Tuğrul Akşar

11 Ağustos 2024

67. sezona girerken, renkler farklı, dertler aynı

Sürdürülebilir olmayan bir zeminde mücadeleyi kurgulayan bir lig yapılanması ile kalıcı başarılara ulaşma şansımız ne yazık ki bu yönetsel yapı ve bu politik iklimde çok mümkün görünmüyor


Süper Lig 67. sezonu başladı. Bu sezonda futbolumuzda olumlu ve olumsuz gelişmeleri de bir arada yaşıyoruz.

Öncelikle, futbolumuzda bu sezona olumlu etki edecek konular üzerinde duralım.

I. Türk futbolu açısından bu sezona etki edecek olumlu gelişmeler

 1. Türkiye UEFA sıralamasında 9. sırada

2022’de 20. sıraya kadar gerileyen ülke sıralamamız 2024 itibariyle 38.600 puanla 9. Sırada. Buna göre şampiyonlar ligine 2 takım, Avrupa Ligi’ne 2 takım ve 1 takım da Konferans ligine göndereceğiz.

Ülkemizin UEFA’da 9.sıraya yükselmesi, Şampiyonlar Ligi’ne şampiyonumuzu doğrudan gönderebilmemiz anlamına geliyor. Lig ikincisi ise iki ön eleme oynayarak, Şampiyonlar Ligi’ne gidebilecek.

2. 2024/25’te Süper Lig’de havuz gelirleri artacak

2024’te yapılan yeni yayın ihalesiyle Süper Lig’in 2024-25 sezonunda yayın hakları satış bedeli 182 Milyon dolar olarak belirlenmişti. 2023-24 sezonunda kulüplere dağıtılan havuz gelirleri ortalama kurdan 74,6 milyon dolar olarak gerçekleşmişti.

2024-25 alt liglere ödenecek ve TFF payı düşüldükten sonra kalan tutar Süper Lig kulüplerine dağıtılacak. Yeni yayın ihalesinin sonuçlanmasının ardından yeni sezonda şampiyonluk yaşayacak takımın alacağı prim de belli oldu. 

Bu kapsamda 2024-25 sezonunda parasal ödül yüzde 115 ila yüzde 145 arası artacak!

Süper Lig 2024-2025 sezonu 19 takımla oynanacak. Süper Lig ekiplerinin her biri, yeni sezonda döviz kurunda bir artış yaşanmasa dahi katılım bedeli olarak en az 86,5 milyon lirayı kasasına koyacak.

Sezon sonunda şampiyonluk ipini göğüsleyen takım, 2023-2024 sezonuna göre yüzde 115 daha fazla para kazanacak. Geçmiş yıllarda şampiyonluk yaşayan kulüpler, her bir şampiyonluk için 7,18 milyon liralık ödülün sahibi olacak. Süper Lig şampiyonu 2024-2025 sezonunda şampiyonluk primi olarak 86 milyon lira alacak.  Geçmiş yıllarda şampiyonluk yaşayan kulüpler, her bir şampiyonluk için 7,18 milyon liralık ödülün sahibi olacaklar. Takımlar alacakları her galibiyette 5,98 milyon lira, her beraberlikte ise 2,99 milyon lira kazanacaklar.

3. Süper Lig Avrupa’da 1.06 milyar euroluk değeriyle 8. sırada

Bu sezon kulüp transferleriyle Süper Lig’in bonservis bedelleri üzerinden değeri 60 Milyon euro artarak 1.060 milyon euroya ulaştı.

Aşağıdaki tabloda Süper Lig’in Avrupa ligleri içindeki sıralaması görünüyor. Sıralamaya göre, Süper Lig 1.060 milyon euroluk değeriyle sekizinci sırada yer alıyor.

Tablo: 1) Avrupa’da lig değeri en yüksek ligler

Takımlarımızın lig değerlerini de aşağıda paylaşıyorum.

2024-25 sezonunda Süper Lig’de 19 takım mücadele edecek. Toplam 1.060 milyon euro değere sahip Süper Lig’de kadro değeri en yüksek takım 252,4 milyon euroluk değeriyle Fenerbahçe görünüyor. En düşük kadro değerine sahip takım ise 12,9 milyon euroluk değeriyle Bodrumspor Futbol Kulübü.

Ligimizde toplam 612 oyuncu bulunuyor. Bunun yüzde 42,5’u (260 oyuncu) yabancı oyuncu statüsünde.

Oyuncu başına ortalama değer 1.74 milyon euro olarak gerçekleşmiş durumda.

Ortalama oyuncu yaşı ise 25,9.

