstiklal'de ilk scooter turu. (Fotoğraf: Babası Hüso Özdemir)
Tarihimden yapraklar
Radyoevi binası 1945'te projelendirildi. 1949'da açıldı. Bu bina, içinden geçmeyen değerli sanatçının kalmadığı bir müzedir aynı zamanda.
Yıl 1970. Mektep biteli bir iki ay olmuş (işgaller falan). İki sınava giriyorum, biri televizyonun (TRT) açtığı ve galiba ilk olan yapımcı sınavı, diğeri Milli Eğitim'in yurtdışı yüksek lisans sınavı.
TRT'nin yazılısını geçip Harbiye İstanbul Radyosu'nun muhteşem binasında mülâkata giriyorum. Eğer belleğim beni yanıltmıyorsa Uğur Dündar ve Ekrem Çatay da aynı gruptaydı. Güzelliğiyle aklımı başımdan alan salonda, jürinin Polonyalı usta Wajda hakkındaki sorularına sular seller gibi cevap vererek sınavı kazandım. Çıkmadan da gerçekten anıta benzeyen binayı hayranlıkla gezdim.
Şimdi binayı depreme karşı güçlendireceğiz diye boşalttırıyorlar. KESK Haber-Sen çalışanları senaryoya inanmayıp direniyorlar ama neden boşaltıyorsunuz sorularına cevap alamıyorlar. Çalışanlar inanmamakta haklılar da.
Harbiye denince akla Hilton'dan önce gelen bu binanın önce otel yapılmak istendiğini sonra başka bir kuruma devredilme girişimlerini birçoğumuz henüz unutmadı. En son çıkan söylenti ise buraya Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın göz koyduğu. Kurumun başkanı soğuk bakışlı Fahrettin Altun, o binaya hiç mi hiç yakışmaz.
Bu linkler ihmâl edilmesin
* Hedef 90 bin. Haydi Mülkiye!
* Yeniden TV'de: İtirazım Var: İzmir, Van-Lice olmasın!
* In Hoodies ve N.L.P.'den yeni Single: Hold On
Sıkça sorulan sorular ve cheap shots
* Gönüllü stajyerlerimle çalışırken iki gün önce bir e-posta aldım. Yıllardır Roma'da yaşayan okurum Kemal Sertok, okul arkadaşım ve meslektaşım, her şeyi hepimizden iyi bilen Hürriyet'ten Ertuğrul Özkök'e itirazlarını ulaştıramadığı için bana göndermiş. İfade özgürlüğüne saygımdan Sertok'un kültürel itirazlarını biraz kısaltarak yayınlıyorum.
"İlk yanlış 10 Aralık günü, Veronalı Hamlet(!): "Hamlet'in geçtiği yer dolayısıyla Shakespeare'e 'Verona çocuğu' derler" diyor Özkök. Danimarka nere Verona nere!... Herhalde "Romeo ve Juliette"le karıştırdı.
İkincisi 11 Aralık günü: "Çoğu insan Rönesans denince Michelangelo'nun adını verir. Ben ise banko Caravaggio derim." diyor. Ne tarih tutuyor ne resim stili. Caravaggio, Barok sanatın öncülerindendir. Evet enteresan bir kişiliktir, resmi de çok kendine özgüdür ama Rönesans sanatçısı değildir.
"Çok bilen çok yanılır" diye boşuna söylememişler. (...)"
Rönesans'tan Michelangelo, ortada Demirören'lerin Hürriyet'inden Ertuğrul Özkök, sağda Barok dönemden Caravaggio
Halk TV'de Emin Çapa ve arkadaşım Ayşenur Arslan son çalkantıları anlattılar ama ben artık iyice yaşlandığım için herhalde, anlamadım
Advertorial
Necmi Sönmez'in yazdığı Fahrelnissa Zeid, Türkiye'nin en bilinen ressamlarından. Renkli bir yaşam ve dünyanın her kentinde açılmış sergileriyle övgü alan Zeid, Sanayi-i Nefise'nin ilk kadın öğrencilerinden bir paşa kızı.
Kitaptaki fotoğrafların bir bölümü Amman'da yaşayan prens oğlunun özel katkı ve izniyle basılmış. Nereden mi biliyorum? Doğan Kitap Yayın Yönetmeni Cem Erciyes'le çalışan adı bende saklı bir "muhbir"imden. Keyifle karıştırılacak bir kitap.
Sıra biseksüellerde
Son aylarda LGBTİ+ oluşumlarının etkinliklerinde biseksüellik sıkça konuşuldu. Bi+ (biseksüellik ve bi+ politika) alanında ilk ve şimdilik tek dijital mecra olan bitopya.org 21 Aralık'ta 1 yaşına girdi. Kaos GL’nin 175. Kasım-Aralık sayısı “Biseksüel+” dosya konusuyla yayınlandı.
Kaos GL'nin Kasım-Aralık 2020 sayısı için tıklayın.
Müzik önerisi
Bu haftaki müzik önerisi İletişim Yayınları'nın ikinci ismi (birincisi Asuman Oktay) Tuğrul Paşaoğlu'dan geldi.
Black Sabbath'ın Solitude'u. İster "yalnızlık" deyin, ister "ıssızlık". Hepimizin ruh hâli bu dönemde.