Tuğrul Akşar

31 Mart 2018

Kulüplere vergi iadesi müjdesi mi, yoksa yeni finansman olanağı mı?

Vergi ödeme konusunda kulüplerimizin durumu nedir?

21/5/1986 tarih ve 3289 sayılı Spor Genel Müdürlüğü’nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 35.maddesine eklenen 12.ek maddeyle  “Sporcu ücretlerinden tevkif yoluyla alınan gelir vergisinin iadesi” başlığıyla futbolda ilk defa vergi konusunda çok farklı ve tartışılacak bir değişikliğe gidildi.

Aşağıda detayı görülebilecek yasaya eklenen ek madde özetle: “Sporculara ödenen ücretlerden kesilen gelir vergisinin, amatör branşa harcanması şartıyla ödemeyi yapan kulüp ve şirketlere iade edileceği” hükme bağlandı. 

Konu hakkında değerlendirmemize geçmeden önce yasa metnini sizinle paylaşalım.

EK MADDE 12- Spor Genel Müdürlüğü, Türkiye Futbol Federasyonu ve bağımsız spor federasyonlarına tescil edilmiş olan ve Türkiye'de faaliyette bulunan spor kulüpleri ve sportif alanda faaliyette bulunan sermaye şirketleri tarafından sporculara ödenen ücretlerden tevkif edilerek ilgili vergi dairesine kanuni süresinde beyan edilen ve ödenen gelir vergisi tutarları, ilgili işverence Türkiye'de kurulu bankalarda açılmış olan özel hesaplara, ödemeyi takip eden beş iş günü içinde ilgili vergi dairesi tarafından 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, bu maddenin dördüncü fıkrası kapsamındaki alacaklar hariç, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 23 üncü maddesi hükmü uygulanmaksızın red ve iade edilir.

Özel hesaba aktarılan tutarlar aşağıdaki harcamalar dışında kullanılamaz.

a) Amatör spor dallarında sportif faaliyet gösteren sporculara, bunların çalıştırıcılarına ve diğer spor elemanlarına yapılan ücret ve ücret sayılan ödemeler (Bu hesaptan yapılan ödeme, her bir sporcu, çalıştırıcı ve diğer spor elemanları için yıllık olarak 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin üçüncü gelir diliminde yer alan ve ilgili yılda ücretler için geçerli olan tutarın üç katını aşamaz.),

b) Bu fıkranın (a) bendi kapsamındaki sporcu, çalıştırıcılar ve diğer spor elemanlarının, sportif faaliyetlerine ilişkin iaşe, ibate, seyahat, sağlık, eğitim-öğretim harcamaları ile amatör spor dallarına ilişkin hazırlık kampları, müsabaka, malzeme ve ekipman, federasyon vize, lisans, tescil ve katılım harcamaları.

Özel hesaba aktarılan iade tutarları ile bu hesaptan yapılan harcamalar, gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gelir, gider, indirim veya maliyet olarak dikkate alınamaz.

Özel hesaptan amaç dışı kullanılan vergi iadeleri, amaç dışı kullanıldığı vergilendirme dönemine ilişkin gelir (stopaj) vergisi olarak özel hesap açılan mükellef adına 213 sayılı Kanundaki esaslara göre vergi ziyaı cezası kesilerek tarh edilir ve gecikme faizi hesaplanır.

Özel hesapta yer alan tutarlar, bu maddenin dördüncü fıkrası kapsamındaki alacaklar hariç, rehnedilemez ve haczedilemez.

Özel hesabın oluşturulması, idaresi, bu hesaba aktarılan tutarların kullanılması ve denetlenmesi ile maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye, Maliye Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı müştereken yetkilidir.”

Yasa’nın ifade ettiğini kısaca özetlersek

Kanun kapsamında yeni düzenlemeyle,

1) Kulüplerin sporculara ödeyecekleri ücretlerden kesilen gelir vergisi tutarları, amatör branşa harcanması şartıyla ödemeyi yapan kulüp ve şirketlere iade edilecek.