En değerli oyuncu olarak da 30 milyon euroluk bonservis bedeliyle Fenerbahçeli Ferdi Kadıoğlu görünüyor.

Tablo: 2) Süper Lig’de takımların kadro değerleri (Milyon euro)


II. Türk futbolunun sıkıntılı konuları

Türk futbolunu bu sezon zorlayacak zorlu konuları sizlerle aşağıda paylaşıyorum.

1. Bu sezon 77 milyon transfer açığı verdik

2024-25 sezonunda kulüplerimiz önemli transferler yaptılar. Transfer bilançomuza bakıldığında kulüplerimizin 76.8 milyon euro açık verdiklerini gözlemliyoruz. Bu durum futbolumuzun mali dengesinin bozulmasına neden oluyor. Nakit açığını artırıyor, kulüp karlılıklarını olumsuz etkiliyor.

Tablo: 3) Süper Lig 2024-25 yaz dönemi transferleri (Milyon euro)

2. Kulüp borçlanması artmaya devam ediyor

Kulüplerin KAP’a (Kamuyu Aydınlatma Platformu) gönderdikleri finansal tablolara göre sadece 4 kulübün toplam borcu 29.5 milyar TL’ye ulaştı. Diğer kulüp borçlanmaları da dikkate alındığında Süper Lig’in borç yükü 30 milyar TL’yi (834 milyon euro) geçmiş durumda.

Kulüp gelirleri toplamı ise 14 Milyar TL’ye (390 milyon euro) ulaştı.

Bu mali verilere göre, borçlar, gelirlerin 1.14 katına yükseldi. Bu durum kulüplerimiz açısından büyük tehlike gösteriyor.

3. Kulüpler faiz, kur ve enflasyon sarmalında 

Renkler farklı dertler ortak: Kulüpler faiz- kur-döviz sarmalında!

Kulüplerimizin her ne kadar gelirlerinde artışlar gözleniyorsa da borçlarında ve toplam yükümlülüklerinde de önemli artışlar söz konusu. Yüksek borçlulukla faaliyetlerini devam ettirmek durumunda olan kulüpler aşağıdaki yakıcı sorunlarla karşı karşıyalar. Genel ekonomik gidişattaki temel olumsuzluklar, kulüpleri faiz+kur+enflasyon sarmalına sürükledi. Bu durumu aşağıda net olarak ortaya koymaya çalışayım:

4. Kulüplerin diğer ortak ve temel finansal sorunları

Kulüplerin karşı karşıya kaldığı diğer önemli ve ortak sorunlarını da sıralarsak; 

Dört kulübün açıklamış oldukları finansal tablolara göre, yılın kalan dokuz aylık bölümüne ilişkin nakit gereksinimleri 11 milyar TL’ye ulaşıyor. 

Kulüplerin sağlıklı ve sürdürülebilir bir mali yapıya sahip olabilmeleri için öncelikle asıl faaliyetlerinden kar elde etmeleri gerekiyor. Asıl faaliyetin dışında elde olunan karlar sürdürülebilir karlar olmadığı için sürdürülebilir büyümeyi yakalamak mümkün olamıyor ve birikimli zararlar artıyor.

5. Takım Harcama Limitleri (THL) kulüpleri mali disiplinden uzaklaştırıyor

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF)’nun THL uygulaması, her ne kadar kulüplerin harcama bütçelerini kontrol ve denetim altına alarak, kulüplerin mali yapılarının güçlendirilmesini amaçlasa da takımlarının gelirlerinin üzerinde harcama limitleri tanımlaması, mevcut uygulama kulüplerin finansal yeterliğini sağlamaktan ve finansal dengeyi kurmaktan uzaktır. Aksine, harcamayı cesaretlendiren, günü kurtarmaya yarayan palyatif bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor. Bu uygulama, rekabetçi dengenin orta ve uzun vadede daha da bozulması ve haksız-dengesiz rekabetin artması anlamına geliyor.

6. Takımlar arasında kadro açısından uçurum var

Yukarıda da gösterildiği üzere Süper Lig takımları arasında kadro değerleri bakımından derin uçurumlar var. Öyle ki, 4 büyük kulübün kadro değerleri toplamı (710,7 milyon euro) Süper Lig’in kadro değerlerinin yüzde 67’sini (2/3’ünü) oluşturuyor. Dört kulübün ortalama takım değerleri 177,7 milyon euroya ulaşırken, diğer 15 takımın ortalaması ise 55,8 milyon euro civarında. Yani, dört kulübün takım değerleri, diğer 15 kulübün ortalama değerinden 3.2 kat daha fazla.

