Tolga Şardan

28 Haziran 2019

Tedbir kararına rağmen cinayet

İşte İçişleri Bakanlığı'nın kadın cinayeti verileri ve önleyici tedbirler

Hemen her gün öldürülen, şiddete uğrayan kadınların haberi ile güne uyanıyoruz.

Haklarında uzaklaştırma kararı verilen erkekler bile, “uzaklaşmak” bir yana daha da yakınlaşarak yol ortasında veya evde, bir zamanlar sevgisini, yaşamını paylaştığını eşini, sevgilisini, kardeşini gözünü kırpmadan yaralıyor ya da öldürüyor.

Devlet, kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet eylemlerini önlemek amacıyla 6284 sayılı yasayı 2012’de uygulamaya koydu.

Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Yasası, yedi yıldır yürürlükte.

Yasanın en önemli hükümlerinden birisi kadına yönelik şiddete karşı koruyucu tedbir kararının mahkemelerce verilmesi ve uygulanması.

Mahkemelerin verdiği kararların uygulayıcısı İçişleri Bakanlığı. Bakanlığın kayıtları bu nedenle önemli.

İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, 2017’de 6284 sayılı yasa kapsamında olduğu değerlendirilen 282 kadın cinayeti işlendi.  Bu sayı 2018’de 212 oldu. Bir önceki yıla göre yüzde 25 azalma görüldü.

Yüzde 61 artış

2019’un ilk üç ayında ise 61 kadın cinayeti işlendi. Bu dönemde kadına yönelik cinayet eylemleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 61 oranında artış gösterdi.

Tedbire rağmen cinayet

Haklarında koruma tedbiri varken yaşamını kaybeden kadınların sayısı 2017’de 16, 2018’de ise 22 oldu. Haklarında tedbir kararı varken öldürülen kadınların sayısının genele oranı 2017’de yüzde 6, 2018’de yüzde 11 oldu.

İçişleri Bakanlığı’nda tedbir kararları verilenlerle ilgili kayıtlar da tutuluyor.

Mağdur olarak tanımlananlar hakkında 2017’de 50 bin 758 kararda 72 bin 799 kişi için, 2018’de ise 47 bin 715 kararda 80 bin 912 kişi için “koruyucu tedbir” uygulaması yürürlüğe konuldu. Kararlar, bir önceki yıla göre sayıca azalmasına karşın kişi bazında yüzde 12 artış gösterdi.

2019’un ilk üç ayında ise 10 bin 402 kararla 17 bin 96 kişi hakkında koruyucu tedbir kararı alındı.

Şüphelilere yönelik tedbir taleplerinin değerlendirilmesinde ise rakamlar çok daha fazla. Yasaya göre, bir şüpheli hakkında birden fazla karar hükmü vermek mümkün.

Buna göre, 2017’de 117 bin 938 kişi hakkında mahkemeler 295 bin 618 karar verdi. Aynı şekilde 2018’de 124 bin 355 kişi hakkında ise 358 bin 499 karar mahkemelerce hüküm altına alındı. Bu durumda, haklarında karar verilen şüpheli sayısında yüzde 6 artış yaşandı.

2019’un ilk üç ayında ise, 29 bin 853 şüpheli hakkında 84 bin 996 karar alındı.

Erkeğe rehabilitasyon

Türkiye’de bugün yürütülen bunca proje ve çalışmaya karşın kadına yönelik şiddeti önlemede henüz aşama kaydedilemiyor.

Bu durumun önemli gerekçelerinden biri, mağdur odaklı yaklaşımla sorunun çözülmeye çalışılmasıdır.

Yaşanan olaylara ve yürürlükteki uygulamalara bakıldığında, sorunun çözümü için sadece “koruyucu politikalara önem verildiği” görülüyor.

Buna karşın, bir de madalyonun diğer yüzü var: Önleyici politikalar geliştirilmesi.

Aile içi ve kadına yönelik şiddet olaylarının yaşanmasını engellemek amacıyla koruyucu politika ve uygulamalar kadar önleyici uygulamaların göz ardı edilmemesi gerekiyor.

Şiddet uygulayana yönelik öfke kontrolü, stresle başa çıkma gibi tedavi ve rehabilitasyon sürecinin uygulanmasında eksiklik var.

Şiddet uygulayana yönelik bu süreçlerin uygulanması zorunlu.

Kadına yönelik şiddetle mücadelede asıl hedef kitlenin şiddeti uygulayanlar olarak belirlenmesi ve önleyici, caydırıcı tedbir ve politikalarda şiddet uygulayanların rehabilitesini sağlayacak yöntem ve stratejilere geniş yer verilmesi devletin önceliği olmalı.

Nafile uzaklaştırma tedbirlerinin sonuçları ortada.