2) Bu tutarlar şirketler tarafından açılan özel bir hesapta tutulacaktır. Özel hesaplarda biriken bu tutarlar, amatör sporcuların ücretlerinin ödenmesinde kullanılacak.

3) Yeni düzenlemeyle, bu hesaplarda tutulan paralar haczedilemeyecek ve rehin verilemeyecektir. Bu tutarlar üzerinde kulüplerin serbest kullanım hakları olmayacaktır.

4) Özel hesaba aktarılan iade tutarları ile bu hesaptan yapılan harcamalar, gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gelir, gider, indirim veya maliyet olarak dikkate alınmayacaktır.

5) Özel hesaptan amaç dışı kullanılan vergi iadeleri, amaç dışı kullanıldığı vergilendirme dönemine ilişkin gelir (stopaj) vergisi olarak, özel hesap açılan mükellef adına 213 sayılı Kanundaki esaslara göre vergi ziyaı cezası kesilerek tarh edilip  gecikme faizi hesaplanarak geri alınacaktır.

 

Peki bu uygulama pratikte nasıl çalışır ve amacına ulaşır mı?

Gerçekte bizim yasal düzenlemelerimizde bir sıkıntı yok. Sıkıntımız, yasaların uygulanmasında…Daha doğrusu, yasaların uygulanmaması temel sorunumuz. Yasalar yeterince uygulansa, çoğu sorun futbolda ve sporda zaten kendiliğinden çözümlenecek ve rekabet buna göre düzenlenmiş olacak. Yasaların uygulanmaması doğal olarak, büyük kulüplere rekabet üstünlüğü sağlıyor. Bu durum ise kendisini pratikte “haksız rekabet” olarak somutluyor. Zira vergi ödemek, gelir ve kar elde eden her kişi ve kurumun yasal ve toplumsal bir görevidir. Bu bağlamda kulüplerimizin yıllardır yasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi, getirememesi ya da bundan değişik yollarla kaçınmaya çalışması her şeyden önce toplumsal adaleti ve vergi sorumluluğunu yaralıyor. Çünkü, yeni düzenlemeyle kulüplerin vergi sorumlusu sıfatıyla oyuncularının ücretlerinden kestikleri gelir vergisi, bir şekilde yeniden kulüplerin özel hesaplarına aktarılacak. Her ne kadar özel bir hesap olsa da, kulüpler kendilerine ait olmayan bir paraya sahip olacaklar. Bunun kamu maliyesi açısından anlamı, kamu gelirlerinden özel kesime fon aktarımıdır.  Daha önceden kulüplerimiz oyuncularına ödedikleri ücretler üzerinden vergi sorumlusu olarak kestikleri gelir vergilerini Maliye’ye ödeyemiyorlar ve bu nedenle vergi affı ya da vergi borçları nedeniyle yapılandırma talep ediyorlardı. Şimdi ise, zaten ödemedikleri ya da ödeyemedikleri vergileri bir şekilde kaynak bulup devlete ödeyecekler, devlet de daha sonra bu tutarları kulüplere iade edecek. Bu uygulamada, kulüplere ilave fon sağlamak anlamına geliyor.

Aslında kulüplerimiz mali ve vergi disiplinine sevk edilmesi gerekirken, yasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen/getiremeyen kulüplerimiz bugün vergi affı ya da vergi yapılandırma olayını adeta, bir hak olarak görüyor. Bu uygulama nihai olarak dolaylı da olsa, kulüplerimize ilave bir finansman olanağı ve ortamı sağlıyor.

Vergi ödeme konusunda kulüplerimizin durumu nedir?

Vergi ödeme konusunda kulüplerimizin çok parlak bir sicili olduğu pek söylenemez. Bakan Naci Ağbal’a göre, “Kulüplerin geçen yıl (2017’de) çıkarılan torba yasayla getirilen vergi barışı sayesinde, sadece 3 büyük kulüp değil,  450 futbol kulübü de aftan yararlanarak vergi aslı olarak 375 milyon lira  yapılandırıldı.”[1]

Benim hesaplamalarıma göre, Dört kulübün toplam vergi borcu, bu yapılandırmanın önemli bir kısmını oluşturuyor.