Bu durum Süper Lig’de haksız rekabetin temel dinamiğini oluşturuyor.

Sonuç

Yıllardır pençesinde boğuştuğu sorunlarına çare bulmakta zorlanan Türk futbolu bu süreçte, futbol otoritesi destekli naklen yayın gelirlerine göbeğinden bağımlı, kendi iç dinamikleriyle gelir yaratmakta zorlanan, reytingi düşük, futbol kalitesi vasat, rekabeti zayıf bir lig haline dönüştü. Bu süreçte Süper Lig’de büyüklerin lehine küçüklerin aleyhine müthiş bir ekonomik, finansal ve sportif haksız ve dengesiz bir rekabet bulunuyor. Bu da futbolumuzun kalitesini ve rekabetçi yeteneğini aşağıya çekiyor. Sürdürülebilir olmayan bir zeminde mücadeleyi kurgulayan bir lig yapılanması ile kalıcı başarılara ulaşma şansımız ne yazık ki bu yönetsel yapı ve bu politik iklimde çok mümkün görünmüyor.

Tüm bu olumsuzluklar içinde Süper Lig’e hoş geldin diyorum.

Tuğrul Akşar kimdir?

Tuğrul Akşar 1962 yılında Niğde'de doğdu. 1988'de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü'nden mezun oldu. Aynı fakültenin İşletme Anabilim dalında yüksek lisansını tamamladı. 

1989'dan itibaren bankacılık sektöründe yönetici olarak çalıştı.

2000 yılından itibaren "futbolun görünmeyen yüzü" olarak bilinen futbol ekonomisi, finansı, yönetimi ve felsefesi üzerine çalışmalar yaptı, makaleler yazdı, kitaplar yayımladı, üniversitelerde dersler verdi, yurt genelinde konferans ve seminerlere katıldı, radyo ve televizyon programlarına konuk oldu. Futbolun genel ekonomik, finansal ve yönetsel sorunları ve çözüm önerilerini içeren video içeriklerini paylaşmayı sürdürüyor.

Konusunda referans olan ilk kitabı "Endüstriyel Futbol" 2005 yılında yayımlandı. 2006'da Doç. Dr. Kutlu Merih ile birlikte "Futbol Ekonomisi", 2008'de "Futbol Yönetimi" adlı kitapları çıktı. 2010'da "Futbolun Ekonomi Politiği", 2013'te "Krizdeki Futbol", 2020'de de altıncı kitabı "Endüstriyel Futbolun En Üst Aşaması: Finansal Futbol" yayımlandı. 

Doç. Dr. Kutlu Merih ile birlikte 2005 yılında Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi'ni kurdu.

2005 yılında Meclis Araştırma Komisyonu tarafından düzenlenen Sporda Düzensizliğin ve Şiddetin Araştırılması Raporu'nun 25 sayfalık kısmı "Endüstriyel Futbol" adlı kitabından alınan Akşar, 2011yılında davet üzerine TBMM Araştırma Komisyonu üyelerine "Türk Futbol Kulüplerinin Finansal Yeniden Yapılanması ve Yönetişimsel Sorunlarına Çözüm Önerileri" konusunda bir brifing ve rapor verdi.

Nisan 2011'de Teşvik ve Şikeyi Önleme Yasası'nın çıkmasına katkı sağladı, kulüplerin finansal yeniden yapılandırılmasına ilişkin raporunda sunduğu çok sayıda öneriye yasada yer verildi.

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği'nin (TKYD) oluşturduğu Kurumsal Yönetim ve Futbol Endüstrisi Çalışma Grubu'nda da yer alan Akşar, 2010'da yayımlanan "Kurumsal Yönetim İlkeleri Işığında Türk Futbol Kulüpleri Yönetim Rehberi"nin iki bölümünü kaleme aldı.

"Futbol Ekonomisi" ve "Futbol Yönetimi" kitapları bazı üniversitelerde seçmeli derslerde ana kaynak olarak okutulan Akşar, Türk futbolunun sorunlarına çözüm olabilecek araştırmaları yayımlama, araştırmacılara referans sağlama, futbolun entelektüel boyutuna katkıda bulunma amacıyla www. futbolekonomi.com sitesini hayata geçirdi.

Bir süre Radikal ve Cumhuriyet Spor eklerinde ve Tamsaha'da yazdı, halen Dünya gazetesinin haftalık "Ekospor" köşesinde ve Mayıs 2015'ten itibaren T24'te yazıyor.

Evli ve iki çocuk babası.