Yine bakana göre, “Kulüplerde tahakkuk den stopajlarda tahsilat oranı genel olarak yüzde 50'nin altında. Zaten maliye vergi tahsil edemiyorum, o halde ben bu vergiyi böyle kullanayım anlayışında.”[2]

Burada bir konuyu de netleştirmek istiyorum. Kulüpler 1) İktisadi faaliyetleri sonucu elde ettikleri gelirler üzerinden vergi mükellefi olarak, 2) Ödeme yaptıkları kişi ya da kurumlardan vergi sorumlusu sıfatıyla yaptıkları kesintileri ödeme konusunda yükümlülükleri bulunuyor.

Burada bizim üzerinde durduğumuz konu: kulüplerin vergi yükümlüsü olarak değil, başkalarına yaptıkları ödemeler üzerinden vergi sorumlusu sıfatıyla yaptıkları gelir vergisi kesintilerini maliyeye ödeme yükümlülükleridir. Kulüpler, aslında kendilerinin sorumlu sıfatıyla tahsil ettikleri vergileri ödememeleri önemli bir problemdir. Hal böyleyken, bu kulüplere vergi iadesi yapılacak olması sıkıntılı bir durumdur.

Yasa ile İlgili genel değerlendirmelerimizi kısa başlıklar altında toparlarsak;

Yasal düzenleme ne kadar doğru?

Bu uygulama iyi niyetli, ancak yetersiz ve eksik bir uygulamadır. Yasal düzenlemenin uygulama yönteminde sorunlar bulunuyor. Çünkü, kulüplerin emrine verilen kamu fonları amacına uygun kullanılmadığı taktirde, kamu menfaati bakımından önemli kayıplar yaşanacaktır.

Bu düzenlemeyi amaç, uygulama şekli ve olası sonuçları bakımından kısa başlıklarla değerlendirmeye çalışalım.

Sonuçta;

Bu uygulama iyi niyetli, ancak yetersiz ve eksik bir uygulamadır. Bu fonlar amacına uygun kullanılmadığı taktirde, vergi hukuku kapsamında kurumsal sorumluluğun yanısıra, ceza hukuku kapsamında bireysel sorumluluğun da gündeme getirilebileceği bir yasal düzenlemeye gidilmesi gerekir.

Bu yasal düzenlemeyle ilgili gördüğüm temel sorunlar:

1) Amatör branşların gelişimi için kamu fonlarının özel kurum ve kuruluşlara devredilmesi doğru değildir. Bu iş merkezi bütçe kapsamında gerçekleştirilmelidir.

2) Bu uygulama ile vergi ödeme alışkanlığı olmayan kurum ve kuruluşlara vergilerin iade edilmesi, “ciğerin kediye teslim edilmesi” demektir.

3) Bu fonlar amacına uygun kullanılmadığı taktirde, vergi hukuku kapsamında kurumsal sorumluluğun değil, ceza hukuku kapsamında bireysel sorumluluğun gündeme getirilebileceği bir yasal yapılanmaya gidilmesi gerekir. Bu uygulama iyi niyetli, ancak yetersiz ve eksik bir uygulamadır.

4) Kulüpler yeterli ve doğru bir şekilde  denetlenmezken, bu fonların denetimleri nasıl yapılacaktır?

5) Bu uygulama nihai anlamda bazı kulüplere ilave finansman olanağı sağlayabilecektir.

6) Anayasal eşitlik bakımından, yarın başka bir kurum ya da kuruluş, aynı amaçlarla böyle bir uygulama talep ederse, ne yapılacaktır?

 


[1] http://www.haberturk.com/ekonomi/is-yasam/haber/1441566-kuluplerin-hemen-hepsi-yillardir-oldugu-gibi-vergi-barisindan-yararlandi

[2] http://www.aksam.com.tr/spor/maliye-bakani-agbal-kuluplerin-vergi-borcunun-silinmesi-meseleyi-cozmez/haber-708027